DEMARCATİON LİNE

DEMARCATİON LİNE 

Rusya’nın Suriye Savaşına müdahil olması ve Suriye rejimini desteklemesi sonrasında yayına başlayan Rus Askeri İstihbarat yayın organı ‘SouthFront’ tarafından dün yayınlanan bir haber, Türkiye’nin ‘Fırat Kalkanı’ harekatına açıklık getirdi. Rus internet sitesinin açıklamasına göre; TSK ve Desteğindeki ÖSO ya bağlı kuvvetlerin Batı yönünden IŞID kontrolündeki El Bab’a girmesi ve Suriye Ordusunun Güney yönünden aynı kentin sınırlarına dayanması bir plan ve ön anlaşma doğrultusunda yürütüldü. Bu anlaşma Rusya-Türkiye ve Suriye arasında yapılan bir ‘ Demarcation’ (Ateşkes Sınırı belirlenmesi) anlaşması. Rus kaynakları, Suriye Ordusunun El Bab’ın 1 km güneyindeki Tadif kasabasını ele geçirdiktikten sonra, kentin içine girmeyerek anlaşmayı uyguladığını belirtiyor. Açıklamadan anlaşılan,yapılan anlaşma mucibince El Bab ve Kuzeyindeki bölgenin yakında yapılacak Cenevre görüşmeleri sırasında Türkiye ve kontrolündeki silahlı guruplara bırakılacak olması. Rusya-Türkiye-Suriye ve İran tarafından organize edilen Astana toplantılarında kabul edildiği öngörülen ‘demarcation’ anlaşması Cenevre de uluslararası kabul görürse Suriye’nin merkezi bir devlet ve federe ünitelerden oluşan bir yapıya dönüştürüleceğinin bir işareti. Daha önce gazetemizde yayınlanan bir başka habere göre; Astana toplantısı öncesinde Suriye devlet Yetkilileri ve Kuzey Suriye’deki Kürt Oluşumu,Rusya’nın Suriye’deki Askeri Komutanı tarafından organize edilen bir toplantıda bir ‘demarcation’ sınırı çizmişlerdi. Suriye’de yeni bir Anayasa ve yapılacağı,Federal bir devletin kurulacağı Devletin adının ‘Suriye Arab Cumhuriyeti’ yerine ‘Suriye Demokratik Cumhuriyeti’ne çevrileceği belirtilmişti. Böylelikle Suriye’nin Kuzey bölgelerinin geleceği büyük ölçüde belirlenirken, Kuzey Batı’da El Kaide’nin yan örgütlenmeleri ve onlara yakın bazı şeriatçı gurupların kontrolündeki İdlib eyaleti ve Şam’ın güneyinde yine El Kaide kökenli gurupların işgalindeki Ürdün Sınırı yakınlarındaki bir bölgenin geleceği halen belirsiz durumda. Suriye Ordusunun bu bölgelerde kontrolü sağlamak amacıyla büyük çaplı bir harekata girişmemesi durumunda, Suriye’de şu anda ‘demarcation’ anlaşmaları ile belirlenmiş 4 federal bölge ortaya çıkıyor. Suriye Merkezi Yönetimi (Esad lı yada Esad sız Alevi Bölgesi), PYD kontrolünde Kürt Bölgesi, Türkiye-ÖSO Kontrolündeki EL Bab ve El Kaide örgütlenmelerine verilecek bölgeler.
Suriye savaşının Cenevre görüşmelerinde bu minval üzerine sonuçlanması durumunda, Yüzyılın en büyük provokasyonları ve Emperyalist Müdahalelerine rağmen Suriye Devleti ve Esad yönetiminin bir tür ‘Pirüs Zaferi’ kazandığından söz edilebilir.
Suriye’de akan kanda parmağı bulunan Türkiye’nin ise savaşın son yılında taraf değiştirip, kazanan tarafta olmak yoluyla pastadan küçük bir dilim koparmayı başardığı görülüyor. Ne var ki Türkiye, bir ‘demarcation’ anlaşması ile El Bab ta kontrolü kazanırken, Suriye ve Rusya’nın yaptığı bir başka ‘demarcation’ anlaşması nedeniyle PYD ve Federal Kürt Bölgesine itiraz hakkını kaybediyor.
Üstelik Donald Trump Başkanlığındaki yeni ABD nin topa girmesi sonucunda nelerin değişeceğini hiç mi hiç bilmiyoruz.

Mahir Tan   LondraPosta-Londra