Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 92.yıldönümünde

Türkiye Cumhuriyetimizin, temiz yürekli yurttaşları, mert yurtsever insanları!…

Bu hepimizin olan, ve de  hepimizin olmaya devam edecek olan, CUMHURİYET BAYRAMIMIZ  kutlu olsun.

Evet “CUMHURİYET”in bayramı.Yani  CUMHURİYET diyoruz hepimiz soluğumuz yettiğince, demeye, hatta haykırmağa da, devam edeceğiz.Çoşkuluyuz, gururluyuz, özgürüz.El ele, yüz yüze, göz göze, yürek yüreğeyiz.Ve elbette tüm dünyanın gözleri önünde de bu kimlikle varız.

Üstelik CUMHURİYET,sadece kafalarımızda ve yüreklerimizde değil, aynı zamanda, kitaplarımızda, sözlüklerimizde, dergilerimizde, gazetelerimizde, anılarımızda, tarihimizde ve elbet Anayasa’mızda da yazılıdır ki, en genel tanımı şöyledir:

“Cumhuriyet…Milletin egemenliği elinde tuttuğu ve bunu belirli  süreler için seçtiği         milletvekilleri aracılığı ile kullandığı devlet biçimi…”dir. Ve silinmez harflerle belirleniyor:  “TÜRKİYE DEVLETİ BİR CUMHURİYETTİR.” (Anayasa)

İşte modern ve insanca yaşamımızın kaynakları bu 4 sözcüklü ibarenin içindedir. Parlamenter demokrasi, seçme-seçilme  hakkı, modern hukuk,medeni kanun, kadın hakları, Latin Alfabesi, laiklik ve bilimsel eğitim, modern kıyafet, özgürlükler, “hakiki mürşidimiz olan bilim ve fen…”,  modern kültür, emek gücünün değerlendirilmesi, sendikal haklar, örgütlenme hakları ve sayıları bitmez nice güzellikler.Üstelik, bununla da bitmiyor ve şöyle noktalanıyor:

“TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURUCUSU ATATÜRK’TÜR”

Atatürk’ün Cumhuriyet hakkındaki fikri neydi? Ne demişti? Mustafa Kemal Paşamız çok yerde ve çok kere, “cumhuriyete” ““İstiklal ve cumhuriyet benim karakterimdir.” Yani: Bağımsızlık ve Cumhuriyet.

Çünkü biliyordu ve biliniyor ki, bağımsızlık olmadan cumhuriyet olmaz. ”Olur” diyenler bile inkar edemiyorlar şimdilerde: bağımsız olmayan ülkenin “cumhuriyeti” itile kakıla tabiri caizce şamar oğlanına dönüveriyor.

Bizlerse Atatürk’ün yolundan gidiyoruz, yani “bağımsızlık ve cumhuriyet” diyoruz…

Peki, bu cumhuriyetimizin düşmanları yok mudur?

Vardır, çoktur, hatta çoğunluktadır da…

Ancak, parlamentodaki çoğunlukları bile Cumhuriyetin ismi ve içeriğini ne kaldırabiliyor ne de değiştirebiliyor.

Çünkü, bildiğiniz gibi, Atatürk’ün Cumhuriyet önerisi, 29 Ekim 1923 günü, TBMM’de, oybirliği ile ve ayakta alkışlanarak kabül edildikten hemen sonra İsmet Paşa’nın önerisi de kabül edilmişti. Buna göre “cumhuriyetin kaldırılması ya da değiştirilmesi TEKLİF bile edilemeyecekti, Mecliste. Halen Anayasalarımız değişse bile birinci, ikinci, üçüncü maddelerine göre TEKLİF bile edilemiyor.

Ama Cumhuriyet kazanılarının birer birer içi boşaltılıyor.

İşte laikliği öteleyip din temelinde eğitimin yürürlüğü, işte dış politikada osmanlıya yöneliş, işte kadın haklarına saldırı, işte kültürümüzün din gerekçesiyle Araplaştırılması,işte parlamentonun devre dışı bırakılması,işte cumhuriyet ordusuna büyük kumpas, işte Arap dil ve alfabesine dönüş hazırlıkları,  işte tek adam yönetimine yöneliş, işte hemen her alanda bilimsellikten uzaklaşma. Yani cumhuriyetin içeriğini boşaltmak yoluyla modern yaşamı yozlaştırma ve geriye dönüş ve Osmanlıcılık  hayalleri.

Bizlerse, yani cumhuriyetin bütün kuruluşları, bütün ileri zemindeki insanlarımız gençlerimizle, kadınlarımız, kızlarımız ve erkeklerimizle, hepimiz, gericilere, faşizme, vatan ve millet düşmanlarının vahşi saldırılarına, yani cumhuriyet düşmanlarına karşı koyuyor, onlarla mücadele ediyor, direniyoruz ve hepimiz, ismi, cismi, ileri dünyası, insanca yaşamı temel alan varlığıyla CUMHURİYET’e EVET diyoruz. Onu babalarımız, dedelerimiz emperyalistler ve işbirlikçilerine karşı kan dökerek, can vererek kazandılar. Bizler de sonuna kadar koruyup, kollayacağız. Yani Cumhuriyetçiyiz ve de cumhuriyetçi kalacağız.

İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği olarak,bu inançla, bu hepimizin bayramını, bu, “ilelebet” sürecek olan CUMHURİYET BAYRAMIMIZI yürekten kutluyor, saygılarımızı sunuyoruz.

 

İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği Yönetim Kurulu