Cumhuriyet’in savunma gücü

 

                     Fırtına Öncesi

1 kasım seçimleri AKP nin güç tazelemesi sonucunu verdi. İktidar partisi 13 yıl öncesi gücünü yeniden kazandı. Bu durumda, Parlamento’daki çeşitli partilere mensup milletvekilleri sayısındaki yeni dağılım, ‘Türkiye’ye yeni (eski) bir yüz vermek için’ Erdoğan rejiminin ihtiyacı olan çoğunluğu sağlıyor. 1 kasım seçimlerinin ne getirdiğini hemen önümüzdeki yıl başından sonra göreceğiz; kuşkuya yer yok ki yeni ateş hattı ‘ Anayasa değişiklikleri’ üzerinde kurulacak. Anayasa değişikliğini referandumsuz olarak gerçekleştirmek için AKP nin ihtiyacı olan oy sayısı 367. Yeni TBMM de AKP ve HDP oyları bu sayıyı 6 fazlasıyla tamamlıyor. 2013-14 yıllarında AKP Hükümeti ve HDP- Kürt siyaseti arasında süren ‘açılım’ politikaları esas olarak bugün ortaya çıkan Parlamento aritmetiğinin sosyal tabanına dayanıyordu. Bu nedenle ‘Yeni Anayasa- ve bunun Kürt ‘özyönetimleri’ ile ilgili bölümleri çok yakın bir gelecekte, ‘ete kemiğe’ bürünerek fiili bir gerçeklik olarak önümüze sürülecek.

                ‘Kürt Siyaset’inde’ tıkanma

Haziran ve Kasım ayları arasında ‘Yeni Anayasa’nın ilgili taraflarından biri olan ‘Kürt Siyaseti’ sıçramalı bir gelişme gösterdi,. Bunun Türkiye’deki sosyal ve siyasi gelişmelerden çok komşu Suriye ve Irak olayları ile ilgisi var. Kürt nüfusun yaşadığı Irak-Suriye-Türkiye üçgeninde en hareketli askeri güçlerden biri olan PKK nın IŞID’ın yarattığı ölüm ve gericilik fırtınası içinde kendisine uluslararası bir kabul ortamı yaratma çabası şu ana kadar net bir sonuç vermedi. Büyük ölçüde iç içe güçler olan PYD ve PKK, Suriye’de uluslararası destek alırken Türkiye’de bu korunmadan mahrum kaldı. Suriye’de ABD hava desteği sonucu hızlı bir gelişme ve yayılma gösteren ‘Kürt Kantonları’, Türkiye’deki ‘Kürt siyasetini’ de maceracılığa sürükledi. 7 haziran ve 1 Kasım seçimleri arasındaki HDP nin aldığı oylar arasındaki fark esas olarak buradan kaynaklanıyor. Seçimler arasında ‘özyönetim’ adı altında Suriye ‘kantonculuğunu’ ilan eden Kürt siyasetçileri, AKP Hükümetleri tarafından baskı altına alınırken,önemli sayıda  PKK kadroları ordu ve polis tarafından ezildi yada yurt dışına sürüldüler. Bu nedenle 1 kasım sonrası açıklamalar yapan PKK yöneticileri ‘demokratik çözüm’ yanlısı olduklarını ilan ederlerken ‘savaşa devam’ söylemiyle de zayıflayan siyasi kozlarını masaya sürüyorlar.

               Cumhuriyet’in savunma gücü

1 kasım seçimleri Türkiye’yi 2016 yılı boyunca sürecek yeni ve çok tehlikeli virajlar dönemine sokuyor.Cumhuriyet’in partili yada partisiz olarak değerlendirmeye alınabilecek güçleri son yarım yüzyıl içindeki en düşük düzeye kadar geriledi.Parlamento’daki muhalefet partileri –isteseler bile- bir Erdoğan rejiminin yaratacağı, Yeni Anayasa-Başkanlık- Otonomiler sistemini önleyebilecek güçte değiller. Bu güç, yani 92 yıllık Cumhuriyet rejimini savunacak güç; Parlamento içinden ve dışından ve yeniden yaratılacak halkın birliğidir. Cumhuriyeti savunmak ile yükümlü siyasi partiler,kitle örgütleri ve medya-iletişim organları Anayasamızın değişmeyecek ilk dört maddesini doğrudan doğruya halkı yeniden örgütlendirmeye yönelik canlı ve çağdaş siyaset malzemesi biçiminde halka sunmalıdır. Artık, hiç bir siyasi parti, hiç bir kitle örgütü Türkiye’de çağdaş toplumu temsil eden Cumhuriyet’ten daha önemli değildir.

Mahir Tan           LondraPosta- Londra