Ahmet Kılıçaslan Aytar; SOÇİ’DE BİR ERDOĞAN

 

SOÇİ’ DE  BİR  ERDOĞAN 
Çarşamba günü Rusya Devlet Başkanı V.Putin, Suriye’nin savaş sonrası umutlarını tartışmak için R.T.Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı H.Rouhani ile Soçi’de bir araya geldi. 
Putin, “Yeni safhaya ulaştık” derken, Suriye Cumhurbaşkanı B.Esad’ın da dahil olduğu uzlaşmalara olan ihtiyacı vurguladı.
Ülkeyi perişan eden uzun yıllardır devam eden savaşın  sona ermesinin “gerçek bir şans” olduğunu, ancak Esad’ın da dahil olduğu tavizlerin alınacağını söyledi.
 
*
Erdoğan, mutabık kalınan kongre ile ilgili olarak “Bu çabanın başarısı başta rejim ve muhalefet olmak üzere tarafların tutumuna bağlıdır” dedi.
Rouhani ise Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nde bütün partilerin birleşeceğini ve Suriye’nin geleceğinde güvenli bir seçimin olmasını dilediğini ifade etti.
 
V.Putin “Üçlü Toplantı” öncesinde Suriye Savaşı’nın tüm tarafları ile görüştü.
Pazartesi günü Soçi’ ye gelen Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la Suriye sonrası ve Irak hakkında konuştular. 
Putin, Es​ad’​ın terörle savaş konusundaki başarılarını tebrik etti ve Suriye’nin terörle mücadele konusundaki hedefine yaklaştığını söyledi.
Esad ise ” Rusya dışındaki oyuncuların siyasi sürece müdahale etmemesi için Rusya’nın desteğine güveniyoruz. Politik bir çözümle ilgilenen herkesle diyalog kurmak istiyoruz “dedi.
 
*
Salı günü Putin’in Başbakan B.Netenyahu ile yaptığı telefon görüşmesinin ağırlığını İsrail’in güvenliği konusu oluşturdu. 
Netenyahu, İsrail’de;
Bir yanda; B.Esad’ın İran destekli bir katil olduğu ve devrilmesi gerekliliğine ilişkin düşünce,
Diğer yanda; İsrail’in Suriye’de İran’ın varlığını bilmesinin Esad’ın devrilmesinden daha iyi olacağı düşüncesinin olduğunu söyledi.
İsrail’in Esad’ı devrilmesi ya da aksine iktidarda kalması yönünde hiç bir girişimde bulunmadığını, bu perspektifte İsrail’in destek vermeyi seçtiği tarafa aykırı olmaması ve bir
eylemi de heveslendirmemesi için Suriye Savaşı’nı kimin kazandığına ilişkin görüş bildirmeyeceğini vurguladı.
Ama İran ya da Suriye’nin Hizbullah’a ya da başka bir terör örgütüne kimyasal ya da oyun değiştirebilecek silahları nakletme çabasının kırmızı çizgileri olduğunun altını çizdi.
 
*
Salı günü Putin, ABD Başkanı D.Trump ve Suudi Kralı Salman bin Abdulaziz Al Saud  ile de birer telefon görüşmesi yaptı.
Birleşik bir Suriye’nin istikrarı” nı sağlamanın gereğinde anlaştılar… 
 
*
Soçi Zirvesi, Suriye’de yüzbinlerce insanın öldüğü ve milyonlarca kişinin aşını, işini ve evini kaybettiği altı yıllık savaşı sona erdirme çabalarında önemli bir milat oldu.
Putin yaptığı açıklamada, Suriye’deki durumun başka bir evreye geçtiğine,
Rusya’nın Suriye’deki askeri çatışmaya müdahalesinin fiilen sona erdiğini ancak Suriye’deki çeşitli tarafların siyasi bir anlaşmadan uzak olduğuna işaret etti.
Hakikaten Suriye, hâlâ Rusya’ya bağlı Esad güçleri ile ABD desteğinde Suriye Demokratik Güçleri, isyancı Özgür Suriye ordusu birlikleri ve çeşitli İslamcı Cihad örgütü grupları arasında bölünmüş durumdadır.
 
