Ahmet Kılıçaslan Aytar; HİNDİSTAN VE PAKİSTAN NÜKLEER SAVAŞIN GÖLGESİNDE

HİNDİSTAN VE PAKİSTAN NÜKLEER SAVAŞIN GÖLGESİNDE

 

ABD Başkanı D.Trump ve Kuzey Kore Başkanı Kim Jong-un arasındaki ikinci zirve 27-28 Şubat’ta Vietnam/ Hanoi’de yapıldı.

Bir hafta önce Trump, K.Kore’nin nükleer silahlarını yok etmek için  “hiçbir şekilde acele etmediğini”, 

K.Kore’nin denuclearizasyonunu  sonuçlandırmak için “Acil zaman çizelgesi “nin olmadığını söylemiş, herhangi bir aciliyet duygusunu reddetmişti.

 

*

Ve zirve başarısız oldu. 

İkinci günün toplantısı  kısa kesildi.

Hiçbir şey üzerinde anlaşılmadı, hiçbir şey imzalanmadı, ortak açıklama yapılmadı…

 

*

Başkan Trump   28 Şubat’ta ikinci gün görüşmelerinin sonunda bir basın toplantısı düzenledi.

Kim Jong-Un ile neden bir anlaşma yapmadığını ama neden gelecekte bir anlaşmaya varmayı umduklarını anlattı.

Sorunun ABD’nin yaptırımlarını kaldırması ve Kuzey Kore’nin Yongbyon Nükleer Reaktör Kompleksinin imha edilmesinden kaynaklandığını söyledi.

 

*

Zirvede, Trump yaptırım rejiminde herhangi bir değişiklik yapılmadan önce Yongbyon ve diğer komplekslerin imha edilmesini istemiş,  

Kim Jong-Un ilk zirvede kararlaştırılan sıralamayı takip etmekte ısrar etmişti…

 

*

12 Haziran 2018’de Singapur’daki ilk zirvede taraflar sırasıyla;

1-  İki ülkenin halklarının barış ve refah arzusu doğrultusunda ilişki kuracakları,

2-  Kore Yarımadası’nda kalıcı ve istikrarlı bir barış rejimi kurma çabalarına katılacakları,

3-  Kuzey Kore’nin, Güney Kore ile yaptığı  27 Nisan 2018 Panmunjom Deklarasyonu’nu yeniden teyit ederek, Kore Yarımadası’nda tam bir nükleer dengeyi sağlayacağını,

4-  ABD’li  savaş tutsaklarının “prisoners of war (POW)” ve kayıpların “missing in action (MIA)” derhal geri gönderileceğini taahhüt etmişlerdi… 

 

*

Ama sekiz ay sonra iki ülke arasında elçiliklerin açılması veya yaptırımların kaldırılması şeklinde yeni ilişkiler kurulmadı.

Bir Barış Antlaşması da imzalanmadı.  

Pyongyang, eski tesislerin sökülmesinden sonra bütün nükleer ve füze testlerini durdurdu.

ABD’ li savaş tutsaklarını ve kayıp personeli iade etti.

 

*

Ancak K.Kore, rejimin hayatta kalması ve statüsünün nihai garantörü olarak nükleer programının olgunlaşmaya varmasını hâlâ anayasasında tutuyordu.

Ülkenin anayasasında saklı tutulan bir kabiliyete sahip olmak ise K.Kore’nin nükleer cephaneden vazgeçmeyeceğinin kanıtı sayılıyordu…

Bu yüzden ABD  taahhütlerini yerine getirecek gibi görünebilecek hiçbir adım atmadı…

 

*

İlk zirveden bu yana Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve ABD medyası imza altına alınan bu 4 maddeyi görmezden gelmek için ellerinden geleni yaptı. 

Kuzey Kore ise tekrar tekrar ısrar etti, aksi takdirde ilgili hiçbir şey yapmayacağını açıkça belirtti.

 

*

Bu sırada Kim Jong-Un yeni yıl konuşmasında; 

“ABD proaktif, güvenilir önlemler ve ilgili pratik eylemler ile çabalarımıza cevap verirse, ikili ilişkiler daha kesin ve çığır açan önlemler alma süreciyle hızlı bir şekilde gelişecektir.

İki ülke arasındaki tatsız geçmişe saplanmak ve bunları sürdürmek gibi bir niyetimiz yok ancak mümkün olduğu kadar erken düzeltmeye hazırız.

