Bu bitti, yenisine bakalım

     ‘Devlet’ seçimi

 

                            
Belediye Seçimleri yerini gündemdeki ikinci seçime bırakarak uzaklaşıyor. “Kim başarılı idi, kim değildi?” tartışması yapacak kadar bile zaman yok. Cumhurbaşkanlığı seçimi, muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı belirleyip, seçim kampanyasına başlayabilmesi için sadece birkaç aylık bir süre bıraktı. İktidarın adayı Başbakan Erdoğan ya da mevcut Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olacak. Muhalefet ise iki turlu olarak yapılacak seçimde, muhtemelen başlangıçtan itibaren bir aday üzerinde anlaşarak yürüyecektir. Cumhurbaşkanlığı seçiminin önemi ve izlenecek propaganda çalışmaları açısından, iktidarın göstereceği adayın kimliğine göre değişecektir. Tayyip Erdoğan’ın adaylığı ile Abdullah Gül’ün adaylığı arasındaki farklar, öncelikle uluslararası alanda, daha sonra da adayların Türkiye içindeki destekleri açısından farklı sonuçlar yaratacaktır.
 

Erdoğan uluslararası destek görmez

 
30 Mart seçimleri, Belediye seçimlerinden çok, Erdoğan hakkında bir ‘referandum’ olarak geçti. Ortaya çıkan görüntü, Erdoğan’ın, 17 Mart sonrası ortaya çıkan fırtınayı ‘az hasarla’ atlattığını gösteriyor. Ancak, Erdoğan, uluslararası düşünce ve politika merkezlerinin gözünde ağır yaralıdır. Rüşvet ve Yolsuzluk Türkiye’deki seçmen için ‘pek büyük bir kusur sayılmasada’, Çağdaş Dünya için çok büyük bir engel oluşturuyor. Rüşvet, yolsuzluklar ve 26 Mart günü patlayan Suriye ‘red flag’ operasyonu girişimi, büyük ölçüde ‘Batı istihbarat örgütlerinin’ birinci elden bilgileri içindedir. Yolsuzluk ve rüşvet açıklamalarının öncesinde bile Batı’nın önemli medya organları ve düşünce kuruluşlarının özenle vurguladığı gerçek, Erdoğan’ın dikta hevesi oldu. Batı, ‘tek adamların’ sonu bellisiz maceralara atılmaya ve ‘cin olmadan adam çarpmaya’ hevesli politikalar ürettiklerini defalarca gördü. Kısaca Erdoğan, Batı ile ilişkiler açısından ‘tarife hacet olmayan bir gül’ gibidir. Erdoğan’ın aday olduğu bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Muhalefetin göstereceği; Batı, Hukuk Devleti ve Demokrasi motiflerine bağlı bir aday avantajlı  olacaktır.
 

Erdoğan’ın ekstra % 7’si var

 
Cumhurbaşkanlığı şansını deneme eğilimi gittikçe yükselen Başbakan Erdoğan’ın, sandıkta ortadan kaldıramadığı ‘şaibe’lerine karşılık ülke içinde önemli bir avantajı var. Bu, ne olduğu pek bilinmese bile, Kürt açılımı vaadlerinin yarattığı beklentidir. Yasal ya da yasal olmayan yollarla defalarca kendi yarattığı yollarla, ayrılıkçı Kürt hareketinin liderleri ile görüşen ve anlaşıldığı kadarıyla ‘vaadlerde’ bulunan Erdoğan, bu kesimde ortaya çıkan beklentiler, nedeniyle desteklenecektir. Adı ne olursa olsun, Güneydoğu’da bir tür ‘otonom yerel yönetim’ yaratmak anlamını taşıyan açılımın muhatabı Başbakan Tayyip Erdoğan’dır. Son yıllarda yapılan tüm seçimlerde bağımsızlar olarak,  ya da bir siyasi parti adına girdiği tüm seçimlerde yaklaşık %7 oy alarak kemikleşmiş bir potansiyeli olduğunu ispat eden ‘ayrılıkçı Kürt hareketi’, bu fırsatı kaçırmayacaktır. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlık girişiminde ilk bakışta avantajı gibi görülen bu +7, bir başka açıdan ise dezavantajdır. Orta Anadolu ve Büyük Kentlerde AKP adayı, tıpkı 30 Mart Belediye seçimlerinde görüldüğü gibi, Muhalefet Partilerinden MHP’ye oy kaybedecektir.
           

Yüksek katılımın önemi

 
Önümüzdeki Ağustos ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi, muhalefet açısından ‘seçim için en uygun’ tarihte yer almıyor. Ankara, İstanbul gibi büyük kentlerde kırsal bölgelere göre çok daha yüksek bir oy oranına sahip olan CHP seçmeni, yaz aylarında kendi adreslerinde değil tatil yörelerinde bulunuyor. Bu nedenle, yüksek katılımı sağlayabilmek Muhalefet için önemli bir ek çalışma gerektiriyor. Yaklaşık olarak 13 milyon seçmenin bulunduğu İstanbul ve Ankara’da, alınacak sonuçların Türkiye toplamı için önemi, muhalefetin yürüteceği bir seferberlik kampanyası ile daha belirgin bir hale gelecektir. Mevcut dengenin bozulmadığı bir seçim dönemini geride bırakırken, Ağustos ayında havanın çok daha sıcak olacağını ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin bir ‘Devlet’ seçimi olacağını görmek kehanet gerektirmiyor.
Mahir Tan / LondraPosta / Londra


Telif hakkı saklıdır 2014! Kaynak gösterilmeden yazı, fotograf ve video kullanılamaz!