Ahmet Kılıçaslan Aytar; RUSYA FOBİSİ

RUSYA FOBİSİ
Doğu Suriye​; ABD ve İŞİD’le mücadele koalisyonunun Rusya’ya,​ İran’a ve Esad rejimine karşı bir jeopolitik rekabetin merkezi haline gel​di.
​Son bir ayda ABD ordu​ birlikleri​, Suriye’de Esad rejimine veya İran destekli​ güçlere yaptığı dördüncü saldırıda, Suriyeli Demokratik Güçler birliğinin hava saldırısına maruz kal​dığı gerekçesiyle Suriye​’nin bir savaş uçağını vurdu.
​Bu tırmanışa İran, Suriye’de İŞİD hedeflerini orta menzilli balistik füzeyle bombalayarak yanıt verdi.
​Suriye İç Savaşı’na siyasal çözüm bulunması yönünde çabalar sürerken yeni bir gerilim daha oluştu…
 
*
Bu sırada Rusların, Batı medyasının Devlet Başkanı V.Putin’i itibarsızlaştırmak için ülkelerini kışkırttığına olan  inancı pekişmektedir.
Buna göre BBC’nin de aralarında olduğu Batı medyası, Putin’i itibarsızlaştırmak ve ondan kurtulmak için özel emirler alıyor.
SSCB’nin son lideri Mihail Gorbaçov, “Geçmişte Sovyetler Birliği ihanete uğradığı için dağıldı, bugün ise Batı Rusya’yı kışkırtıyor. İstedikleri fiziksel olarak Putin’den kurtulmak değil, kenara çekildiğinden emin olmaktır” diyor.
Ancak V.Putin’in popülaritesi hâlâ yüksektir ve kararlı bir çizgide seyrediyor…
 
*
The Independent’ta yazar M.Dejevsky, ABD’li  demokrat elitlerin temsilcileri ve gazetecilerin, Trump’ın  Rusya ile ilişkileri düzeltmek istemesinden rahatsız olduğunu, bu yüzden hor gördükleri Trump’ın Rusya bağlantıları nedeniyle görevi bırakması için ellerinden geleni yaptıklarını yazıyor.
Ancak Trump’ın düşmanlarının onun Moskova politikasının ABD çıkarlarına tehlike oluşturduğunu düşündükleri için mi, yoksa hâlâ  Rusya’dan korktukları ve Rusya’yı Trump’a karşı bir sopa olarak kullandıkları için mi reddettiklerini bilmediğini söylüyor…
 
*
Devlet Başkanı Putin, 1-3 Haziran’da St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu açılış törenindeki konuşmasında bu konuya değinmiştir.
O, Moskova- Washington bağlarının verimsiz olduğunu, 2014’te Ukrayna Krizi’nin Batı ülkeleriyle Rusya arasındaki ilişkileri daha da bozduğunu, Batı’nın Russophobia’ya (Rus Fobisi) yakalandığını söylüyor. 
İçgüdüsel, katı önyargı ve temelsiz bir kızgınlık anlamında “Rus Fobisi” terimi, bugün Rusya medyasında Moskova ile uğraşan Batı’nın yaklaşımını ifade etmekte kullanılıyor… 
 
*
Moskova ile Batı arasındaki uzlaşmazlık, Batı’nın Ukrayna’yı tetiklemesi, ardından Rusya’nın Ukrayna siyasetine müdahalesine ve onun Kırım’ı entegrasyonu sürecine atfedilebilir.
Ya da Rusya, ABD başkanlık seçimlerinde karışmakla suçlanmaktadır.
 
*
Elbette bir uzlaşmazlıkta  bunlar ve daha bir çok şey önemlidir ama son zamanda yaşanan uzlaşmazlığının en büyük nedeni;
Başkan D.Trump’ın, ABD Kongresi önünde açıkladığı; Obama yönetiminin ifade ettiği gibi IŞİD’i küçültmeyi değil ama ortadan kaldırma taahhütünden kaynaklanıyor.
Trump, ABD’nin artık orada-buradaki savaşlarında vekil güç olarak ne idiğü belirsiz çeteleri,​ ​haydutları kullanmayacağını ifade ediyor.
Böylece uzun süredir Demokratların yönetiminde olan ABD siyasi ekolojisini sarsıyor.
Eski Başkan Obama ve şürekası sebep oldukları Ortadoğu trajedisinden yargılanmanın endişesini yaşıyor…
 
