Cumhurbaşkanı’nı birlikte belirleyelim

Kılıçdaroğlu’nun ‘Occupy Çankaya’ işareti

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Occupy CHP’ adlı hareketin, parti genel merkezinde yaptığı gösteri-protesto sonrasında yaptığı açıklama ile Türkiye’de bazı ‘ilk’lerin yaşanacağına temas etti. Bunlardan birincisi; Anamuhalefet Partisi Başkanının, Cumhurbaşkanlığı adayının ‘gençlerle birlikte’ belirlenmesi teklifi oldu. LondraPosta’nın geçtiğimiz hafta yayınlanan ‘Cumhurbaşkanlığı Adayı Halk Yoklaması ile Belirlenmelidir’ başlıklı yazısında yapılan önerilerle paralellik taşıyan Kılıçdaroğlu yaklaşımı, gençlik tarafından dile getirilen ‘CHP içinde aktif katılım’ yaklaşımına, Cumhurbaşkanlığı adayını ‘partiden önce’ halk arasında belirleme biçiminde bir yön verdi. Bu alanda sosyal medyanın artık herkesin görmeye başladığı gücünün kullanılması, Kılıçdaroğlu’nun çağrısının içeriğinde bulunuyor. Gerçekte hiç bir önseçim, seçim ya da yoklama, halkın kendi adayını ‘doğrudan yöntemle’ parti genel merkezine yollaması kadar demokratik olamaz. Bunun yanında adayın halkla birlikte belirlenmesi, Cumhurbaşkanlığı seçimi için gerçeklere dayanan bir ön değerlendirme şansı yaratacaktır.
 

Genel seçim öncesi hazırlıkları

 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Occupy CHP’ eylemi dolayısıyla yaptığı açıklamada, satır aralıklarında ana muhalefet partisi liderinin yakın siyasi gelecek hakkındaki görüşleri de gizli. CHP içindeki gençleşme ve buna bağlı olarak değişim, Başkan Kılıçdaroğlu’na göre; Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasına zamanlanmalıdır. Türkiye’nin muhtemelen kader seçimi olacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, ana muhalefet partisi içinde bir ‘kaos’ sonucunu doğuracağı açık olarak görülen bir ‘sözde yenilenme’ hareketi, ‘iktidar için bir dikensiz gül bahçesi’ yaratma girişiminden başka bir şey olmayacaktır. Türkiye içinde ve dışında yaşayan herkes biliyor ki; ‘Cumhurbaşkanlığına Erdoğan’ın yerleştiği bir ülkede, siyasal islamı, parlamento maskeli  mutlakiyet yönetimini, ekonomik ve siyasi anlamda bir çete yönetimini, bölünmeyi ve uluslararası provokasyon merkezlerini durduramazsınız. Cumhuriyet, ağustos ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte ‘kazanmaya başlamak’ zorundadır. AKP, siyasal islam, yolsuzluk ve baskı rejimi, Cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte ya çöküşe yönelecektir ya da kesin ‘zafere’… Hiçbir siyasi parti, böylesine riskli bir yolculuğa ‘parti yönetimindeki iç dengeleri gözeterek’ belirlenecek bir aday ile çıkamaz. 
 

Eşbaşkanlık önerisi

 
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun gençlere yaptığı çağrının bir başka önemli yanı: Türkiye politikasında bir başka ‘ilk’ yaratan ‘Eşbaşkanlık’ önerisi oldu. Henüz içi doldurulmamış olmakla birlikte bu öneri, Genel Başkan’ın geçmiş parti başkanlarından farklı ve çağdaş bir politik lider kavrayışına sahip olduğunu gösterdi. 30 mart seçimlerinde başarı-başarısızlık hesaplarının, biraz da ‘sorumsuzlukla’ ayyuka çıkarıldığı bir dönemde, Genel Başkanın çıkışı cesur ve çağdaş bir örnek yaratılmasına yardımcı olacaktır. Bir yanıyla CHP’de yenilenme ve Cumhuriyet’in kurucu partisi olma özelliğiyle ön plana çıkması yolunda bir girişim olan Cumhurbaşkanı adayını  halkın belirlemesi önerisi, aynı zamanda anamuhalefet partisinin önümüzdeki genel seçimlerde izleyeceği rotayı tayin edecektir. Cumhurbaşkanını ‘Cumhur’un belirlemesi, onun aynı zamanda Cumhuriyet’in kurucu partisinin yönetimini de belirlemesi demektir. Gençliğin bu yolu açması bile yepyeni bir umut kaynağı oldu.
 
Mahir Tan / LondraPosta / Londra

Telif hakkı saklıdır 2014! Kaynak gösterilmeden yazı, fotograf ve video kullanılamaz!