Ahmet Kılıçaslan Aytar; MASLAHATGÜZAR KOSNETT DEDİ Kİ..

MASLAHATGÜZAR KOSNETT DEDİ Kİ
Şu dakika itibariyle Türkiye’nin ABD ile Manbij mutabakatı;
TSK’nın Fırat Kalkanı operasyonuyla Sacur Suyu üzerindeki varlığını bütünüyle sonlandırdığı  YPG-SDG’nin yerine, Sacur Suyu’nun Cerablus tarafında kalan kıyısı boyunca devriye gezmesi,
ABD güçlerinin Sacur Suyu’nun Manbij sınırlarında kalan kıyısı boyunca devriyeye çıkması,
Buna mukabil TSK’nın Manbij’in Sacur Suyu kıyısında ayrı ve bağımsız devriye misyonunu yerine getirmesiyle yürüyor…
 
*
Şimdi ​Manbij sınırında devriye görevini sürdüren Türk ordusunun, ilerleyen dönemde​ ​k​entin​ ​içine gireceği şeklinde yapılan yorumlara,
SDG’ye bağlı Manbij Askeri Meclisi, Türk askerinin​ ​kente​ girmesini istemediklerini,
Türk askerinin Manbij’e  girmesi durumunda karşılık vereceklerini söylüyorlardı…
 
*
Ama​ ​ABD Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Philip Kosnett,​ ​Bağımsız Günü resepsiyonunda​ ​Manbij mutabakatını değerlendirdi.
”YPG’nin durumu anladığını düşünüyorum. YPG yeni duruma göre işbirliği yapacağını açıkladı” dedi.
Bu açıklama ne anlama geliyor?
 
*
Suriyeli Kürt örgütleri ABD müttefiki olarak İslam Devleti ( İŞİD) ile savaşta güçlü askeri etkinlik gösterdiler.
Ancak​ ​ABD müttefikleri olarak​ ​bugüne kadar savaş alanında elde ettikleri başarıları siyasi zaferlere çeviremediler.  
 
*
Çünkü​ ​Suriye Kürtlerinin siyasal iktidarı kazanmasını,
Öncelikle iki ulusal Kürt siyasi partisi olan Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) arasındaki​ ​keskin düşmanlı​k​ engelliyor.
Kürtler bu yüzden Suriye’de​ uluslararası ve yerel birleşik bir cephe oluşturamıyor…
PYD daha önce ENKS liderlerini tutuklamış, ofislerini yak​m​ış ve  üyelerinin toplantı ve konferans düzenlemelerini engellemiştir.
İki grup arasında​ ​süren  medya savaş​ı​ da​  taraflar arasındaki ilişkileri  önemli ölçüde azaltıyor.
 
*
ENKS, Suriye’de etkin olan ve devlet başkanı Beşşar Esad’a karşı duran muhalif Kürt partileri ve gruplarının kurduğu bir oluşumdur.
Amacı Suriye’de Özgür Suriye Devletinin kurulması için Kürtleri tek çatıda toplamak ve Kürtlerin hak ve özgürlüklerini korumaktır.
Esasen askeri ve siyasi lideri Mesud Barzani’dir​​, merkezi Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde Erbil’dedir.
Barzani yönetiminin eğittiği çok sayıda gerillası bulunuyor.
 
*
Öte yandan bölgesel düzeyde, PYD’nin Türkiye merkezli Kürdistan İşçi Partisi’ne (PKK) olan bağları,
PYD’nin Irak Kürdistanı’ndaki hükümetle olan farklılıklarını aşamadığı anlamına geliyor.
Kürt Bölgesel Yönetimi’nin ENKS ile bağlantıları ve PKK’yı rakip bir örgüt olarak görmesi; 
PYD’nin bu gergin ilişkilerden dolayı Irak Kürdistanı ile paylaştığı sınırlardan yararlanmasına engel oluyor…
 
*
Bu yüzden​ ​Suriyeli Kürt gruplar, ABD’nin Suriye’deki Kürt bölgelerine yardımlarını sınırlandırma yönünde baskı yapan Türkiye ile ilgili gerginlikleri hafifletme konusunda dezavantaj oluşturuyor.
Çünkü​ ​Türkiye’nin en önemli endişesi PYD’nin iç terör örgütü PKK’ ya bağlanmasıdır.
PKK ile Türkiye arasındaki çatışma, PYD’nin  Suriye’deki müttefikleriyle olan ilişkisini ve PYD’nin Suriye’deki öz-yönetimini​ ​yönetme kabiliyetini olumsuz etkiliyor.
Bu durum​ ​PYD’nin kontrolündeki alanın Türkiye ile paylaştığı sınırlar göz önüne alındığında kalıcı bir sorun teşkil ediyor.
 
*
Kürtler  uluslararası alanda​ da​ çok taraflı ilişkiler kurmaktadırlar​ ​ama Suriye’deki özerkliklerinin tanıtımında başarılı olamıyorlar.
Çünkü​ Türkiye’nin baskısıyla​ bağımsız bir Kürt delegasyonunun​ ​dahi​ Suriye ile ilgili uluslararası konferanslarda Suriyeli Kürtleri temsil etmesine izin verilmiyor.
Böylece​ ​Kürtlerin bu tür konferanslarda kendi çıkarlarını teşvik edebilecekleri​ bir siyasi yapı oluşturması engelleniyor.
 
