Bir..İki..Üç.. Daha Fazla Feyzioğlu…

         ÖZGÜR İNSANLARIN SEÇİMİ; REFERANDUM 

Görünen o ki, önümüzdeki birkaç ay içinde Türkiye’nin kaderini tayin edecek oylama yapılıyor. Bunun ‘kötü’ haber mi,’iyi’ haber mi olduğu sandıkların açıldığı gün ortaya çıkacak. Referandum’un bir tür ‘kesin hesap’ günü olacağı açıklıkla görüldü. ‘Evet’ oyu sadece sistem değişikliğini değil ‘çağdışı’ bir esaret rejimini temsil ederken, ‘Hayır’ oyu özgür insanın oyu olacak. ‘Hayır’ oyu aynı zamanda zirveye tırmanmış bir gericiliğin, inişe ve çöküşe yuvarlanmaya başladığı bir dönüm noktasını temsil ediyor.

‘Başkanlık’ referandumu son 15 yıl içinde onlarcasını geçtiğimiz seçim ve referandumlardan biri değil. Onu bu sıradanlıktan uzaklaştıran, tarafların artık sağır sultanın bile duyduğu ‘niyetleri’ ve referandumun ‘siyasi partilere’ bağlı olmayan seçme sistemi. Ya ‘Diktatörlük’ ya ‘Özgürlük’ sorusuna herhangi bir filtreden geçmeksizin cevabınızı verirsiniz. ’Yalnızca ‘hayır’ demek için sandığa gidersiniz. Bir siyasi partinin dayattığı aday yada disipline bağlı olmadan geleceğiniz hakkında özgürce karar verirsiniz.

 

   bir,,iki,,daha fazla Feyzioğlu

Ocak ayı sonunda bitmesi planlanan TBMM, Anayasa Teklifi görüşmeleri sonrasında, Referandum çalışmaları için uzun olmayan bir süre var. Getirilmek istenen rejim, eskiye dönüşün,yeni bir görüntü altında sunumu. Aşılması istenen kritik nokta tam olarak ‘Atatürk Devrimleri’ üzerinde bulunuyor. Atatürk Heykelleri olayları, İsmet İnönü adının ilk ağızda ortadan kaldırılması, Lozan tartışması, bu referandum ile yok edilmeye çalışılan varlığın ne olduğunu net olarak ortaya koyuyor.

Direniş tüm toplum üzerinden ve hızla örgütlenmelidir. Varlık nedenleri Cumhuriyete bağlı olan tüm çağdaş kurumlar ayrı ayrı kendi tabanlarını harekete geçirmelidirler. Barolar,Mesleki Kitle Örgütleri, sendikalar, kadın dernekleri, gençlik örgütleri, şu geldiğimiz noktada ‘Hayır’ demek için varlar.

Bu ‘özgürlük’ için özgür insanın mücadelesidir.

 

Mahir Tan             LondraPosta-Londra