Bütün yetkilerimi kullanacağım

Erdoğan’ın ‘niyet mektubu’ 

Erdoğan’ın hayalini kurduğu yetkili Cumhurbaşkanı’nın temel dayanaklarından biri olacak MİT yasası görüşülürken, BDP milletvekili Sakık ‘Hakan Fidan’ı desteklediklerini açıkladı. Aynı partinin Başkanı, ‘Cumhurbaşkanlığı seçiminde ‘anlaşırsak’ Erdoğan’ı destekleriz’ açıklamasını geçtiğimiz günlerde yapmıştı.


Kuzey Irak Başkanı Barzani’nin 15 Nisan günü yaptığı bir açıklamada da, ‘açılımın sonuna vardırılması durumunda Öcalan’ın serbest bırakılacağını’ vurgulaması, Erdoğan cumhurbaşkanlığına verilen desteğin bir işareti oldu. 


Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, ‘yetkilerini sonuna kadar kullanacağını’ açıkladı. Bu yetkilerin neleri içerdiği ise mevcut Anayasa’da yazılı olanlarla sınırlı değil.  

 
                            
                                                                        
Medya’da CHP’yi eleştirme ucuzluğu uzatmalı olarak devam ederken, Cumhurbaşkanlığı seçiminin günlerine girildi bile. Bunu öncelikle Başbakan Tayyip Erdoğan, ‘nasıl bir Cumhurbaşkanı olacağını’ ilan ettiği AKP Milletvekilleri toplantısında açıkladı. Erdoğan bu konuşma ile, Türkiye ve Dünya’da siyasi gelişmeleri izleyen yorumculara ve strateji yazarlarına ‘Türkiye’de ne olacağını da açıklıyor’. Kısaca, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, ‘yetkilerini sonuna kadar kullanacağını’ açıklayan bir aday var Türkiye’de. Bu yetkilerin neleri içerdiği ise mevcut Anayasa’da yazılı olanlarla sınırlı değil. Erdoğan’ın Başbakan olarak kullandığı ‘yetkiler’de öyleydi. Erdoğan, Başbakan olarak; yürütme, yasama ve yargının başı olarak hareket ederken, 2014 Ağustos ayından sonra bu otoriteyi Çankaya’ya taşıyacağını ileri sürüyor. Başbakan’ın ‘bu tür’ bir Cumhurbaşkanlığı için, iki seçim daha kazanması gerektiğini bilerek konuştuğu açık olarak ortada. Önce Ağustos ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi, daha sonra onunla uyum içinde hareket edebilecek, Parlamento’yu belirleyecek olan 2015 yılındaki genel seçim.
 

İlk seçim dikta+otonomi hakkında

 
30 Mart belediye seçimleri, ortaya net olarak bir siyasi eğilim tablosu çıkardı. Başbakan Erdoğan, yaklaşık olarak % 43-44 bandında bulunuyor kişisel desteği açısından. Bu nedenle, Cumhurbaşkanlığı yarışına girecek olan Erdoğan, %50’yi aşacak potansiyeli bir yerlerde görmeden yola çıkamaz. Güneydoğu’da mevcut olan % 6-7 arasındaki etnik oylar, Erdoğan’ın ‘olmazsa olmaz’ını oluşturuyor. Zira, Başbakan’ın 16 nisan günü AKP milletvekilleri ile yaptığı toplantıda açıkladığı tür bir ‘cumhurbaşkanı’nın başka bir ‘müşterisi’ yok AKP dışında. Aynı günlerde AKP yanında, BDP milletvekilleri de sarfettikleri mesai de benzer mesajlar verdiler. Tayyip Erdoğan’ın hayalini kurduğu yetkili Cumhurbaşkanı’nın temel dayanaklarından biri olacak önemli yasalardan biri olan MİT yasası görüşülürken, BDP milletvekili Sakık ‘Hakan Fidan’ı desteklediklerini açıkladı. Aynı partinin Başkanı, ‘Cumhurbaşkanlığı seçiminde ‘anlaşırsak’ Erdoğan’ı destekleriz’ açıklamasını geçtiğimiz günlerde yapmıştı. Başbakan’ın adaylık mesajlarına bakarak, Türkiye kamuoyuna açıklanmayan ‘bu anlaşmanın yapılmış olduğunu’ kabuletmek gerekir. Kuzey Irak Başkanı Barzani’nin 15 Nisan günü yaptığı bir açıklamada da, ‘açılımın sonuna vardırılması durumunda Öcalan’ın serbest bırakılacağını’ vurgulaması, Erdoğan cumhurbaşkanlığına verilen desteğin bir işareti oldu. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilebilmesinin temel dayanağını oluşturacak etnik destek, ‘Türkiye’nin geleceği ile ilgili hiç bir endişe yaşamayan’ BDP’den gelecek gibi görünüyor.
 

Ağustos, Ulusal Birlik Seçimi              

 
Türkiye için kader seçimi yaklaşırken, Muhalefet adayının siyasi kimliği hala netleşmiş değil.  Türkiye’nin ulusal bütünlüğünü ve parlamenter demokrasi talebini temsil edecek adayın, net olarak 3 aylık bir çalışma süresi olacaktır. Bu aday, öncelikle halk oylaması ile belirlenecek adaylar arasından, iki büyük muhalefet partisi tarafından ‘ilk turdan itibaren’ desteklenecek siyasi kişilik olmak zorundadır. Muhalefet’in Cumhurbaşkanlığı seçiminde, aday belirlemek kadar önemli bir görevi de ‘seçim stratejisini’ belirlemektir. Bu strateji, seçimin yaşanacağı atmosferi iyi değerlendiren, Ulusal Devlet ve Parlamenter demokrasi esaslarını savunan bir stareteji olmalıdır. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı hayalini süsleyen etnik oylar, aynı zamanda onun sonunu getirecek olan kitlesel oy kaybının da nedeni olabilir. ‘Her kesimden oy alacak aday’ belirlemek, Muhalefet ve özellikle ana muhalefet partisinde tehlikeli bir kumar olarak gündeme getiriliyor. ‘Bütün kesimlerden’ oy alamazsınız. Sözünü ettiğiniz ‘kesimler’ zaten ‘ihsas-ı rey’ de bulunmuşlardır. Alabileceğiniz oylar Türk toplumunun oylarıdır. Cumhuriyet’i savunmakla mükellef olan adayın, ‘Batı’ya sevimli görünmek gibi bir sorunu da olmayacaktır. Batı ve Atlantik, seçimlerin yapılacağı tarihte ‘Kuzey Irak petrol ve gazını’ Türkiye’nin geleceği düşüncesinden önde tutacaktır. Suriye ve Ukrayna’yı hiç çekinmeden ateşe atan Atlantik-Batı hattı, Tayyip Erdoğan gibi nicelerine ittifaklar zinciri içinde yer veriyor. Türkiye kendi göbeğini kendisi kesmek zorunda…
 
Mahir Tan / LondraPosta / Londra

Telif hakkı saklıdır 2014! Kaynak gösterilmeden yazı, fotograf ve video kullanılamaz!