*
Putin, 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararının tanımladığı üzere, Suriye halkının öncülüğünde ve sahipliğinde yürütülecek kapsayıcı, özgür, adil ve şeffaf bir siyasi sürecin hayata geçirilmesine yardımcı olmak husunda görüş birliğine varıldığını söyledi.
Nitekim zirveye katılan liderler de Suriye’nin egemenliğine, birliğine ve bütünlüğüne bağlılıklarını teyit ettiler.
 
*
Zaten anlaşmaya göre Suriye Hükümeti, BM çerçevesini kabul edecek ancak BM’nin ya da başka bir ülkenin siyasi diyaloğa müdahale etme ya da taraflara çözümler getirme girişimlerini kabul etmeyecekti… 
Bu esaslar temelinde Putin, Suriye Ulusal Diyalog Kongre’sinin toplanacağını açıkladıktan sonra Kongre’nin  yeni anayasa ve seçimleri masaya yatırılacağını vurguladı.
Garantör ülkeler olarak ateşkes rejiminin pekiştirilmesi, gerilimi azaltma bölgelerinin kararlı şekilde işlev göstermesinin devamının temin edilmesi ve krizin tarafları arasındaki güven seviyesinin yükseltilmesi için yoğun çalışacağız” ifadelerini kullandı.
  
*
Putin, Türkiye’yi  yakından ilgilendiren 3 önemli  konuyu sıraladı.
1- Kongreye ülkedeki iç ve dış muhalefetin ve Kürtlerin de katılımını sağlanacağını, bunun için Türkiye ve İran liderleriyle yaptığı görüşmede anlaşma sağladıklarını,
2- Şam’ın meşru izni olmadan uluslararası güçlerin Suriye’de bulunmasının hiçbir nedeninin olmadığı; yabancı askerlerin varlığının yalnızca Suriye hükümeti onları davet ettiyse kabul edilebilir bir durum olduğunu,
3- Suriye krizinin çözümüne yönelik hiçbir siyasi inisiyatifin  ülkenin egemenliğini, birliğini ve bütünlüğünü hiçbir halükarda bozmaması gerektiğini ifade etti.
 
*
Zirvenin ardından R.T.Erdoğan konuştu.
Putin’e göre toplantıda konuşulan işte, yukarıdaki 3 maddeyi kabul etmişti.
Dışarıda ise bunu reddeder bir havadaydı, zaten havaya da konuştu…
 
*
Suriyeli Kürtlerle ilgili olarak , “Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğü ile ülkemizin milli güvenliğine kasteden terörist unsurların süreçten dışlanması, Türkiye olarak önceliklerimiz arasında yer almaya devam edecektir.
Milli güvenliğimize kasteden bir terör örgütü ile aynı çatı altında olmamızı, aynı platformda yer almamızı bizden kimse beklememelidir “dedi.
 
*
O sırada Türkiye; ABD’nin Suriye’de YPG/PYD’ye karadan 1050 TIR silah, cephane, tank ve zırhlı sevkiyat gerçekleştirdiği,
Kürtlerin son olarak şimdi Türkiye’nin, Suriye hükümetinin işgalci olmakla itham etmesine rağmen bulunduğu İdlib’in az ilerisindeki;
“Bir gece ansızın gideceği” Afrin’e büyük yığınak yapmakta olduğu  haberleriyle çalkalanıyordu…
 
*
Halbuki tam sırasaıdır.
Türkiye’de muhalefetin ortaya çıkıp; Erdoğan’a inandığı  Misak-ı Millî’nin, 28 Ocak 1920’de İstanbul’da son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin kabul ettiği ve Türk Kurtuluş Savaşı’nın siyasi manifestosu olan,
I.Dünya Savaşı’nı sona erdirecek barış anlaşmasında Türkiye’nin kabul ettiği asgari barış şartlarını içerdiğini, 
Ancak son Türk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin  daha sonra yaptığı anlaşmalarla Misak-ı Millî’yi  sınırladığını,
“Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkesine bağlı Türkiye Cumhuriyeti’nin Misak-ı Millî’yi, 1938 yılına kadar gerçekleşen anlaşmaların sınırı içinde ülke birliğinin temeli yaptığını,
hatırlatması gerekiyor…
 
 
24.11.2017
AHMET KILIÇASLAN AYTAR