BU BİR TASFİYECİLİK HAREKETİ

         Bu Bir ‘Tasfiyecilik’ Hareketi

 

CHP’de Yerel Seçim adaylarını belirlemede ön seçim yapılıp yapılmayacağı önümüzdeki günlerin en önemli tartışması olacak gibi görünüyor. ‘Vakit Yok’, ‘Partinin Birlik İhtiyacı Var’ gibi gerekçelerle seçmeni oyalayıp gerçekten ‘vakit kalmayacağı’  bir döneme kadar yetişmeye çalışıyor yönetim yada yönetim içine sızan guruplar.

Oysa partide adaylık, ilçe belediyelerine hücum gibi merkezden bitirilecek işlerden daha önemli gelişmeler var.

Bazıları yerel seçim sonrasında dibe vuracak bir partinin ‘toptan tasfiyesi’ amacına yönelik eylemlere hız veriyor. İstanbul ve Bursa İl başkanlıkları bu alanda başı çekiyor.

İstanbul İl başkanlığına büyük bir sürpriz sonucu Canan Kaftancıoğlu’nun 4 oy farkla seçilmesi muhtemelen bu hareketin CHP içinde sıçrama yapmasına neden oldu. Bu seçimin hemen ertesi günü, Bursa İl başkanlığı da, sanki soran varmış gibi, Kaftancıoğlu’nu desteklediklerini açıklamıştı. Kaftancıoğlu gibi Bursa İl Başkanı Akkuş da ‘ Asla Mustafa Kemal’in askerleri değiliz’ diyerek belki de ilk kez isminden söz ettirmişti.

Kaftancıoğlu ve ekibinin bu işi nasıl kıvırdığı pek belli olmuş değil. Yerel Belediyelerden büyük destek aldığı belli ama yine de tartışmalı. Tüm Türkiye’nin gözü mart 2019 da yapılacak Yerel seçimlerde ve gösterilecek adaylarda olduğu için İstanbul’da ‘işçilik’ zor. Kaftancıoğlu ekibi, il yönetiminde yer alan destekçilerini bazı dikkat çekmeyen ilçe belediyelerine ve özellikle  meclis üyeliklerine taşıyabilir.

İstanbul’da aday göstermeyecek bir HDP ile yapılacak örtülü yada açık bir ittifak CHP yi ‘hezimetten’ kurtarabilir. Kaftancıoğlu’nun  ‘barış, Ermeni Soykırımı vs.vs.’ gibi bilindik bir söylemi var. İl seçiminde kendisine en büyük desteği veren Salıcı’yı  Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı yaparak partinin ‘muhtemel tasfiyesi sonrası’ için önemli sayılacak bir adım attı.  İstanbul’da, seçim kazanmayı bir kenara bırakalım, başarılı bir sonuca imza atmak için CHP nin Kadıköy,Beşiktaş,Bakırköy gibi kalelerindeki Atatürkçü seçmeninin oyunu sonuna kadar alması ve HDP ve İYİ parti ile ittifak yapması gerekiyor bir biçimde.

HDP 24 Haziran’da 1 milyon 140 bin oy almış. Kuşkusuz bunun ne kadarının zaten CHP oyu olduğu bilinmiyor. İYİ parti ise 750 bin oy almış. İttifak oylarını toplayabilmek zor olmakla birlikte asıl sorun bu partiye artık oy vermeyeceğini ilan etmek için kuyruğa giren Atatürkçü seçmenin oyunu alabilmek.

İstanbul İl başkanlığı yanında tabanda en büyük tepkiyi çeken il ise Bursa. Bursa İl Başkanlığı kuşkusuz ‘yeni örgütlerden sorumlu Başkan yardımcısı’nın verdiği güvence ile partiyi Bursa ilinde ortadan kaldırmak için elinden geleni yapıyor. Durmadan 24 haziran sonrasında İnce’ye destek veren delegeleri ihraç yoluyla tasfiye etmeye çalışan Bursa İl Başkanlığı, bağlı ilçe Belediyelerini de seferber etmiş durumda. Bunlardan en  belirgin olanları toplumun en çok sevdiği Atatürkçü köşe yazarlarından biri olan Bekir Coşkun’u paylaşan üyesini ihraç etmeye kalkışması. Bu haber seçim gününe kadar seçmenin hafızasından silinmeyecek türde.

İkinci olarak elindeki Bursa-Nilüfer Belediyesine muhtemelen en çok okunan-izlenen Atatürkçü gazeteci olan Uğur Dündar’ın Yılmaz Özdil’in Atatürk kitabını tanıtacağı program için salon verdirmeyen Bursa İl Başkanlığı’nın seçim kazanmak diye bir sorunu olmadığı anlaşılıyor. Parti Genel Merkezi de bu hokkabazlığa ses çıkarmayarak suça ortak oluyor.

Oysa Bursa 14 Haziran seçimlerine zaten dibe vurmuş bir il. AKP den fark yemiş ve % 22 oy almış bir CHP var ortada. HDP ye oy verdik de diyemezler. Bursa da HDP diye birşey yok. Buna karşılık İYİ parti CHP nin aldığı oyun yarısından fazlasını % 12 ile almış. Kiminle ittifak yaparsanız yapın, kimi aday gösterirseniz gösterin Bursa’da yoksunuz.

Bu seçimde mezara kendinizle birlikte Partiyi de çekmeye çalışıyorsunuz. Belki de bu partide ‘varlık sebebiniz’ bu ….     

 

Mahir Tan               LondraPosta-Londra