Bombalar Altında Slogan Savaşları

            
 
           
                   ‘Bıjı Obama ve Allahuekber’ aynı cephede mi ?
               Bombalar altinda slogan savaşları
Dünya’da son 15 yılda yeni bir savaş ve politika kültürü yerleşti. ABD bombardmanları ile yıkılan ve yeniden kurulan ülkeler.ABD hava saldırıları ve yarattıkları sonuçları yerinde  izlemiş biri bu kültürü daha açık görebiliyor.
Hemen hepsinin halkının Müslümanlardan oluştuğu bir dizi ülkede ABD, NATO ve İsrail bayraklı uçakların attıkları 1-2 ton arasında değişen akıllı bombalardan sonra duyulan sesler ve halktan yükselen sloganlar her zaman değişti ; Bağdat’a atılan her bombadan sonra camilerden ezan sesi yükselirdi. Beyrut halkı bombalardan sonra İsrail aleyhine sloganlar atardı. Libya’da Kaddafi ordusuna atılan her bomba, aşağıdaki ayaklanmacı guruplar tarafından ‘Allahu Ekber’ nidalarıyla karşılandı. Şimdi Suriye ve Irak’ta ‘allahu ekber’ değil, ‘Bıjı Obama’ sloganları bombalardan sonraki sessizliği bozuyor. İlk kez Kobane’de ortaya çıkın bir sonuç ise ABD Bombaları Kürtler Tarafından ‘Bıjı Obama’, aynı saflardaki ÖSO taraftarları içinde ‘Allahuekber’ ile karşılanıyor olması. Türkiye sınırından bir tv filmi gibi Kobane’yi seyreden izleyiciler de Obama’ya şükranlarını gönderiyor atılan her bombadan sonra. 15 yıldan beri yukarıdan atılan bombaların çapı ve uçakların bayrakları değişmiyor, ancak aşağıda çok şey var değişen. Yaklaşık yarım yüzyıl kendi ölçüleri içinde yaşamış ülkeler bu bombalardan sonra, paramparça oluyor ve sonu görünmez bir kargaşa ortamına mahkum ediliyor. Irak, Suriye, Lübnan ve Libya,Yemen bu kargaşanın içinde debelenen ülkeler. Sırada kim var. Şimdilik bilinmiyor.
                        Akrabalara yardım kültürü
Kobane olayları Irak ve Suriye deki çatışma ve sürtüşme ortamına yeni boyutlar ekledi. Savaş ve  kargaşa artık  Türkiye’nin Suriye-Irak sınırlarına yakın bölgelerini kesinlikle politik olarak içine çekmek üzere. Son günlerde yaşanan bir ilginç gelişme bunu iyice derinleştirebilir; Suriye Dışişleri Bakanlığı adına yapılan bir açıklamada ‘Kobane bölgesine Kuzey Irak’tan Türkiye üzerinden geçerek Peşmerge ve ağır silah gönderilmesi’ destekleniyor. Suriye devleti ‘Kürtler kardeşlerine destek olmalıdırlar’ diyor resmi açıklamasında. Öyleki IŞID’a karşı Kobane’ye Halep çevresinden gönderilen,3 Yıldan beri Suriye ile savaşan ÖSO militanları bile Esad yönetimini rahatsız etmiş görünmüyor. Suriye’den başka Türkiye’den de  Kuzey Irak, Güneydoğu Türkiye ve Kuzeybatı Suriye üçgeninde olup bitenler hakkında iktidar ve muhalefet çevrelerinden şaşırtıcı açıklamalar yapılıyor son dönemde. Açıklamalar üç ülke topraklarında yaşayan Kürt toplumlarının ‘akraba’ niteliği üzerinde yoğunlaşıyor.
Akrabalık ilişkilerine dayanarak Suriye devleti ,Türkiye’de iktidar ve anamuhalefet çevrelerine dayanarak verilen örtülü destek altında ‘birleşen ve önemli bir askeri güç haline gelen’ Kürt toplumları nın bu ‘dayanışma’sının yalnızca Kobane ile sınırlı kalacağını düşünmek saflık olur. Dayanışma ve destek sadece Türkiye’den Kobane’ye doğru tek yönlü bir trafik izlemeyecektir. Önümüzde çok hareketlli günler boyunca tartışılacak olan ‘Kürt açılımı’ projelerinin bir noktada tıkanması durumunda ‘akrabalar arasındaki dayanışma kültürü’ bu kez bizi çok yakından ilgilendiren bir ortamı yaratacaktır. Geçtiğimiz hafta Kuzey Irak’ın Dohuk kentinde  Türkiye’li, Suriye’li ve Kuzey Irak’lı Kürt örgütleri arasında Amerika’lı stratejist ve askerlerinde katılımıyla imzalanan ‘dayanışma ve birlik’ anlaşması  Türkiyede  pek muhtemel gelişmelerin habercisi olarak kabul edilmelidir.
Eğer tepemize yağan bombaların altında bizde ‘slogan’ savaşlarına katılmak istemiyorsak, gözümüzün önünde atılan adımları daha dikkatli değerlendirmeliyiz.
Mahir Tan           LondraPosta- Londra