Akabe

             AKABE

Şeytan taşlama, İslam inancına göre Hac ibadetinin bir parçası olarak yapılan bir törendir. Kimilerine göre şeytan Allah’a başkaldırdığı için, kimilerine göre ise kötülüklerden kurtulmak için taşlanmaktadır.

Şeytan gerçekte simgeseldir. Müslümanlar her yıl Hac sırasında Mekke ile Mina arasında bulunan taştan sütun Camrat al AKABE’yi taşlarken Hazreti İbrahim’den kalma bir dinsel ritüeli yerine getirmektedirler. Bazı kaynaklar bu ritüelin Hz. İbrahim öncesine kadar uzandığını söyler. Burada anlatılmak istenen Müslümanların omuz omuza vererek şeytanı yani onun kimliğinde kötülüklere, haksızlıklara, zulme ve zorbalığa karşı mücadele etmelerinin gereğidir.

İslam dünyasının durumu ortada! Şeytan taşlamak için binlerce kilometre uzağa gitmeye ne lüzum var, şeytan içlerinde. Bakın Türkiye’ye! Ülkemiz hızla felakete, iç savaşa ve Ortaçağ karanlığına sürükleniyor. Bunun sorumlusu iktidarda. AKEPE’yi taşlamak ve onu iktidardan düşürmek varken Mina yakınlarında AKABE’ye gitmeye ne gerek var. Şimdi niçin AKEPE denmesinden hoşlanmadıklarını anladınız mı?

Allah sevdiğini yanına alır

Geçtiğimiz günlerde Hac ibadeti içinde yapılan “şeytan taşlama” sırasında yaşanan izdihamda 769 kişi öldü, 934 kişi yaralandı. Adeta şaka gibi! Çağdaş dünyanın anlayabileceği bir şey olmayan bu faciadan sonra Suudi yetkilerinin açıklamaları daha da komik! Demek istiyorlar ki; “Bu bir kader, mukadderat ve yaşananlar normal”. Cumhurbaşkanı Erdoğan hemen “Hacda bir ihmal olduğuna inanmıyorum” diyerek Suudi yetkililere sahip çıktı. Sanırım aldığı hediyelerin ve desteğin karşılığını ödemeye çalışıyor. Ama arkasından Kral, Erdoğan’ı yalanlarcasına ilgilileri görevden aldı.

İslam dünyasının yaşadığı bu Hac felaketi daha doğru bir ifadeyle Suudi katliamı ne ilkti, ne de son olacak. Son 15 yıla bir göz atalım. Yıl 1990, yaya tünelindeki izdihamda 1462 hacı ezilerek öldü. Yıl 1994 “şeytan taşlama” sırasındaki izdihamda 270 hacı ezilerek yaşamını kaybetti. Yıl 1997, Mina’da hacı adaylarının kaldığı çadırlardaki yangında 343 kişi yanarak can verdi. Yıl 1998, “şeytan taşlama” sırasında yine izdiham ve 119 hacı öldü. Yıl 2001, “şeytan taşlama” sırasında 35 kişi ezilerek öldü. Yıl 2003, “şeytan taşlama” sırasında 13 hacı öldü. Yıl 2004, “şeytan taşlama” sırasında 244 hacı ezilerek yaşamını kaybetti. Yıl 2006, “şeytan taşlama” sırasında çıkan izdihamda 364 kişi öldü. Yıl 2015, çıkan izdihamda 769 kişi öldü. Bu bir kader mi, tedbirsizlik ve eşeklik mi? Yoksa bunlar için “Allah sevdiğini yanına alır, daha fazla sevdiğini de kutsal topraklarda” diye mi, avunacağız ve avutacağız!

Akıl ve bilim kapı dışarı

AKP’li Mehmet Ali Şahin; ”Bize versinler, Türkiye Allah’ın izniyle oradaki organizasyonu kimsenin burnu kanamadan hac vazifesini yaptırır ” demiş. Sn. Şahin’e sormak lazım, hangi Türkiye? Sizin temsil ettiğiniz dünya görüşü ile çağdışı Suudi yönetiminin dünya görüşü arasında ne kadar fark var?

Bakın, sorun kaderci kafa yapısında. Niçin tabi afetler, maden ve trafik kazaları ve izdiham gibi olaylar İslam dünyasını daha çok vuruyor ve yüksek sayıda can kayıpları oluyor? Bu bir tesadüf olabilir mi? Kurban Bayramı dolayısıyla 4 günlük sürede trafik kazalarında 137 can verdik. Ama aynı kazalar ve can kayıpları örneğin Avrupa’da olmuyor, niçin? Sorun İslam dünyasında. Akıl ve bilim kapı dışarı edilmiş, müspet bilginin değeri yok!

Vaha

Yukarıda hac ibadeti sırasında meydana gelen kazalarda yaşamını kaybedenlerin son 15 yıllık dökümünü verdik. Görülen o ki, burada bir sorun var ve çözülmesi gerekiyor. Sorunu öteleyerek, belirtilerini yok sayarak, hasıraltı ederek, kadere bağlayarak, suçlu arayarak ve görevden alarak çözemezsiniz. Burada sorun çözme yeteneğine ihtiyaç var. Sorun çözme yeteneğinin olmazsa olmazı veya gerek şartı nedir biliyor musunuz? Sorgulayıcı akla sahip olmak ve bilim egemen kafalı olmak. İkisi de İslam dünyasında genel olarak yok ve sonuç ortada. Ama bazı vahalar var. En büyük vaha Türkiye! Nedeni ise Atatürk önderliğinde yapılan Aydınlanma Devrimleri!

Son 13 yıldır AKP iktidarları ile Türkiye her gün çölleşmeye doğru gidiyor, sorgulayıcı akla sahip ve bilim egemen kafalı toplum yaratılma projesinden vazgeçiliyor. Bunun anlamı, toplumun sorun çözme yeteneği tamamen yok ediliyor.

Saygılar sunarım.

TÜRKER ERTÜRK