İki halkın istekleri ve gereklilikleri doğrultusunda yeni bir ilişki kurmaya çalışıyoruz. 

ABD Başkanı ile her zaman tekrar görüşmeye hazırım ve uluslararası toplum tarafından memnuniyetle karşılanabilecek başarısız sonuçlara ulaşmadan çaba göstereceğim. 

Fakat ABD dünyanın gözü önünde verdiği sözü tutmazsa ve halkımızın sabrını yanlış hesaplar ve  bize tek taraflı olarak yaptırım ve baskı uygulamaya devam ederse,

Ülkenin egemenliğini ve devletin yüce çıkarlarını savunmak ve Kore yarımadasının barış ve istikrarını sağlamak için yeni bir yol bulmak zorunda kalırız” dedi. .  

 

*

Buna rağmen Hanoi’de, Başkan Trump ilk önce nükleer sökme konusunda ısrar etti:

“Temel olarak yaptırımların tamamen kaldırılmasını istediler.

İstediklerimizin büyük bir bölümünü kabul etmeye istekliydiler, ancak istediğimiz bir konuyu yapmak istemediler.

Bunun için tüm yaptırımlardan vazgeçemedik, çalışmaya devam edeceğiz ve göreceğiz” dedi..

 

Trump uyguladığı bu stratejiye rağmen, demokrat kesim tarafından,

Yaptırımları kaldırmadan önce Kuzey Kore’den daha fazla yararlanabileceği yanılsamasıyla zirveye gelmiş olması nedeniyle eleştiriliyor.

Hakeza ABD Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Konseyi de,

Kuzey Kore’nin daha ileri gitmeye istekli olmadan önce ne istediğini bilmelerine rağmen hazırlıksız olmak ve politika sürecini başaramamakla itham ediliyor.

 

Trump’ın basın toplantısından sonra Kuzey Kore Dışişleri Bakanı Ri Yong-ho, bir basın toplantısı yaptı

Kuzey Kore’nin,  2016 ve 2017’de kabul edilen beş Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı uyarınca yaptırımların kaldırılmasını, 

Yaptırımların Kuzey Kore halkının geçim kaynaklarına özellikle zarar verdiğini,  

Ama bu zirvede,kısmi denükleerleşme için 11 yaptırımdan 5’inin kaldırılmasını istediklerini belirtti.

 

*

Ri ‘e göre, zirvede  Kuzey Koreliler ayrıca nükleer silah ve uzun menzilli füzelerin testlerini kalıcı olarak durdurmayı da önerdi.

Buna rağmen ABD Yongbyon ana nükleer tesisinin sökülmesi talebinde ileri gitti…

“ABD’nin önerimizi kabul etmeye hazır olmadığı netleşti” dedi ve Pyongyang’ın tutumunun değişmeyeceğini sözlerine ekledi…  

Ri, “Başkan Kim, Amerikalıların müzakere yöntemini anlamadığı hissine kapıldı, daha fazla müzakere için isteğini kaybetti “dedi.  

 

*

İki tarafta zirveden dostane yoldan ayrıldı.

Kim, roket ya da füze testi ya da nükleerle ilgili bir şey yapma” sözü vermedi..

Trump ,gelecekte bir anlaşmaya varma umudunu tazeledi.

 

*

Yaptırımların yürürlükte kalması Güney Kore için büyük bir hayal kırıklığı oldu.

Halbuki Cumhurbaşkanı Moon Jae-in, Kuzey Kore ile yeni ekonomik anlaşmalar yapmayı umuyordu.

Şimdi ilerlemenin nasıl gerçekleşeceği merak ediliyor.

 

*

Ama ABD Başkanı D. Trump’ın, Güney Kore Devlet Başkanı Moon’ dan Kuzey Kore’ ile yeni bir müzakere turu için adım atması konusunda arabuluculuk yapmasını istediği bildiriliyor.

 

*

Zirvenin yapıldığı 27 Şubat’ta, birer nükleer devlet olan Pakistan ve Hindistan bir savaşın eşiğindeydiler.
İki olay birbiriyle bağlantılı olmayabilir.
Ancak fiili bir nükleer devletin geri kalanın, rejimin ayakta kalması için Kim’in kozu olduğunu düşünmekte yarar vardır…

 

2.3.2019

AHMET KILIÇASLAN AYTAR