Delegelere Değil, Üyelere Çağrı

Delegelere Değil, Üyelere Çağrı

 

CHP ve bu partinin geleceği, Türkiye’nin geleceği ile aynı şey olabilir mi ?

Türkiye’nin devlet yapısını ve şeklini değiştiren, onu yaklaşık 100 yıl yaşadığı parlamenter demokrasiden bir tür tek adam rejimine sürükleyen AKP iktidarı süresince girdiği tüm seçimlerde aynı sonucu aldı ana muhalefet partisi; Açık ara yenilgi.

Yeni bir şey olabilir mi diye bekledik dün akşam Tv ekranlarında. Cumhurbaşkanlığı seçiminde % 30.6 oy alan Muharrem İnce ile.

İnce’nin dile getirdiği ‘değişim’ talebi esas itibarı ile parti tüzüğünde görülen ve ‘üye tabanı’ ile ‘yetkili organlar’ arasındaki denetim mekanizmasını ortadan kaldıran ‘delege sisteminde’ yoğunlaşıyor.

Değişimin ilk adımı olarak seçimli bir kongre için mevcut delegelerin % 50 artı 1 inin onayını almanız gerekiyor. Bu sayı ile kongre yapılsa zaten kongredeki seçimi de kazanıyorsunuz. Üstelik önümüzdeki ilk seçim bir yerel seçim. Mevcut delegeler için CHP nin elinde kalacak belediyelerde meclis üyelikleri ve benzeri imkanların açık tutulacağı besbelli. İnce’nin kongre toplaması deveye hendek atlatmak kadar zor.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde % 30.6 oy alan Muharrem İnce buna rağmen bir umut yaratabilir mi ?

 

Zaman aleyhine İşliyor

 

Muharrem İnce’nin Habertürk kanalında yaptığı açıklamalar, İnce’yi destekleyenler yada CHP de değişim bekleyenler tarafından nasıl karşılandı ? Bunu belirleyecek objektif veriler yok. Ancak İnce’nin yaptığı ‘Ben imza toplayın demem.Ama toplarlar ve gel başımıza geç derlerse ben varım’ açıklamasının izleyicilerine yeterli güveni vermediği, medyada haber bile olmayışından görülüyor.

Muharrem İnce, isminin Cumhurbaşkanlığına aday olarak ilan edildiği gün yaptığı ‘Genel Başkanıma karşı aday olmayacağım’ sözünün,vaadinin altında eziliyor.

 

Öncelikle böyle bir söz verilir mi ?

 

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce ismini Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklamakla İnce’ye bir lütuf ta bulunmamıştır. Tersine uzun bir süre Abdullah Gül ismi etrafından dolaşan CHP yönetimi,bu teklif adaylardan Meral Akşener tarafından reddedilince,  İnce isminde karar kılarken aday olarak gösterebileceği fazla bir seçeneğe sahip değildi. Aday adaylarından Yılmaz Büyükerşen ve İlhan Kesici değişik nedenlerle, yerinde bir kararla, aday gösterilemediler.

Muharrem İnce’nin ikinci olarak değerlendirmesi gereken bir başka nokta, kendisinin CHP’ye  Genel Başkan olmasının toplum için gerekli hatta zorunlu olup olmadığı. İnce CHP de değişimi gerçekleştirebilecek tek isim olduğuna inanıyorsa bunun için harekete geçmekle yükümlüdür. ‘Genel Başkanıma karşı aday olmam’ sözünün,vaadinin toplumsal bir gereksinim karşısında hiç bir bağlayıcılığı yoktur. Zira Muharrem İnce’nin kendisinin Habertürk’te yaptığı değerlendirmeye göre; CHP bu değişimi gerçekleştirmezse % 20 bandının altına düşecektir önümüzdeki seçimde. ‘Sözkonusu Vatan’ kısaca…

 

Delegelere Değil, Üyelere çağrı

 

Muharrem İnce’nin dün yer aldığı Tv programında doğrudan CHP üye tabanına net bir çağrı olmalıydı. Olağanüstü seçimli Genel Kurul kararı üyeler tarafından değil, delegeler tarafından verilecek. Bu doğru. Mevcut tüzüğe göre tabii. 

Ancak ‘değişimin’ buradan başlaması gerektiği de doğru. Böyle bir ucube sistem altında CHP de değişim beklemek hayaldir. İşte bu sistem nedeniyle CHP, % 30.6 oy alan değil, bu orandan % 8 eksik oy alanlar tarafından yönetiliyor. Kısır döngü aynı noktada başlıyor,aynı noktada sonuçlanıyor yıllardan beri. Merkez delegeleri seçiyor, delegeler merkezi.

CHP de gerçek bir değişimi yaratacak tek güç milyonun üzerindeki üye tabanıdır.

Üyeler ağırlıklarını parti kanalları üzerinden merkeze yansıtamadıkları (Bu yollar tıkalı olduğu için) için bu baskıyı doğrudan doğruya medya ve sosyal medya üzerinden-ve aynı zamanda meydanlarda- yapmak zorundadırlar.

İnce bu çağrıyı yapmalı çok geç olmadan… 

 

Mahir Tan          LondraPosta-Londra