Çağdaş Türk Kadınının 81.yılı

İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği Türk kadınının seçme ve seçilme hakkının kazanmasının 81.Yıldönümü dolayısıyla Başkan Jale Özer imzasıyla bir basın bildirisi yayınladı. Cumhuriyetimizin en önemli kazanımlarından biri olan Kadın hakları ve çağdaş toplumsal hayatta yer almaları hakkındaki bu açıklamayı ayniyle yayınlıyoruz.

LondraPosta

 

TÜRK KADININ SEÇME VE SEÇİLME HAKKINI KAZANMASININ 81.YILDÖNÜMÜ

Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıyan yasa 5 Aralık 1934 yılında kabul edilir. 1923’te Cumhuriyetimizin kurulması ile birlikte Atatürk kadın meselesini ele almaya başlamış, Medeni Kanunun 1926 yılında kabulü ile aile hayatına yenilikler getirmiş ve kadına erkekle eşit haklar tanımıştır.1930’da yeni Belediye Kanunu kabul edilmiş ve kadınlara “Seçimlere katılma, belediye meclislerine üye olma, seçimlerde aday olma hakkı” sağlanmıştır. 1933 yılında çıkarılan Köy Kanunuyla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme,daha sonra 3 Aralık 1934’te Anayasadaki “her erkek Türk” ifadesi “kadın, erkek her Türk” şeklinde değiştirilmiş ve meclise kanun teklifi yapılmıştır. Ve nihayet 5 Aralık 1934’te de Türkiye Büyük Millet Meclisi kadınlara seçme ve seçilme hakkını tanıyan yasayı kabul ederek, Türk kadınına yasalar önünde erkeklerle eşit haklar verilmiştir.

Atatürk Seçme ve Seçilme hakkı verilmesinden sonra yaptığı konuşmalardan birinde şöyle demiştir: “Bu karar, Türk kadınına sosyal ve siyasî hayatta, bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak gerekecektir. Türk kadını evdeki medeni mevkiini salâhiyetle işgal etmiş, iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasî hayatta, belediye seçimlerinde tecrübesini yapan Türk kadını bu sefer de mebus seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve salâhiyet ve liyakatla kullanacaktır” demiştir.

Bugün bu hakların verilmesinin 81.yıldönümünde Türk kadının durumuna baktığımızda çarpıcı sonuçlarla karşı karşıyayız:

1935 yılında kadınların meclisteki temsil oranı %18 iken, 81 yıl sonra bu oran, bırakın aynı seviyede kalmayı %15’e düşmüştür.

Dünya Ekonomik Forumu’nun (DEF) 2013’te yayınladığı 136 ülkeye ilişkin cinsiyet ayrımcılığı raporuna göre, kadın-erkek eşitliği bakımından İzlanda, Finlandiya ve Norveç ilk üç sırada yer alıyor. Siyasal katılım, ekonomik eşitlik, eğitim ve sağlık hakkı gibi farklı alanlarda kadının yerine değinen raporda Türkiye’nin kadın-erkek eşitliği endeksindeki yeri ise 120. sırada. Bu raporda Filipinler ve Nikaragua ilk 10’da yer aldı.

Bu rakamlar bize gösteriyor ki ne yazık ki bunca sene sonra ülkemiz kadın eşitliğinde Atatürk düşünce ve devrim sistemini toplumsal hayata geçirememiş ve bunlar sadece kağıt üzerinde kalmıştır.

Kadına şiddetin, tacizin, cinayetlerinin ve mahalle baskısının korkunç derecede arttığı son 13 yılda; kadına yapılan bu baskı ve şiddetle toplumun susturularak esas olarak Cumhuriyetin hedef alındığı bir noktayız. Çünkü Cumhuriyet en önemli devrimlerini kadın hakları üzerinde yapmıştır. Bu yüzdendir ki ortaçağ karanlığına götürülmek istenilen bir toplum ancak ve ancak kadınların susturulmasıyla gerçekleştirilir. Ne acıdır ki , bugünde ülkemizde planlanan ve hayata geçirilmek istenen oyun da budur.

İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği olarak; Türkiye Cumhuriyeti kadınlarının, kaybetmekte olduğu kadın haklarını ve eşitlik savaşını, bu sefer kendi mücadelesiyle geri alacağına inancımız tamdır. Yeter ki Büyük Önderimizin şu sözlerini unutmayalım, unutturmayalım :

Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır. Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak şekilde ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna emin olanlardanım.

Saygılarımızla.

Jale Özer

İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı