Ekrem Başkan,Mansur Başkan

           Ekrem Başkan,Mansur Başkan

 

2019 Yerel Seçimler dönemi büyük kent yönetimleri ile birlikte Türkiye’nin yakın geleceğini de değiştirdi. Hileli Cumhurbaşkanlığı seçimi ile Türkiye’nin kafasına geçirilen ‘Cumhurbaşkanlığı sistemi’, büyük kentler nüfusundan başlayarak reddeliyor. 30 Büyük kentin yerel yönetimi artık Erdoğan rejimine muhalif halk kitlelerinden oluşuyor. Bu nüfus Türkiye’de artık net bir siyasi iktidar değişikliğini gerçekleştirecek çoğunluğa tekabül ediyor. Dün yapılan ikinci İstanbul Belediye başkanı seçimi bir genel seçim olsaydı, Parlamento da en az 30 milletkili, iktidar saflarından muhalefet saflarına geçecekti. Demek ki, Türkiye’de kentli ve kentlileşmiş nüfusun önderliğini yaptığı bir siyasi devrim süreci içindeyiz.

Bu sürecin öne çıkan karakterleri şunlar;

-Esas itibarıyle büyük kentlere göç ve kırsal nüfusun taleplerine cevap oluşturan AKP- Siyasi İslam ve Tarikat üçgeninn egemenliği, Cumhuriyetçi halk kitleleri tarafından püskürtülüyor.

– Tek Adam rejimi olarak da bilinen ‘Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ evet hayır referandumundan başlayarak yeniliyor. Cumhuriyet’in temel çizgisi olan parlamento ve Kuvvetler ayrılığına olan talep yeniden hakim hale geliyor.

– Bir yaşam tarzı olarak Laiklik büyük kentleri kazanan tarafın en belirleyici bileşeni.

– Büyük kentlerde yaşayan halk siyasette yeni yüzler arıyor. Yerel seçim zaferlerinin belirleyicileri olan Ankara ve İstanbul’da halkın öne çıkardığı kişilikler Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş, partili karakterleri ön planda olmayan ancak mücadele gücü yüksek yeni önderler.

– 23 Haziran  yerel seçimi , İstanbul seçmeninin son derece bilinçli,örgütlü ve gelişmiş bir halk kitlesi oluşturduğunu gözler önüne serdi. Bunun en belirgin göstergesi Erdoğan rejiminin seçime birkaç gün kala yarattığı ‘İmamoğluna Ordu-VİP ve Öcalan Mektubu’ provokasyonlarına hemen ve acilen, bir siyasi parti yönlendiriciliği olmadan sandıkta gerçekleştirdiği cevap oldu. Ordu provokasyonu İstanbul’un Karadenizli oylarının ağırlıklı olduğu, Öcalan mektubu ise Kürt ağırlıklı oyların hakim olduğu semtlerde sandıklara gömüldü.   

– Son iki yıllık dönemde Türkiye’nin seçmen haritasında çok önemli değişimler oldu. Muhalefetin yerel seçimlerdeki başarısı, 2017 referandumu sonuçlarını perçinleyen yeni bir ortam yarattı. Millet ittifakı ya da ‘hayır bileşenleri’ yeni bir genel seçimin kazanan tarafı olacağını göstermiştir.  

İstanbul seçimini Muhalefet adayı Ekrem İmamoğlu’nun 800 bin gibi beklenenin çok üstünde bir oy farkıyla kazanması Türkiye’de, bölgede ve Dünya’da bir çok şeyi değiştirecektir. Su almaya başlayan AKP gemisini terketme eğilimi, yeni partiler biçimine bürünerek siyasi haritayı değiştirecek, Dünya’da Erdoğan rejiminin ‘gidici’ olduğu imajı güç kazanacaktır.  

Dün Türkiye’nin bir orta-doğu ülkesi olmadığı, halkının da üzerinde oyun oynanan halklara göre tam bir çağ ileride olduğu ortaya çıktı.  

İstanbullu mesajını böyle verdi.

 

Mahir Tan            LondraPosta-Londra