Aylaklığa Övgü

      aylaklığa övgü

Bertrand Russel’ın ünlü ‘Aylaklığa Övgü’sü belki siyaset sahnesinde en çok yer bulan bir anlatım.

Gerçekte ‘aylaklar’, toplumda fazlaca bir ‘kıymet i harbiye’ ifade etmeyen insanlar. Bu nedenle aylak olmaları yada onlara övgü düzmeleri toplum tarafından fazlaca önemsenmez. ‘Aylaklık etsen ne olur etmesen ne olur’ ? derler.

Türkiye’de siyasi ve toplumsal alanda kötü gidişi -muhtemelen- değiştirecek adım atıldı. Tartışmasız olarak- eğer 1 milyonun üstünde bir katılımla son bulursa- Adalet yürüyüşü Türkiye’nin yaptığı en büyük kitlesel direniş hareketi olacaktır. 1 Milyonun üstündeki halkın Ankara-İstanbul Maltepe hattını tamamlaması, sonuçları önceden hesap edilmemiş bile olsa bir dizi kendiliğindenlik ihtiva eder.

Birinci sonuç; Halk’ın en önde gelen taleplerine doğrudan cevap veren bir önderliği kendiliğinden ve cesaretle izlediği. Referandum ile başlayan halkın,çağdışı bir diktatörlük sistemine karşı direniş sürecinin ete kemiğe büründüğü yeni bir aşama Ankara-Maltepe yürüyüşü ve sonundaki büyük miting.

İkinci Sonuç; Maltepe, elbette bir son değil,bir başlangıç. 2019 a kadar Diktatörlük ve Çağdışı Hanedan imparatorluğu girişimine karşı mücadelede, sokağa çıkma eşiğinin geçildiği gün oluyor bu. Halk bundan sonra en acil talebi olan ve ‘Adalet’ kavramı içinde karşılanabilecek olan; Çağdaş Yaşam, Laiklik ve Parlamenter Demokrasi rejimi için mücadelesinde, Ankara-Maltepe hamlesini yapma beceri ve disiplinin gösteren siyasi önderliği takip edecektir. Aylaklığa övgü düzenleri değil.

Üçüncü Sonuç; Halkın birkaç ay önce referandumda aşmış olduğu % 50 sınırını, çok daha yükseğe taşıyacağı bir kararlılığa ulaştığının göstergesi oldu Ankara-Maltepe hattı. Halkın artık, Facebook kahramanlarına, köhnemiş Cumhuriyet Bayramları kutlama örgütlerine, emekli ‘stratejistlere’ hiç mi hiç ihtiyacı kalmadığının resmidir bu.

Başlayan ‘düş önümüze yürüyelim’ dönemidir. Cefakar halkımız için hayırlı ve uğurlu olsun.

 

Mahir Tan         LondraPosta-Londra