AHMET KILIÇASLAN AYTAR;OLASILIKLAR

OLASILIKLAR
Birkaç haftadır COVID-19 salgınının olası küresel sonuçları tartışılıyor.
Farklı görüşler olsa da çoğu durumda salgın;
Dünyayı maddi olarak değiştirecek bir biçimleyici olarak tanımlanıyor.

*
Önceki salgınlara, dünya savaşlarına, küresel ekonomik krizlere ve kimi tarihi olaylara benziyor.
Bu konuda kapsamlı bir anlaşma vardır ama karşıt görüşler de bulunuyor.
Salgın yeni tarihi eğilimler yaratacak mıdır?
Mevcut eğilimleri hızlandıracak mıdır?
Ya da salgının biçimlendireceği yeni dünya düzeni nasıl olacaktır?

*
Salgının sonuçlarıyla ilgili  tartışmalar pratik değerdedir.
Bu yüzden tartışmaların salgının yönetilme çabalarıyla birlikte yürümesi gerekiyor.

*
Çünkü kararların uzun vadeli etkisini anlamak,
Tehditleri ve fırsatları tanımlamak,
Gerçeği şekillendirecek eylemleri kolaylaştırmakta hayati önem taşıyor…

*
COVID-19 salgını;
Orta Doğu’da güçler arasında artan stratejik rekabet:
Bölgesel ayaklanmalar:
Fiziksel sınırları bulanıklaştıran küreselleşme;
Dünya düzenini değiştiren bilgi devrimi ile karakterize edilen bir zamanda başladı.

*
Gerçekliği üç biçimde etkiledi.
1- Rakip küresel ve bölgesel oyuncuları, mevcut düzenin kırılgan yapısını değiştirebilecek şekilde tutum almaya zorladı.
2- Normal yaşam tarzını bozdu, böylece önemli olaylara ve gelişmelere yol açtı.
3- Halk sağlığında, ekonomilerde ve sosyal etkileşimlerde yıkıma neden oldu.

*
Bu çerçevede dört gelecek olasılığı bulunuyor…

*
1- Geçici bir duraklama ardından önceki eğilimlere dönüş olabilir:
Çoğu ülke 2020 yazında virüsün yayılmasını kontrol etmeyi başarır.
Büyük ekonomilerin bazıları salgın öncesi duruma benzer bir faaliyet seviyesine geri döner.

*
Çin; teslimat hizmetleri ve uzaktan çalışmaya önem vererek büyürken,
Tedbiri elden bırakmadan 2020’nin sonlarına doğru kriz öncesi yaşama döner.
Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ülkelerine virüs hakkında bilgi ve yardım sağlar,
Stratejik yatırımlarla bu alanlardaki etkisini güçlendirir.
Rusya Orta Doğu’da ve diğer alanlardaki fırsatlardan yararlanır.
Avrupa ülkeleri ise AB’ye yönelik ciddi eleştirileriyle krizin zorlu sonuçlarının üstesinden gelmeye çalışır.

*
ABD; Kasım’da cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklanır.
Sonuç büyük önem taşımaktadır.
Başkan Trump seçim kampanyasında Çin’i salgından sorumlu tutar,
Amerikalı askerleri enfeksiyondan ve tehditlerden korumak ve seçim şansını arttırmak için,
Irak, Suriye ve Afganistan’dan çekmenin kararını verebilir.

*
Salgın Orta Doğu’nun, yönetişim ve işlev boşlukları, işsizlik, yolsuzluk, eşitsizlik, enerji ve dış yardıma bağımlılık gibi,
Temel sorunlarını şiddetlendirmiştir..
Rejimler ayaktadır ama yaygın popüler protestolar kesinlikle devam eder.
Bölgedeki tüm güçler yükselişten kaçınmaya çalışır,
Ancak İsrail ortaya çıkan tehditleri ya da isyancı grupların faaliyetlerini ortadan kaldırmak için,
Suriye, Lübnan ve Gazze Şeridi’nde  saldırılarda bulunmaya devam eder.
İran, bölgesel hakimiyet ve nükleer güç anlamında meydan okumaya devam edecektir.

*
2- Mevcut düzen kaosa ve şiddet içeren çatışmalara dönüşür:
Bir ila iki yılda aşı geliştirilmeden önce COVIT-19 salgını kontrol altında olmayacaktır.
Dünyanın büyük ekonomileri kriz öncesi seviyelerinden çok uzaktır.
Küresel oyuncular krizden zarar görürken, dünya düzenine kaos hakim olur…

*
Bu durumda ABD küresel statüsünü kaybeder ve federalizmi sorgulanmaya başlar.
Keza Çin ve Rusya’da salgın boyutunun ilan edilenden çok daha büyük olduğu anlaşıldığında,
İki ülke de krizden kurtulmayı başaramaz.
Avrupa’nın merkezinde ise küresel bir gıda krizi, milliyetçi şiddet dalgaları ve çatışmalar yaşanır,
BM, AB gibi uluslararası işbirliği mekanizmaları çöker.

