İKİNCİ İMAMOĞLU ZAFERİ

20/06/2019

Birinci Dünya Harbini takiben başlattığımız Kurtuluş Savaşında babalarımız, dedelerimiz, ninelerimiz cephelere koşarak savaştı, bazıları şehit düştü. Önümüzdeki Pazar günü yapılacak İstanbul seçimi   canımızı vermek için cepheye değil sadece sandık başına gidip oy vermekle 25 yıldır İstanbul’a yapılan ihaneti sona erdiren seçimi kazanacağız. Bu seçimin sonucunda Parti devletinin sona erdirilmesi ve yeniden kuvvetler ayrılığına dayanan Parlamento Sistemine dönüşün taşları döşenmiş olacak.

YSK’nın hak gaspı nedeniyle yenilenecek 23 Haziran İstanbul seçiminin sonuçları şüphesiz Türk siyasi tarihinde çok önem taşıyan bir yeri olacaktır. AKP 31 Mart seçimlerinde milletten Demokrasi isteğini yansıtan, yurt çapında büyük bir ders aldı. Sadece İstanbul’a değil, Türk adaletine, özgürlüklerimize, ekonomiye, TSK’ya, eğitime ve dış ilişkilerimize ihanet derecesindeki zararları seçmen tespit etmiş.

Sözü uzatmadan sandığa gidecek üç grupa ayırdığım seçmene mesajlar vermek istiyorum:

İmamoğlu’na 31 Martta Destek Verenler: Halk deyimiyle iki elimiz kanda da olsa, aşılamayacak bir mazeretimiz yoksa mutlaka sandığa gidip oyumuzu kullanmalıyız. Ben de dahil yabancı ülkelerden hatta ABD’den bir eksik olmasın diye bilinçli oy sahipleri geliyor. İmamoğlu nasıl olsa kazanacak düşüncesiyle görevden kaçma gibi bir lüksümüz yok. Eğer 100 kişiden birimiz böyle düşünürse 100 bine yakın oy kaybetmiş oluruz. İki kişi 200, üç kişi olursa 300 bin oy kaybıyla seçimi dahi kaybedebiliriz. Oysa 31 Mart seçiminin yaratttığı sinerjiyle gönül arzu eder ki aradaki oy farkı bir milyonun üstünde İmamoğlu lehine olsun. Eğer sandığa gitmede fire vermezsek ve Tayyip Erdoğan’nın sahaya inmesiyle AKP seçmeni de dahil yalanlara, iftiralara kanma sonucu İmamoğlu’nu desteklemeyi düşünenleri etkilemezse bir milyonu aşan farklı sonuç almak hayal değildir.

Binali’ye 31 Martta Destek Verenler: İstanbul olduğu kadar seçimlerden sonra Türkiye çapında bazı değişikliklerin olması gerekiyor. Kuvvetler ayrılığı sisteminden ayrıldığımızdan beri tek adam rejimiyle Türkiye’de demokrasi, hukuk ve ekonominin büyük bir çöküşün içine girdiğinin farkındaysanız şimdi rotayı çevirmek için tam zamanı. Alnı secdeye değenler diye düşünerek oylarınızla destek verdiklerinizin, israf, çalma ve yolsuzlukla ülkeyi nasıl borç batağına soktuğunu gördünüz. Çalıyorlar ama çalışıyorlar sözüne dahi uymadılar. Çaldılar ama sadece kendileri için, insanı, ülkeyi düşünmeksizin. Kendi itiraflarıyla beka sorunu yarattılar. Müslüman Kardeşler terör örgütünün başı Mursi’nin ölümüne verilen değeri bu vatan toprakları için şehit düşenlere dahi vermeyen bir Reis var. Aklının ve vicdanının sesini dinle, İmamoğlu’nu destekle. Dini kendi emelleri yolunda kullananları bundan sonraki seçimlerde de destekleme. Siyasal İslam ülke için zararlıdır.

Sandıktan Uzak Duranlar ve Diğer Partilere Oy Verecek Olanlar: Önümüzdeki seçimin galibi İmamoğlu  olursa ‘HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK’. Binali olursa tek kelime ile felaket. Vurgun, soygun, israf devam edecek demektir. Bu seçim bağlı olduğun partinin seçime girecek adayına oy verme seçimi değil. Kazanamaz, oylar çöpe gider. Bakınız bir çok siyasi parti İmamoğlu’na destek kararı aldı. Bu seçim Demokrasiden veya tek adam rejiminden yana olma seçimidir. Yukarıda izah ettiğim gibi İmamoğlu ne kadar büyük farkla kazanırsa kuvvetler ayrılığına dayanan demokrasiye dönüş o kadar hızlı olacaktır. Bu seçimde oyunu partin için değil, vatan için kullan. Sandığa mutlaka gidin, aklınızla, vicdanınızla, doğru yolda oyunuzu verin.

Sevgi ve saygılarımla

Erol Başarık   (Ekonomist)

Reform 2000 Party’si Genel Başkanı – İngiltere