Ahmet Kılıçaslan Aytar; SURİYE’DEN HUKUKİ HESAPLAŞMAYA DOĞRU

SURİYE’ DEN HUKUKÎ HESAPLAŞMAYA DOĞRU

 

ABD Savunma Bakan Yardımcısı P. Shanahan, 55. Uluslararası Münih Güvenlik Konferansı’nda,

Irak ve Suriye’de İŞİD ‘e  karşı mücadeleye katkı veren koalisyon ortağı ülke temsilcileriyle bir araya geldi.

Onlara ABD’nin Suriye’den çekilişinin yol haritasını verdi…

 

*

– ABD’nin Kürtlerin kontrolündeki kuzeydoğu Suriye’den 2.000 askerinin planlı olarak çekilmesinin  bir süreç alacağını:

– Çekilirken geride oluşacak boşlukları doldurmak için hiç bir koalisyon üyesi ülkeden  taahhüt  alınmadığını: 

– Suriye Demokratik Güçlerine ISID ile mücadele misyonu için sağlanan teçhizat ve silahların geri  alınmasının askeri bir karar olduğunu:

– Türkiye’nin güvenliği ile Suriye Demokratik Güçlerine borçlu olunan manevi sorumluluk duygusu bileşkesinde  bir tür güvenli bölge düzenleneceğini:

– Güvenli bölgede bir gözlemci kuvvet ya da onun gibi bir şeyin geliştirilmekte olduğunu: 

– Hava Kuvvetleri’nin koalisyon faaliyetlerini ve güvenli bölgeyi desteklemeye devam edeceğini:

– İngiltere, Fransa, Almanya ve diğer ilgili ülkelerin Suriye’de yakalanan  yaklaşık 800  IŞİD savaşçısı vatandaşını teslim alacaklarını ve yargılayacaklarını,

– Suriye’deki ABD askerlerinin Irak’a yönlendirilip- yönlendirilmeyeceğinde henüz kararsızlık yaşandığını söyledi…

 

*

Münih’te Batılı müttefikleri ve bölge ülkeleri ile ilişkilerinde zorlu bir süreçten geçen, bu sırada AB hedefinden uzaklaşan Türkiye’nin;

Suriye’nin kuzeyinde oluşturmak istediği güvenli bölgeye güçlü itirazlar geldi.

ABD, Rusya, Avrupa ve bölge ülkelerinden üst düzey katılımcıların verdikleri mesajlar, Ankara’nın güvenli bölge stratejisinin desteklenmediğini gösterdi.  

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı S. Vershinin,” Suriye’nin kuzeydoğusunda  yabancı bir birlik yoksa, en iyi çözüm Kürtler ve Şam arasında bir diyalogu başlatmaktır.

Kürtler Suriye halkının bir parçasıdır.  Aralarındaki sorunları en iyi onlar biliyor. Şam ve Kürtler arasındaki diyalogu destekliyoruz” dedi. 

 

O sırada Şam’da Devlet Başkanı B. Esad, Suriye’deki grupları yalnızca Suriye devletinin koruyabileceğini ve ordunun bu grupları Suriye’nin her santiminden uzaklaştıracağını açıklıyordu.

Türkiye’nin “kendi sınırları içinde bir isyan” la bağlantılı bir terörist örgüt olarak gördüğü YPG’ ye saldırmasından önce Suriye ordusunun bölgeye döneceğini,   

Davetsiz misafirlerin düşmanı olacağını ve Suriye’nin her santiminin kurtarılacağını söyledi…

 

*

Almanya ise Başkan D. Trump’ın Suriye’deki Kürt müttefiği  YPG tarafından yakalanan IŞİD’li yabancı savaşçıların vatandaşı olduğu ülkeler tarafından geri alınıp yargılanması çağrısını yanıtladı.

Dışişleri Bakanı H. Maas bunun ancak “bu kişilerin burada derhal mahkemeye çıkarılmasının garantiye alınması ve gözaltında tutulmaları halinde” mümkün olabileceğini söyledi.

Bu konuda Fransa ve İngiltere ile görüşeceklerini kaydetti.

 

*

IŞİD’li yabancı savaşçıların vatandaşı olduğu ülkeler tarafından geri alınıp yargılanması meselesi,

BM merkezinde uluslararası hukukun üstünlüğünde Suriye iç savaşının siyasi çözümünün, İsrail-Filistin  ve Ortadoğu  barışının en önemli unsurlarından biridir.

Rusya’da  baştan beri Suriye iç savaşında işlenen hukuk ihlallerinden Esad rejimi kadar muhalif tarafların, teröristlerin varsa bunları destekleyen ülkelerin paylarını üstlenmeleri talebindedir.  

 

*

Ancak Rusya, Suriye’ de savaş suçları işleyerek hukuku ihlâl eden bireyleri cezalandırmanın ve söz konusu suçların detaylı ve esaslı bir biçimde kategorize edilmesinin öneminden yanadır.

