Erol Başarık; YENİ SEÇİM İPTAL EDİLMELİDİR

YENİ SEÇİM İPTAL EDİLMELİDİR

23/05/2019

AKP 31 Mart İstanbul seçimleri sonuçlarına itiraz etmişti. Bunun üzerine YSK, 6 Mayısta açıkladığı kısa kararla sandık başkanlarının prensip olarak kamu görevlisi olması gerekirken bazılarında olmaması nedeniyle seçimleri iptal etti. Seçmen iradesini yok sayan, siyasi bir karar olarak nitelenen bu durumla, Başkan seçilen Ekrem İmamoğlu’nun bir hak gaspı ile mağdur edildiğine dair düşünce halk arasında geniş yer tuttu.

YSK’nın sarayla yakın irtibatta olduğuna dair siyaseti yakından takip edenler arasında yaygın bir kanaat var. YSK hiçbir hukuki delil sunamamıştır. Seçim sonuçlarını etkileyen bir durum ortada yok. Kanuna göre sandık Başkanı gelmezse diğer beş üye seçime devam edebilir. Eski seçimlerde sandık başkanlarının kamu görevlisi olması dahi kanuna aykırı sayılırdı. Bütün partilerin gözlemcileri sandık başında bulunduğuna göre güvenliğe aykırı kuş uçurtmak  mümkün değil. O halde YSK sarayın emriyle bu kararı almıştır. 16 Nisan 2017 yılında yapılan  Referandumda kanuna aykırı olarak mühürsüz oyları kabul etmesiyle zaten tarafsızlığını yitiren YSK itibarını kaybetmişti. YSK’nın önümüzdeki seçimler için yeniden yapılanması, örneğin üye sayısının üçte birinin halk arasından itibarlı kişilerce oluşturulması için tartışma başlatılmasını öneririm. Hatta Anayasa mahkemesinin dahi aynı yöntemle yapılanmasını  düşünebiliriz. Ancak yeni bir yapılanmayla Hukuku siyasetin tasallutundan korumuş oluruz.

Kısa karardan sonra çalınan minareye kılıf hazırlamak için çalışmalara başlayan YSK 16 gün sonra ‘Dağ fare doğurdu’ diyebileceğimiz 250 sayfayı bulan Gerekçeli kararını açıkladı ama kılıf çalınan minarenin boyuna yetmedi. Kısa kararda verilen hükmün gerekçeli kararda üç beş sayfa ile açıklanması beklenirken gerekçeli kararda olmayan birçok eklemeler yapılmış. Hukuk basamaklarının en tepesine erişmiş bu YSK üyeleri hukuktan sınıfta kaldılar. Verilen karara şerh koyan başta YSK Başkanı Sadi Güven olmak üzere diğer üyeleri tenzih ederim.

23 HAZİRAN İSTANBUL SEÇİMİ İPTAL EDİLSİN

Sonuçta, somut bir delil yok. Tam kanunsuzluk durumu yok. Seçmen mağdur, Milli irade yok sayılmış. O halde seçim niye yenilensin. Ülke ekonomisi perişanken, S-400’ler nedeniyle ABD ile papazı bulurken, İran ambargosu Türkiye’yi etkilerken seçim peşinde koşma lüksümüz var mı? Size maliyetini söyleyeyim. Merkez Bankası son meteliğine kadar harcayarak frenlemeye çalıştığı doların tırmanışı  yeniden başladı. Dolar an itibarıyla 6.13’tür. 31 mart seçimleri pürüzsüz sonlansaydı 5.30’larda olan dolar seçimler bitmiş, siyasi istikrar sağlanmış olacağından beşin altına düşebilirdi. Seçimlerin yenilenmesine bir ay var. Doların yedi liraya yaklaşması hatta geçmesi mümkün. Seçimi hangi taraf kazanırsa kazansın YSK’ya itirazlar yapılacak. Sonuç alma haftalar hatta aylar sürebilir. Türk Liramız sekizi mi, onu mu bulur, geçer mi, Allah bilir. Bunun anlamı Türkiye’nin dış borçları 31 Marttan bu yana 600 milyar liranın (100 milyar dolar) üzerinde durduk yere artması demektir. Oysa seçim iptal edilir, siyasi istikrara kavuşursak dolar 5.50’lere doğru gerileyebilir.

Ekrem İmamoğlu mazbatayı geri alsın desem televizyon programına bile Reis’den izin almadan tek başına hareket edemediğine göre yapamaz. O halde Türkiye’nin dünyadaki itibarını kurtarmak, demokrasiye olan inancımızı dünyaya duyurmak saraydaki Reis’e düşüyor. Ülkenin itibarı sarayın büyüklüğü ile değil, muhteşem bir demokrasiyle yükselir. Reis, hepimiz bir gemi içindeyiz demişti. Ama iç ve dış sorunlar nedeniyle gemi su alıyor. Menzile varamaz. En yakın limana sığınması gerekir. Reis’in rotayı çevirip ülkeyi selamete çıkarması gerekiyor. Yani seçimin iptalinde başrolü oynamalıdır. Benden söylemesi, görevim.

Bir de CHP’nin yapabileceğine inandığım hamle var. İstanbul seçiminin iptal kararının iptal edilerek mazbatanın Ekrem İmamoğlu’na geri verilmesi için YSK’ya müracaat edebilir. Olumlu karar çıkarsa Türkiye kurtulur. Zararın neresinden dönersek kardır. Kim bilir tarihi vebalden kurtulmak için YSK da belki aklı selime başvurur. Onların da bir sağduyuları vardır. Yeni seçim yapılırsa Cumhuriyet tarihinin en kirli olması muhtemel bir seçime hazır olalım.

Bütün gerçek Başkan Sadi Güven’in şu sözlerinde yatmaktadır: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine ilişkin maddi hatalar giderilip geçersiz oyların tamamının yeniden sayılması karşısında tek başına seçimin neticesine tesir ettiğine ilişkin seçimin iptalini gerektirir tespit yoktur.

Son sözüm: Mevzubahis vatansa seçimler teferruattır. Herkes aklını başına toplasın.

Saygılarımla

Erol Başarık   (Ekonomist)

Reform 2000 Party’si Genel Başkanı – İngiltere