En uzun gün

                  En Uzun Gün ; 2 Mart Çarşamba

Türkiye’nin yakın geleceğini şekillendirecek günlerden birisi bu. Bir dönemin 1 Mayıs Yürüyüşü gibi önceden ilan edilmiş ve bazı güçler tarafından ‘hazırlıkları tamamlanmış’ bir gün olarak görünüyor. Bugün saat 16.00 da Diyarbakır’da ne olacaksa, göz göre göre, gün ışığında ve tüm Dünya’nın önünde olacak. Türkiye buna hazır mı ?

Diyarbakır kenti ‘Sur’ bölgesinde çatışmalar ve ‘kuşatma’ devam ederken, bu şehirde oyların yarısını alan parti, halkın yarısını ‘kuşatmayı yarmak’ için Sur bölgesine yığacağını söylüyor. -2 Mart Çarşamba günü erken saatlerde bir anlaşma olmazsa- sivil görünümlü binlerce insan ile ‘kuşatmayı’ sürdüren asker ve polis güçleri arasında bir silahlı bir çatışma kaçınılmaz görünüyor. Kötü olan bu çatışma’nın artık alıştığımız, gaz bombalı- hortumlu birkaç kişinin yaralanması yada yaşamını kaybetmesi gibi ‘sıradanlaşmış’ bir olayın sınırlarını çok çok aşma istidadı taşıyor olmasında.

2 Mart Çarşamba günü, Diyarbakır kentinde büyük çaplı çatışmalar meydan gelirse, sivil yada sivil görünümlü insanlar,askerler, polisler ölürlerse bunun sorumlusu kimler olacaktır?

  • Halkı kamu iletişim araçları ile açık bir biçimde,Diyarbakır kentinde bir mahallede operasyonlar yapan Güvenlik Güçleri üzerine süren HDP yöneticileri mi ?
  • Bir çatışma olasılığı çok yüksek bir günde, yürüyüş yapılmasına -ne pahasına olursa olsun-engel olmamış olan sivil ve askeri otoriteler mi ?
  • Halkı yapılacak olan yürüyüşün muhtemel kötü sonuçlarına karşı uyarmak için ‘bağımsız’ bir kampanya açmayan yazılı ve görsel medya mı ?

Unutulmaması gereken, ‘2 Mart Çarşamba’ gününün ‘önceden ilan edilmiş’ bir felaketin başlangıcı olma özelliği.

Başladıktan sonra,kolayca kontrolden çıkabilecek bir kitle psikolojisinin hakim olduğu bir dönemde yaşanacak olması.

Pek muhtemel olayların sorumluluğundan kimsenin kurtulamayacağı, tarafların ve ‘izleyicilerin’ aynı derecede ‘elleri kanlı’ olacakları bir ‘uzun gün’ bekliyor toplumu.

LondraPosta- Londra