Etnik Mesele Parti ve Ordu demektir

Bir Google haritası

 

          
 
             Etnik Mesele Parti ve Ordu demektir.
        Türkiye’de ‘açılım’,’barış’ gibi başlıklar altında ‘Türk Toplumuna’ çakılmaya çalışılan süreç; ‘ayrılıkçı milliyetçilik’ olarak adlandırabileceğimiz PKK ideolojisinin ‘dönemsel politikası’.Uluslararası literatürde ‘Break up Nationalism’ olarak adlandırılan bu tür milliyetçilik 18 ve 19. Yüzyıllarda Avrupa uluslarını oluşturan milliyetçilik ve uluslaşma akımlarından temel farklılıklar taşıyor. Birincisi,feodal imparatorluk devletlerinde gelişen iç pazar,sanayi devrimi,burjuvazi gibi yeni olgulara dayalı olarak ortaya çıkan toplumsal devrimlerin sonucu oldu. İmparatorluklar ahalisi, çağdaş ‘ulusların’ eşitlik ve özgürlük temelinde yeni bir toplum oluşturan bireylerine dönüştü.
Ayrılıkçı Milliyetçilik ise, Uluslaşma’nın iki yüzyıl sonrasında ortaya çıkan ; Ulusal toplumlardan ‘etnik yada dinsel’ farklılıklar taşıyan bir gurubun devlet yapısından ayrılma hareketi oluşturmasıdır. Dayandığı bir ekonomik yapı ve anatoplum dışında toplumu hareket ettirecek bir burjuva sınıfı bulunmayan Etnik Gurup, etnik aydınlar öncülüğündeki bir ayrılıkçı siyasi parti ve ona bağlı askeri güç dışında bir güce sahip değildir. Ulusal dil dışında yerel olarak konuşulan bir ‘anadil’, Etnik gurubun kullanabileceği yegane ‘farklılaşma’ unsurudur. Ayrılıkçı Milliyetçiliğin başarılı olması yani nihai amacı olan ‘ayrı devlet’ sonucuna ulaşması,‘etnik siyasi parti öncülüğü ve ona bağlı askeri gücün’ Uluslararası şartlarda uygun bir zemin yaratması ile mümkündür. Dünya’nın Batı Avrupa dışında kalan geri ülkelerine özgü bir bir olgu olan Ayrılıkçı Milliyetçilik, tüm örneklerinde, 30-40 yıl gibi uzun bir sürece yayılan devlet güçleriyle silahlı çatışmalar sonunda, Uluslararası şartların uygun düştüğü bir noktada( başka bir ifade ile Batı Ülkelerinin stratejik denge hesapları ile uyuştuğu şartlarda) amacına ulaşabilmektedir. Bu süreç içindeki kırılma trendi etnik gurubun herşeyi demek olan Ayrılıkçı Parti ve silahlı gücünün varlığını koruyup koruyaması ile paralel bir çizgi izler.
           

Anadilde eğitim- aynı dilde kamu yönetimi demektir

Şimdilerde adı ‘barış süreci’ ne dönüştürülmekte olan Kürt açılımı,yukarıda özelliklerini belirttiğimiz ‘Ayrılıkçı Milliyetçilik’ hareketinin tüm işaretlerini taşıyor.2015 yılında yapılacak olan Genel seçimler sürecine ‘Anadilde eğitim ve bölgesel özerklikler’ sloganı ile girecek olan ‘Etnik Aydınlar’, Türkiye’de ulusal devlet üzerindeki ‘çatlamalar’ yanında sınırlarımız çevresinde ortaya çıkan ‘Kürdistan Rüzgarı’nı da arkalarına alıyorlar. Bölgede etnik ve dinsel çalkalanmalar sonucu, sınırların yıkıldığı,devletlerin parçalandığı,özerk mahalli yönetimlerin uluslararası tanınma kazandığı şartlarda, başlayacak bir ‘otonomi’ yolculuğu Kürt siyaseti için çok gerekli olan ‘bulanık su’ şartlarını taşıyor. 2015 Genel seçimleri sonucunda anayasal garantilere bağlanması istenen ‘otonom haklar+fiili bölge hakimiyeti’ çözümü,önümüzdeki birkaç yıl içinde ilan edileceği kuşkusuz hale gelen ‘petrol zengini Kürdistan’ coğrafyasının en önemli unsurunu ortaya çıkarmaya yetecek. Orta-Doğu’nun Kuzey Doğu köşesinde Irak savaşları ile yaratılan yeni güç merkezi Kürdistan’ın ‘eğitilmiş nüfus’ sorunu için en önemli kaynak, başka yerde değil, Türkiye sınırları içinde bulunuyor.Türkiye- Irak- Suriye üçgeninde yaşayan Kürt nüfusunun % 60 ı Türkiye vatandaşlarından oluşuyor.
 2015 Genel seçiminde Türk toplumu vereceği oylarla kendi geleceğini belirleyeceğini biliyor mu ? Bu sorunun cevabını görmek için fazla beklemeyeceğiz.
Mahir Tan      LondraPosta-Londra