*
Bu yüzden ABD basını Rusya’yı kışkırtmada hiç ara vermiyor.
Daha dün, ABD İç Güvenlik Bakanlığı’nda siber güvenlikten sorumlu bakan yardımcısı, Kongre’de verdiği ifadede, Rus bilgisayar korsanlarının başkanlık seçimi sırasında 21 eyaletin  seçim sistemlerine saldırdığını söylüyor.
“Peki kanıtınız var mı?” sorusuna ise oy pusulalarının manipüle edildiğine dair hiç bir kanıt bulunmamadığını söylüyor…
 
*
Ya da geçen haftadan bu yana Körfez ülkelerinde son yıllardaki en ağır diplomatik krizde, yine ABD’li demokrat elitlere bağlı medya görev başındadır. 
ABD Başkanı D.Trump’ın Suudi Arabistan’dan ayrılmasından kısa süre sonra Rusların Katar Haber Ajansı’na, Washington’da  BAE Büyükelçisi ve Bahreyn Dışişleri Bakanı’nın e-postalarına düzenlenen bir siber saldırı yaptıkları, ardından Suudi Arabistan  merkezli ülkelerin Katar’a yaptırımlar başlattığı yazılıyor…
 
*
Moskova, ABD’yi saran Rus histerisi konusunda karmaşık bir duruş sergiliyor.
Öncelikle Ruslar bu retorikten nefret ediyor ancak bunun hakkında hiçbir şey yapamıyor.
Rus milliyetçileri ise son birkaç yıldır Moskova ile Washington arasındaki anlaşmazlıkları Rus karşıtlığıyla açıklıyor, bunun sonucunda Batı’nın sadece ilişkileri daha da kötüleştirdiği suçlamasında bulunuyorlar… 
 
*
ABD-Rusya bağlarını etkileyen tek faktör Rusya Fobisi olmasa da bu unsur iki ülkenin arasında ve uluslararası siyaset alanında büyük bir engel haline gelmiştir. 
Aslında Batı’nın Rus fobisi yeni bir şey değildir, iki yüzyıl önce Rusya üzerinde barbar olarak tanımlanan Moğol egemenliğine dayanıyor.
Bu temele dayanan Rusya’nın kültür, din, sosyal sistem ve siyasi kurallar açısından Batı’dan ayrılığında Rus fobisi,
Çar Büyük Petrus’un (1682-1725) Batı ile bütünleşmek ve içsel görünümünde bir değişiklik aramak için Avrupalılaşmaya çaba göstermesiyle başlıyor.
 
 
*
Rusya’nın Batı ile bütünleşme süreci 1917 Ekim Devrim’de durdurulmuştur ama Batı’daki Rus fobisi, Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği’nin Batı’ya tehdidi olarak sürekli vurgulanmıştır.
Soğuk Savaş sırasında Z.Brzezinski, G. Kennan ve H.Kissinger  Rusya’yı güvenlik hissi yakalamak için genişleme arayışında olan bir ülke olarak kurgulamış,
Giderek herkes bu kurguyu ikinci bir düşünce olmadan kabul ettiği için “Rusya tehdit” teorisi psikolojik olarak kolayca objektif bir varoluş haline gelmiştir. 
Bugün Rus fobisi ABD-Rusya ilişkilerinde standart bir söylemdir.
 
*
Bu varsayım Rusya Devlet Başkanı Putin için de uygundur.
Çünkü Kremlin, Rusya fobisini ABD ile olan ilişkileri kötüleştirme ve Rusya’daki ABD karşıtlığını tetiklemek için kullanıyor.
Rusya ABD’yi haksızlıkla suçladıkça, ABD’ de başkanlık seçimlerini düzenlemekle suçlanıyor.
Nitekim Rusya fobisi Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasındaki iktidar mücadelesinin en önemli unsuru haline gelmiştir. 
 
*
Suriye’de yoğunlaşan dinamikleriyle ABD, Ortadoğu stratejilerinde Cumhuriyetçilerin IŞİD’i küçültmeyi değil ama ortadan kaldırma taahhütü ile  Demokratların “Rusya Fobisi” arasında büyük bir belirsizlik yaşıyor…
Yakın zamana kadar İŞİD’in Suriye ile savaşına müdahale etmeyen ve Esad yanlısı hatlardan uzak kalarak minimum risk alan ABD, şimdi Suriye topraklarında konuşlandırdığı askerlerinin yukarıdaki gibi yeni görevleri yüklenmesiyle büyük riskler alıyor.
 
*
Bu durum ABD’nin Suriye’deki uzun vadeli hedeflerini açık şekilde beyan etmediği sürece, dünyanın “Savunma” ve “Kendini savunma” ikilemiyle yaşayacağını gösteriyor…
 
23.6.2017
AHMET KILIÇASLAN AYTAR