*
Üstelik 14 Nisan’da ABD, Birleşik Krallık ve Fransa; Kuzey Suriye’de bir koridor oluşturmuş ve bölgeye NATO’yu taşımışlardır.
Aynı zamanda bu ABD yönetiminin askeri gücünü bölgeden çekmenin öncesinde Fransa’nın; Suriye petrolü, gazı ve taşımacılığı için TOTAL SA şirketini, İngiltere’nin; British Petroleum  şirketini, ABD’nin ise ExxonMobil şirketini Kuzey Suriye’ye yerleştirmesi anlamına geliyor.
 
*
Benzeri bir sonuç daha önce Kuzey Irak Kürdistan Bölgesinde yaşanmıştır…
Kürdistan Bölgesi’nin yüzölçümü 78 bin 836 kilometrekaredir ve bunun 41 bin 597 kilometrekaresi yani Kürdistan Bölgesi topraklarının yüzde 53’ü yabancı petrol şirketlerince satın alınmış bulunuyor.
Böylece Kürdistan Bölgesi hükümetinin kendi topraklarından çıkarılan petroldeki hissesi yüzde 20, petrol şirketlerinin payı ise yüzde 80 olmuştur.
Bugün Kuzey Irak’ta Türkiye dahil, ABD, İngiltere, Kanada, Norveç, BAE, Çin, Hindistan, Güney Kore, Fransa, Macaristan, Moldova, Avusturya, Kıbrıs, Avusturalya gibi ülkelerin enerji, petrol ve gaz, inşaat, taahhüt altyapı firmaları bulunuyor.
Her biri zengin yatakların olduğu sahalardaki faaliyetlerini dünya pazarlarına arz ediyor… 
 
*
Bu neo-liberalizmin yeni hayat tarzını ulus devletlerin ötesinde dizayn etmekte oluşunun tipik bir örneğidir.
Ülkeler uluslararası şirketler üzerinden uluslararası hukuka dahil oluyor.
Bir diğer deyişle Irak ve Suriye’de merkez hükümetlere bağlı Kürt tabanı üzerinde  bir çokuluslu şirketler devleti oluşuyor…
 
*
İşte ABD Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Philip Kosnett’in​​, Manbij mutabakatını değerlendirirken,.
”YPG’nin durumu anladığını düşünüyorum. YPG yeni duruma göre işbirliği yapacağını açıkladı”​ ​ifadesini bu çerçevede düşünmek gerekiyor.
 
*
Bu paralelde​ ​Suriye’deki Kürt örgütlerinin, siyasi duruşlarını geliştirmek için halihazırda karşılaştıkları engellerin üstesinden gelmek için önlemler alacağı anlaşılıyor..
Öncelikle, Irak Kürdistanı ve PKK gibi bölgesel Kürt güçlerinin Suriye’de politik karar verme sürecini etkilemesi engellenecek,
Böylece​ ​Suriye’li Kür​t​ler​ çıkarlarını daha geniş bölgesel çatışmalardan ayrı olarak uluslararası topluma yansıtabileceklerdir.
 
*
Sonuç olarak, Suriyeli Kürtler örgütlerini​​ özellikle PYD ve ENKS’yi​ ​ birleşmiş bir siyasi yapıya kavuşturmanın gayretinde olacaklar,
Doğrudan birleşme yoluyla böyle bir birleşik bir siyasi cephe tesis etmek mümkün olmasa da,
Kürt kontrollü Rojava’daki ve Fırat’ın doğusunda bulunan Kürt siyasi güçlerinden bir koalisyon oluşturmak mümkün olabilecektir…
 
*
Bu birlik, tarafların Suriye’nin bu bölgelerindeki​ ​gelecekleri için  mümkün olmalıdır.
ENKS böyle bir koalisyonun​ ​gelişmesi ve ​ ​Türkiye ile ilişkilerin kurulmasında olumlu bir rol oynayabilir. 
Türkiye güzergahıyla temel ticari malların girişine olanak sağlayabilirler​ ​ki; bundan bir bütün olarak Suriye fayda sağlayacaktır.​..​
 
*
​B​ütün bu gelişmelere​ ​Fırat’ın doğusunda İŞİD’in geri dönüşünü engellemeye çalışan ABD yardım eli sunacaktır.
Washington, 1998’de Irak Kürdistan’ı​ ​Kürtleri ile​ merkezi Irak hükümeti arasında​ ​arabuluculuk yaparak​ ​Irak Kürt partilerinin iç birliğini güçlendirdiği​,​
​F​arklı grupları ortak hedeflere odaklanmalarında yardımcı olduğu gibi,
​b​enzer şekilde, Suriye Kürtleri ile Türkiye arasındaki ilişkiyi, Fırat’ın doğusundaki alanın PKK’ya devredilmemesini sağlayarak iyileştirmeye yardımcı olacaktır.
 
*
Bu paralelde Türkiye ise  ​mutlaka farklı etnik ve dini kökenlerden gelen insanları bir arada yaşatmak için normalleşecektir… 
Farklı ideoloji, görüş ve inançta Kürtlerin demokratikleşme perspektifi esasında siyasal nicelik ve niteliklerini kazanmaları siyasetini özgürleşecek,
Türkiye yeniden “Küresel İstikrar, Büyüme ve Güvenlik ” bileşkesinin güvenilir bir üyesi olacaktır… 
 
4. 7. 2018
AHMET KILIÇASLAN AYTAR