Bunu hem hukukun üstünlüğü, hem de savaş hukukunun geçerliliği ve gelişmesi açısından önemli buluyor.

Yeni Suriye’nin kurulmasına ilişkin bağlayıcı kararın bu bileşkeden çıkarılması, bu sistematik hukukun BM merkezinden yeni bir dünya statüsünün oluşmasına yol açmasını  talep ediyor.

Rusya “Suriye’de tek taraflı olarak tüm günahlardan Esad rejiminin suçlanması, teröristlerin yaptıkları zulüm ve muhalif güçler tarafından işlenen insani hukuk ihlallerinin göz ardı edilmesi, Bu durumun BM Genel Kurulu’nda tek taraflı kararlarla kabul ettirmek istenmesi doğru olmaz” görüşündedir.  

 

*

Rusya’nın bu konuda  Türkiye’nin terör örgütleriyle ilişkileri belirleyen, üst düzey siyasi yönetim kadrosunun ve bizzat  Erdoğan ve ailesinin karıştığı iddia edilen; 

29 Ocak 2016′ da Irak’ta İŞİD ile birlikte yürütülen yasadışı petrol ticareti,

10 Şubat’ta, Suriye’ye gönderilmek üzere yabancı teröristlerin sınırdan geçmelerinin  kolaylaştırılması ve Suriye’de harekât yürüten terörist gruplara silah tedâriki, 

8 Mart’ta, IŞİD ile birlikte yapılan tarihi eser kaçakçılığı, 

18 Mart’ta, Türkiye’den Suriye’deki IŞİD kontrolündeki topraklara yönelik silah ve cephane sevkiyatına ilişkin istihbarat raporları BM Güvenlik Konseyi’nde bekletiliyor

 

*  

Bu defa ABD, IŞİD’li yabancı savaşçıların vatandaşı olduğu ülkeler tarafından geri alınıp yargılanmasında,

Ve Suriye’nin kurulmasına ilişkin bağlayıcı hukuki  kararda,

Rusya’nın  BM merkezinden yeni bir dünya statüsünün oluşmasına yol açması  talebini,  

Tıpkı BM Sözleşmesi’ne göre gayrimeşru biçimde İran, Rusya ve Suriye’ye karşı tek taraflı yaptırımlar uygulaması yöntemi ile aşmayı tasarlıyor.

 

*

ABD yaptırımları, BM Güvenlik Konseyi’nin değil, sadece ABD’nin kararıyla alınıyor.

Uluslararası hukuka göre gayrimeşrudurlar, çünkü yaptırımları ölümcül kılabilmek için Washington üçüncü devletleri bunlara katılmaya zorluyor ki;

Bu hedef devletler için bir tehdit oluşturuyor ve  BM Sözleşmesine aykırılık oluşuyor.

Mesela ABD egemen devlet olarak diğerleriyle ticaret yapmayı reddetme hakkına sahiptir ama  hedef aldığı devletleri yaralamak için üçüncü devletler üzerinde baskı uygulama hakkı yoktur.

Ama ABD küresel liberal düzenin lideri olarak “Önce Amerika” diyor.

 

*

Şimdi  Fransa’nın senaryosu  işleyecektir.

Fransa, Paris’te bir temsilciliği olan Rojava’yı, 

Suriye Arap Cumhuriyetinin yargı kararlarını Suriye topraklarındaki tek meşru karar olarak kabul eden Fransız-Suriye Anlaşması’nı,

Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme’yi,  

Fransız Anayasa’sını ihlal etmek pahasına; geleceğin Suriye Federasyonunda özerk bir devlet olarak tanıyacaktır. 

 

*

Rojava’nın özerk bir devlet olarak tanınmasından sonra kurulacak ve evrensel yargı yetkisini kullanacak bir mahkemede, Avrupalı İŞİD militanları yargılanacak,

Onların temsil ettiği ülkelerin Suriye’ye karşı oynadığı askeri role ilişkin tanıklıkları silinirken,

İlgili Rojava Mahkemesi BM Savaş Suçlarını Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı dava dosyalarını,

Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi mevcut bir organa ya da  kişinin bağlı olduğu ülkenin mahkemesine ya da Suriye’de başka bir mahkemeye aktararak militanların yargılanmasına yetki verecektir. 

 

*

O sırada Burdur’da konuşan Erdoğan,

“Mesele Suriye meselesi değil, Türkiye ve Türk milletinin beka meselesidir.

İstikbalimiz söz konusu olduğunda kimseyi gözümüz görmez.

Bu terör oluşumuna bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa ertesi gün ama yakında mutlaka ağır bir darbe vuracağız ” diye çığırmaktadır…

 

20.2. 2019  

AHMET KILIÇASLAN AYTAR