*
Böyle bir durum, Orta Doğu’da  büyük nüfuslu şehirlerde ve mülteci kamplarında,
Geniş bir insani krizle yeni bir bölgesel ayaklanma dalgasına ve hükümet sistemlerinin çökmesine yol açabilir.
Suriye’deki savaş yeniden başlayabilir.
Hizbullah, devlet mekanizmasının çöküşü ardından Lübnan’ın kontrolünü ele geçirebilir.
İran’da rejim ve halk arasında şiddetli çatışmalar olabilir.
Filistin Otoritesi yerel özerk varlıklara ayrılabilir.
İslam Devleti veya başka bir cihat örgütü bu  karışıklıklardan ortaya çıkabilir,
Irak, Suriye, Sina Yarımadası, Libya, Yemen ve Suudi Arabistan’ın geniş bölgelerini kontrol edebilir.

*
3- Çin liderliğinde  liberal olmayan bir dünya düzeni kurulması;
Önleyici tedbirlere rağmen, COVID-19 salgınının yeni dalgaları,
2020’nin sonuna kadar,  belki  daha uzun süre ölümlerin devam etmesine yol açabilir.
Bu koşullarda, dünyadaki çoğu insanın günlük rutini değişir.
Sosyal uzaklaşma, çevrimiçi çalışmaya geçme, teslimatlara güvenme, toplu taşıma ve kalabalık yerlerden kaçınmalar yaşanır.

*
Çin virüs salgınıyla başa çıkmakta başarılıdır.
Zaten Çin’in erken toparlanması ile  ABD’ de kriz yönetimi sürecinde devam eden sorunlar ve geç toparlanması arasında,
Önemli bir boşluk doğmuştur.
Bu durumda ABD’de başkanlık seçimlerini Kasım 2020’de yapmak zor olur,
Çünkü sonuçların meşruiyeti hayati kararları engelleyebilir…

*
Bu noktada Çin, COVID-19 salgını ile mücadelede kendisini dünya lideri olarak sunmak için geniş bir kampanya yürütmektedir.
Uzun vadede, her biri kendi kimliğine sahip güçlü ve ayrı egemen ulus devletlere dayanan,
Liberal olmayan bir dünya düzenine yol açacak pozisyona ulaşmak için ABD’nin zayıflığından faydalanabilir.
Böyle bir düzende, her devlet komşularının kimliğine ve egemenliğine saygı duyar.
Herkes barış içinde yaşar ve birbirleriyle ticaret yapabilirler.
Ancak böyle bir düzen evrensel bireysel ve sivil haklar fikrini reddeder.
Ulus devletleri uluslararası kurumlara tercih eder.
Böyle bir dünya düzenini Rusya’da destekler…

*
Orta Doğu ülkeleri, salgını ele almak  konusunda farklılıklar göstermektedir.
Çin’in desteğiyle  İran, Mısır, Ürdün, Irak , Körfez ülkeleri, Gazze ve Batı Şeria salgın ile mücadelede başarılı olunur.
Ancak Yemen, Libya ve Suriye savaş bölgelerinde büyük bir insani kriz ortaya çıkacaktır.
Bu düzende uluslararası toplum, İran’ın nükleer gelişme konusundaki meydan okuyan hareketlerini görmezden gelir.

*
4: ABD, liberal dünya düzenini korumak için uluslararası çaba gösterir:
Covıd-19 salgınlarına karşı, en az 2020 sonuna kadar dünya çapında önleyici tedbirler alınır.
Bununla birlikte Haziran ve Temmuz 2020’de Çin’in aslında büyük ölçüde bulaşma ve ölümleri gizlediği rapor edilir.
Bu raporlar Çin liderliğinde bir krize ve Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ve yandaşlarının istifasına yol açar.
Aynı zamanda birçok ülke, dünya üretiminin merkezi olarak Çin’e dayanan tedarik zincirinden vazgeçer.

*
Bu varsayımların tümünde ağırlık merkezi ABD’dir
Buna göre Kasım 2020’de başkanlık seçimini Demokrat aday açık ve kesin bir zafer kazanmıştır.
Seçimin ardından ABD Sağlık Bakanlığı geliştirilen bir aşıyı onaylar.
Böylece ABD inisiyatifini yeniden kazanır.
Ocak 2021’den itibaren Batı liberal demokrasileri dünyanın salgınla başa çıkmasına,
Ekonomik bunalımın üstesinden gelmesine,
Liberal düzenin korunmasına,
Bölgesel çatışmaların çözülmesine yardımcı olacak ortak bir çaba gösterir.

*
Bu olasılıklarda iki ana değişken;
COVID-19 salgınlarının kontrol edilme derecesi,
Virüsün nasıl ele alındığı ile ilgili ekonomilerde devam eden hasarın derinliğidir.
Bu olasılıklar tamamen varsayımsaldır.

*
Ancak güçler arasındaki rekabet,
Krizi ele almanın en etkili yolunun anlatımını şekillendirmek için ortaya çıkan mücadele etrafında devam edecektir.

*
Doğu’nun nüfuz etme eğilimi devam edecek ve hatta hızlanacaktır.
Ulus devletler, salgın le başa çıkmada genel olarak etkili yolları nedeniyle güçlenecektir.
Dünya tamamen değişmeyecek, ancak daha az özgür olacak,
Acil durum önlemleri ve müdahaleci denetim mekanizmaları devam edecektir.

*
Daha fazla işsiz ve daha yoksul olan daha az refahın tadını çıkaracak,
Daha az küresel olunacak, daha az uçulacak, evden daha çok çalışılacaktır…

27. 4. 2020