Bir fotoğraftan savaş üretme operasyonu

 

               Ankara katliamında ‘Tereciye tere satma’;

                Washington açıklamasından belliydi.

Ankara’daki bombalı saldırı PKK tarafından yürütülen kanlı bir terör olayı idi. Ne var ki eylemi gerçekleştirenler bu işi kendilerinin yaptığına inandıramıyorlar bir türlü bizim medyayı. Bombalı eylemin kilit ismi olan intihar bombacısı, sözümona Suriye uyruklu Salih Neccar aynı zamanda Van doğumlu Abdulbaki Sömer olabilir mi? 29 insanımızın yaşamına mal olan terör saldırısını soruşturarak olaydan bir kaç saat sonra ‘Suriye’li Salih Neccar ismini açıklayan emniyet yetkilileri,Başbakan,Cumhurbaşkanı Dünya’yı ve Türkiye’yi buna inandırmaya çalışıyorlar şimdi. Oysa Van’lı intihar bombacısının babası Türk vatandaşı Sömer (soyadı bu),daha ilk andan itibaren medyaya olaydan birkaç saat sonra dağıtılan resimdeki kişinin oğlu Abdülbaki olduğunu söylüyordu.

          Terör eylemi- Sahte Bayrak operasyonu

Sahte Bayrak (False Flag) kamuoyunu yönlendirmek amacıyla, işlenen bir suçu başkalarının üzerine yıkmak için yapılan operasyonları tanımlıyor. Denizcilikte, başka ülkelerin bayrağını kullanarak yapılan hareketlerden esinlenerek kullanılan  Sahte Bayrak operasyonları, bazı ülkelerin gizli servisleri  tarafından yaygın biçimde uygulanıyor. Bunlara son dönemdeki tipik örnekler  Suriye’nin Ghuta kentinde sözde Esad rejimi tarafından kimyasal bomba kullanılması, Türkiye’de Dışişleri Bakanlığında yapılan bir toplantının yasadışı dinlenmesinden elde edilen kayıtlarda geçen ‘Suriye’den Türkiye’ye birkaç füze atılması’ projesi konumuz bakımından bizi çok yakından ilgilendiriyor. Yazık ki, Türkiye son Ankara terör cinayetinde en haklı olduğu bir konuda ‘mahalle polisi’ kurnazlığıyla hareket ederek bir ‘sahte Bayrak’ operasyonuna imza atmış durumda kaldı. Acemice hazırlanmış bir senaryo ile ‘Suriye’ye NATO desteğinde bir saldırı’nın alt yapısını oluşturmak için’ sahnelenen ‘Suriye doğumlu Salih Neccar’ provokasyonu, öncelikle Washington’dan döndü. ABD başkanlık sözcüsü ve Dışişleri sözcülerinin olaydan bir gün sonra ‘Olayın failleri hakkında yapılan açıklamalardan tatmin olmadık  beyanları ‘birşeylerin yanlış gittiğini’ gösteriyordu. Yanlış giden açık bir biçimde ‘tereciye tere satma’ girişimiydi. Suriye olayına şu anda açık bir savaş yoluyla katılmak istemeyen ABD’yi ‘bu yolda yapılan bir sahte bayrak operasyonunu’ ile yönlendirme girişimiydi.

            Siyasi yenilgi, askeri yenilginin zemini olabilir.

Türkiye Dışişleri son yılların en güç günlerini yaşıyor. Suriye’de 4 yıldan beri uygulanan Esad’ı devirme projesi Uluslararası arenada açık bir yenilgiye dönüştü. Türkiye 4 yıl öncesine göre bakıldığında tüm komşu ülkeler ve uluslararası ittifak unsurları ile ters düştü. Kritik Rus uçağını düşürme hareketi ile tavan yapan dengesiz ve provokatif dış politika girişimleri ülkeyi çok ciddi bir siyasi bir çöküşe sürükledi. Suriye’de yıkılacağı ileri sürülen Esad rejimi ve ordusu son yıllardaki en güçlü pozisyonuna yükselirken, ortada mevcut olmayan Kürt Koridoru askeri ve uluslararası bir gerçek haline geldi.Uluslararası alanda her sözü ‘ihtiyat kaydı ile’ dinlenecek bir Türkiye yönetiminin bu çıkmazdan kurtulması kolay görünmüyor.

Mahir Tan        LondraPosta-Londra