Brüksel şartı

                   

               

                                 
                          Yerel İdareler Şartı, Kılıçdaroğlu’na Brüksel’de dikte ettirildi             
                                          CHP nin büyük açmazı
        CHP nin iki günlük Geçici Kurultayından yeni sayılabilecek bir şey çıkmadı. Sözü edilebilecek ayrıntılar; zaten var olan Kılıçdaroğlu yönetimine muhalefetin daha derli toplu olarak seçmen tabanındaki gücünün bilincine varması ve Parti çizgisinde zaten görülmekte olan kaymanın liberal-etnik karakterinin netleşmesi. Önümüzdeki 2015 genel seçimi ve onu izleyecek olan Anayasa değişiklikleri dönemindeki CHP nin temel problemi olacak konu 5-6 Eylül kurultayında net olarak kendisini belli etti ; Seçmen çoğunluğu ezici bir biçimde büyük kentler ve Batı-Güney Batı bölgelerinde toplanan bir partiye, GüneyDoğu’lu Etnik yapılaşmanın gömleğini giydirmeye çalışmak. Zira, seçimlere kadar Türkiye’nin ana gündem maddesi Açılım yani Güneydoğu illerinde etnik karakterli bir bölgesel yapılaşma.  CHP Olağanüstü kongresi Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşması ile bu konuda reyini açıkladı; ‘Avrupa Konseyi Yerel Yönetimler Şartı’. 
                    Kılıçdaroğlu’na 2010 yılında Brüksel’de dikte ettirildi.
Olağanüstü Kongre’de Genel Başkan Kılıçdaroğlu,ilk kez olarak bir parti organında, Avrupa Konseyi Yerel Yönetim Şartı’nı zikretti. Kılıçdaroğlu’nun ilk kez 2012 yılında Hakkari’de ‘Türkiye’nin koyduğu çekinceler kaldırılsın’ diye gündeme taşıdığı ‘Açılımcılık’ bu kez kongrede yine bir aldatmaca ile Parti Politikası haline getirildi. Aldatmaca, Kılıçdaroğlu’nun Avrupa Yerel Şartı’nı ‘iktidara geldiğimizde mutlaka uygulayacağız’ diyerek sanki kendi yarattıkları bir politika imiş gibi sunmasındaydı. Herkes biliyor ki; Yerel İdareler Şartı,CHPnin iktidar olması gibi ‘çıkmaz ayın son çarşambası’na değil, şimdi ve AKP-HDP arasında bağlanmak üzere olan Açılım sürecine ait sonuç bölümü. Yeni olan CHP nin de bu süreç içinde bulunduğunun Kongre’de açıklanması. Avrupa Yerel İdareler Şartı, Kemal Kılıçdaroğlu’na  2010 yılında yapılan Anayasa Referandum’undan iki hafta sonra çıktığı Brüksel gezisinde AB yetkilileri tarafından dikte ettirilmişti. Bizim çok yakından izlediğimiz bu ziyaret sırasında AB yetkilileri, Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve yanındaki o sıralarda Kürt sorunu çalışmaları yapan Haluk Koç’a, ‘Erdoğan, yeni Anayasa’yı sizinle birlikte hazırlayacak. Sizde Avrupa Yerel İdareler Şartı ve Cemaatlere Özgürlük konularında engel çıkarmayın’ faturası dayatıldı. O döneme kadar sadece PKK çevresinde telaffuz edilen Avrupa Yerel İdareler Şartı’ndan Brüksel Gezisi öncesi Kılıçdaroğlu’nun haberi bile yoktu. 5 eylül kongresinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun parti yönetimine taşımaya çalıştığı ancak PM ye seçtirmeyi başaramadığı AKP nin açılım teknokratı Murat Özçelik’in adı daha o tarihlerde zikredilmeye başlamıştı.
                      CHP tabanı Açılım’a oy vermez
5-6 Eylül Kongresi,hazırlanışındaki ve işleyişteki tüm çabalara karşın Kılıçdaroğlu yönetimi için istenen sonuçları sağlamadı. Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığı korumayı başarabilmesi, CHP nin 2015 sonuçlarında yine kendi Yurtsever tabanı ile karşı karşıya kalacağı gerçeğini değiştirmez. Kongre’de Kürt delegeler, Milletvekilleri ve atanmış il başkanları desteğiyle ağır bir yenilgiden kurtulan Kılıçdaroğlu sırtında önümüzdeki 1 yıl içinde ‘açılımı ona temelden karşı olan büyük kentler, Batı, Güney ve Trakya illerinde yaşayan yaklaşık 10 milyonluk CHP seçmen kitlelerine ‘yutturabilmek’ gibi çok ağır bir görevi bulunuyor.  Sonucun ne olacağını görmek için bu bölgeleri temsil eden 20 ilden gelen delegelerin oy verdiği sandıklardan başkan adaylarına çıkan oyları araştırmak yeterlidir. Türkiye’nin Ulusal Devleti, Cumhuriyet,Laiklik ve Demokrasi mücadelesindeki yegane umudu olan CHP seçmenini çok zor bir yıl bekliyor; CHP kendi ilkelerini CHP yönetimine ve Genel Başkanı’na rağmen savunmak ve ülkeyi ‘geliyorum’ diyen bir bölünme ve parçalanma ortamından kurtaramak zorundadır.
Mahir Tan      LondraPosta-Londra