Aylan’ın Katili Kim ?

           AYLAN’IN KATİLİ KİM?

Geçen hafta İstanköy’e geçerken boğulan 3 yaşındaki Suriyeli Aylan’ın Bodrum sahillerindeki fotoğrafları gerçekten düşündürücü ve ibretlikti. Bu arada basınımızda kısmen bilgisizliğin, kısmen de duyarsızlığın bir ifadesi olarak Kos diye belirtilen adanın Türkçe adının İstanköy olduğunu belirtmek isteriz. Bu ada 1525’de Saint John şövalyeleri denen Hıristiyan haramilerden savaşarak alınmış ve 1912’de İtalyanlara bırakılmak zorunda kalınmıştır. Ada II. Dünya Savaşı sırasında önce Almanların eline geçmiş, savaş sonunda emperyalist güçler tarafından Yunanistan’a verilmiştir. Yaklaşık 400 yıl Osmanlı idaresinde kalan İstanköy’e basınımız tarafından Kos denmesinin ne kadar doğru olduğunun değerlendirmesini size bırakıyorum. Yunanistan’da İstanbul’a hala Konstantinopolis dendiğini ve yazıldığını bilmenizi isteriz.

Tekrar konumuz olan Aylan’a dönersek. Basınımızda “Tokat gibi”, “İnsanlık utandı” ve “Bu kareler Avrupa’yı uyandırdı” gibi başlıklar atılmış. Gerçekleri tam olarak kavrayamayan, kavrasa bile halka yalın gerçeği anlatmaktan kaçınan, sadece insani boyutunu dramatize eden ama arkasındaki gerçeklere pek dokunmayan ifadeler bunlar.

Bu işte menfaatleri var!

Ortadoğu’da, özellikle Libya ve Suriye’de yaşanan olaylar ve savaş nedeniyle nice Aylanlar Akdeniz ve Ege’nin sularında can verdi. Bu insanlar durup dururken vatanlarını, yaşadıkları toprakları, evlerini ve barklarını terk edip, Avrupa’ya göç etmeye kalkmadılar.

Emperyalizm, Büyük Ortadoğu veya Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesinin Suriye ayağını gerçekleştirmek için bu ülkede Mart 2011’de vekaleten savaşı başlattı. Bugüne kadar 260 bin insan yaşamını kaybetti. Aralarında binlerce Aylan var! 22,5 milyon nüfusa sahip ülkenin yarısı, yanlış okumuyorsunuz, yarısı evini ve barkını terk etmek zorunda bırakıldı. 2 milyondan fazlası Türkiye’de olmak üzere yaklaşık 4,5 milyon insan Suriye’nin dışına mülteci olarak göç etti. Bu yolda yaşamını kaybedenlerin sayısını bilmiyoruz. İşte bunlar bu ülkeyi etnik, dinsel ve mezhepsel olarak ayrıştırmak, beraber yaşamının koşullarını ortadan kaldırmak, bölüp parçalamak için yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Suriye’de devam eden bu ahlaksız ve gayri insani savaşın bugün itibarıyla 4.5 yılı doldu. Biz daha savaşın başındayken bombalar patlarken Suriye’ye gittik, durumu yerinde gördük ve uyardık.

İnsanlık dramlarına neden olan bu kirli savaşın tetikleyicisi ve destekleyicisi emperyalizm adına ABD ve bir şekilde AB. Suçlu olduklarını biliyorlar. Ama bu işte menfaatleri var. Onun için sessiz kalmak ve çıkardıkları savaşın sonucu olan bu insanlık dramının bir bölümü ile ilgilenip faturasını bizim gibi ülkelere yıkmak istiyorlar.

Türkiye, yaklaşık 80 milyon nüfusu olmasına rağmen yalnız Suriye’den gelen mülteci sayısı 2 milyonu aşmışken, toplam 500 milyondan fazla nüfusu olan Avrupa Birliği’nin (AB) Suriyeli mülteci kotası 160 bin. Çünkü AB kontrolsüz biçimde ve fazla sayıda mülteci almanın kendileri için tehdit olduğunun farkında. Farkındalığı olmayan bizim ülkemizin yöneticileri.

Suçlusunuz, yargılanmanız gerekir!

Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere yöneticilerimiz Batı’yı insanlık felaketine karşı duyarsız kalmakla suçluyor. Gerçekte Batı ne yaptığını biliyor. Ne yaptığını bilmeyen ve gaflet içinde olan bizimkiler. Suriye’deki savaşta bizim çıkarımız olmadığı halde, savaşın sonuçlarının ülkemizi ziyadesi ile olumsuz şekilde etkileyeceği çok açıkken ve Suriye’nin bölünmesi ve bölgenin statükosunun değişmesi Türkiye’nin bölünmesi ve istikrarsızlaşması anlamına gelmesine rağmen bu savaşa destek verdiler. Siz Suriye’nin seçimle başa gelmiş yasal hükümetini silahla zoruyla devirmeye kalktınız. Bu suçunuzu demokrasi ve insan hakları söylemlerinin arkasına gizleyemezsiniz. Çünkü 22 Arap ülkesi içinde Suriye bu konuda sicili en iyi ilk üç ülke arasına girer.

Siz güney komşumuza terörist, savaşçı, silah ve mühimmat gönderdiniz. Sizin gönderdiğiniz patlayıcılarla binlerce Aylan öldürüldü ve havaya uçuruldu. Sizin destek verdiğiniz, eğittiğiniz, kucak açtığınız, hastanelerimizi açtığınız, yaralarını sardığınız ve motive ettiğiniz caniler din adına kelle ve kafa kopardı. Siz bu yaptıklarınız nedeniyle mutlaka yargılanmalısınız. Bu nedenle Aylanlar için üzüldüm demeye hakkınız yoktur.

Saygılar sunarım

TÜRKER ERTÜRK