BÖREKÇİ’Yİ AN, ÖZTÜRK YILMAZ’I AT

          Börekçi’yi an, Öztürk Yılmazı At

 

Türkiye’de Diyanet İşleri’nin ilk Başkanı Mehmet Rıfat Börekçi dün mezarı başında anıldı. 

CHPli bazı milletvekilleri ve Genel Başkan Yardımcılarının katıldığı Börekçi’yi mezarı başında anma toplantısında Börekçi ile beraber Atatürk devrimlerinin önemi vurgulandı.

Türkiye’de Diyanet İşlerinin ilk Başkanı olan Mehmet Rıfat Börekçi , gerek cumhuriyetin kurulmasına yol açan Milli Mücadele yıllarında Ankara Müdafaa i Hukuk cemiyeti kurucusu olarak, gerekse Cumhuriyet kuruluşundan sonra Milletvekili olarak mücadele etmiş Cumhuriyet tarihimizin önemli bir kişiliği. Kısa bir dönem Milletvekilliği yapan Börekçi, 1924 yılında Cumhuriyet’in ilk Diyanet İşleri Başkanı oldu. 

Börekçi, 1924-1941 Yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı yapmış, kısaca Cumhuriyet’in ez zorlu uğraşlarından biri olan din işleri ile ilgili tüm uygulamalarına damga vurmuş bir lider.

Mehmet Rıfat Börekçi’nin şu günlerde anılarak gündeme gelmesi bir dizi önemli konuyu da beraberinde gündeme taşıyor. İlk Diyanet İşleri Başkanı  olan Börekçi anılırken, son Diyanet İşleri Başkanı, Atatürk’e ve kurtuluş savaşına küfreden fesli adlı bir meczubu ziyaret ediyor. Bu nedenle istifası isteniyor. Bu örnek Cumhuriyet’in kuruluşu yıllarındaki Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile bugünün Türkiye Devleti arasındaki farkı ortaya koyan en net görüntü oluyor.

Artık Cumhuriyet yıllarında yaşamıyoruz. Devlet bizim değil. Cumhuriyet’in devleti değil.

‘Cumhuriyet’ derken, Mustafa Kemal  Atatürk’ün karşı devrim ile mücadele ederek kurduğu çağdaş Cumhuriyet’ten söz ediyorsak , onun giderek uzaklaşmakta olan bir anı olduğunu kabul etmeliyiz.

 

 Mehmet Rıfat Börekçi’nin mezarı başında anıldığı günün gündeme taşıdığı bir başka önemli konu ise; Börekçi’nin kurucuları arasında olduğu Müdafaa i Hukuk Cemiyeti –yada Cumhuriyet Halk Partisi- nin zaman içinde gösterdiği değişim. Bugünler, İlk Diyanet İşleri Başkanı Börekçi’nin anılması ile son Diyanet İşleri Başkanı’nın istifaya çağrılması arasındaki ilişkiyi ortaya koyduğu gibi, bizzat Börekçi’nin imzasıyla gerçekleştirilen Türkçe Ezan tartışmasını da belleklere taşıyor. Mehmet Rıfat Börekçi, Atatürk Devrimlerinin din işlerine ilişkin olan uygulamaları yanında Türkçe Ezan’ı fiilen uygulatan yöneticiydi. Diyanet İşleri Başkanlığı, 1932 de başlayan Türkçe Ezan dışında 1933 yılında ‘sela’ nında Türkçe okunmasını bizzat Börekçi’nin yayınladığı bir genelge ile uygulamaya sokmuştu.

Talihsizlik, Cumhuriyet’in bu örnek kişiliğini mezarı  başında anan CHP’nin, tam olarak, onun uygulamaya soktuğu ve 18 yıl boyunca canlı tuttuğu Türkçe Ezan konusunda konuşan yine ayni partiye mensup Milletvekili Öztürk Yılmaz’ı kesin ihraç talebiyle partiden atıyor olmasında.   Dahası bu partinin, Mehmet Rıfat Börekçi’yi mezarı başında anmaya Yıldırım Kaya adında bir Başkan yardımcısını (başka türlü adını duyamazdınız) göndermesi ve bu kişinin yaptığı konuşma. Atatürk devrimleri ve Mehmet Rıfat Börekçi hakkında bir araba mersiye düzen Yıldırım Kaya, aynı zamanda üç gün önce Öztürk Yılmaz’ı  neden ihraç talebiyle disipline verdiklerini açıklamak içinde ‘sözcü ‘ seçilmiş bir kişilik. Tamamen ‘ihmal edilebilir-harcanabilir’ bir Başkan Yardımcısı olarak görülüyor olmalı.

Cumhuriyet tarihinden bihaber Başkan yardımcısı daha üç gün önce şunları söylüyordu; ‘Toplumun vicdanını yaralamış bir açıklama nedeniyle disiplin kuruluna sevk edilmiş bu arkadaşımız şunu bilecek;  Bu ülkenin değerleri var. İnanç değeri,bayrak değeri, cumhuriyet değerleri,Atatürk değeri var. Nasıl ki Atatürk’e,cumhuriyet’e söz söylenmesine karşıysak, dinimizin,ibadetimizin bir simgesi olan ezanın Arapça okunmasına da CHP hiç bir zaman karşı olmadı, olmayacak.Türk halkının  şunu bilmesi lazım; CHP Ezanın Türkçe okutulmasına değil,Arapça okutulmasına tam kadro olarak oy kullanarak karar vermiş bir partidir.’   

Bu kişiliğin CHP hakkında fazlaca bir şey bilmesi beklenemez. Marjinal bir partinin kurucularından biri. Birkaç yıl önce Seyhan Erdoğdu’nun  yardımcısı olarak ‘iş bulduğu’ CHP ye sızmış. Ne var ki söyledikleri Anamuhalefet partisini bağlar günü geldiğinde.

Bizde öyle bakalım. Soralım CHP ye; 

Mustafa Kemal Atatürk ve din işleri politikasının temel kişiliği Mehmet Rıfat Börekçi, ‘bu milletin inanç değerlerini,bayrak değerlerini’ bilmiyorlarmıydı. ?

‘CHP,dinimizin,ibadetimizin bir simgesi olan ezanın Arapça okunmasına hiç bir zaman karşı olmadı ‘ diyen Yıldırım Kaya’ya bu parti içinden birileri,  ‘CHP iktidarı altında tam 18 yıl ezan Türkçe  okundu.’diye yazıp eline tutuşturmalıydı.

1950 yılında iktidardaki Demokrat parti tarafından meclise getirdiği teklif ise Ezanın Arapça okunması hakkında değil, ‘Ezanın Arapça okunması üzerindeki yasağın kaldırılması’ hakkındaydı. CHP Milletvekillerinin önemli bir bölümünün katılmadığı bu oylama, tıpkı Köy Enstitüleri kanununun kaldırılması gibi ‘CHP içindeki Demokrat parti ile ve toprak ağaları ve tarikatlarla  uzlaşma akımının bir örneğiydi.

CHP parti yönetimi, Mehmet Rıfat Börekçi’nin mezarı başında gözyaşları dökerken, tam olarak onun yaptıklarını savunan Öztürk Yılmaz’ı ihraç tezgahından hemen vazgeçmelidir.

Bunun yanında, gelecek kongrenin delege hesaplarıyla, önüne geleni başkan yardımcısı yapma hastalığına da ,bir değişiklik olsun diye, son vermelidir.

 

Mahir Tan       LondraPosta-Londra