Ahmet Kılıçaslan Aytar; Erdoğan Gürcistan’ı da Sallıyor

ERDOĞAN GÜRCİSTAN’I DA SALLIYOR

Gürcistan’da 8 Ekim parlamento seçimleri yaklaşırken, Türkiye-Gürcistan ilişkileri seçim kampanyasının en önemli konusudur.

Muhalefetteki Yurtseverler Birliği Partisi, Türkiye’nin Gürcistan’da müslümanların yoğun olduğu Acaristan Otonom Cumhuriyeti’ni ele geçirme planları yaptığını iddia ediyor…

*

İddiaya göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk vatandaşlarının girişlerinin yasaklanması bahanesiyle Gürcistan’daki kumarhanelerin kapatılmasını istiyor.

Kumarhanelerden yüksek gelir elde eden Gürcistan yönetimi ekonomik tehdit altındadır.

Eski Cumhurbaşkanı Mihail Saakaşvili bu durumdan yararlanmakta ve Acaristan’la ilgili kirli politikaları üzerinden iktidara geri dönmeyi planlamaktadır.

*

Anlaşılan bu gelişmeleri gerçekleştiği şu konjonktürde görmek gerekiyor:

*

1- Rusya, Ortadoğu’nun bölünmesini isteyen ABD, Fransa, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin güdümünde faaliyet gösteren İŞİD ve benzeri radikal örgütlere karşı Suriye’de savaştadır.

Esasen bu ülkede işlenen suçların savaş hukukunu geliştirmesini, kategorize etmesini sonra bu sistematiğin uluslararası hukuk üzerinden BM’de yeni bir dünya statüsüne yol açmasını hedefliyor.

*

2- ABD ve NATO, Rusya’nın bu talepleriyle bir tehdite dönüştüğü ve bu tehdite karşı mücadele edilmesi gerektiğinde pekişmiştir.

O yüzden NATO doğuya doğru genişlemeye çalışıyor.

Finlandiya’dan Gürcistan ve Azerbaycan’a kadar uzanan bu coğrafyada Estonya, Letonya, Litvanya, Belarus ya da Transdinyester, Abhazya, Güney Osetya, Dağlık Karabağ, Novorusya gibi devletlerin sınırlarının belirlenmesi ve statülerine çözüm getirilmesinin yolu açılmıştır.

“Intermarium -İki Deniz Arası”‘ denilen Baltık Denizi ile Karadeniz arasındaki bölge potansiyel bir çatışma alanı haline geliyor…

*

3-Almanya’nın geleneksel “Lebensraum” (Hayat Sahası) ülküsü ve “Drang nach Osten” (Doğu’ya Genişleme) tutkusu kabarmıştır.

“Lebensraum”; Doğu Avrupa’da Almanya sınırları dışında yaşayan Alman azınlıkların Almanya hakimiyetinde birleştirilmesi ve yeni toprakların kolonizasyonu ile beraber Alman popülasyonunun bu topraklara yerleştirilmesidir.

Bu topraklarda büyük kömür yataklarına, demir, altın, mika, kurşun, çinko, bakır, grafit, alüminyum, elmas  kaynaklarına, Hazar’da ve Ortadoğu’da bulunan hidrokarbon kaynaklarına ulaşılması politikasıdır.

Bugün Almanya, siyasi etki araçları vasıtasıyla Habsburg’ların, Bismark’ın ve Hitler’in asırlar boyunca peşinde koşup askeri kuvvetle başaramadıklarını,

Merkezi ve Doğu Avrupa’yı Cermen hayat sahası yapma ülküsünü, ekonomik ve ticari işbirliğiyle gerçekleştirme yolunda büyük mesafe almıştır.

Rusya’yı bu politikasıyla tehdit ediyor…

*

4- 1904’de Rus olmayan halkların önemini kavrayan ve tutsak halkların lideri olarak kabul gören Polonya lideri Mareşal Jozef Pilsudski, uluslararası anti-komünist Prometheus hareketinin kurucusudur.

Pilsudski’nin Prometheus Hareketi;”İntermarium’da ya da Baltık, Hazar Havzası ve Karadeniz arasında bağımsız devletlerden bir kordon oluşturulmasıdır.

Bu yüzden şimdilerde Polonya’nın “Prometheus Projesi”  bölgeye ilham veriyor.

Polonya, Rusya yanlısı ayrılıkçılarla mücadelede Ukrayna hükümetinin en büyük destekçisidir. Orta ve Doğu Avrupa’da NATO askeri varlığının güçlendirilmesi tezini savunuyor.

Ukrayna’yı,Gürcistan’ı, İdil-Ural’ı ve Türkistan’ı  Prometheus Birliği bünyesinde bir araya getirmeye çalışıyor…

*

5- Ve Türkiye!

Hiçbir rasyonel fikrin birikimi ve sonucu olmayan, kendini çağdaş dünyadan soyutlayan,ülkenin yakın-uzak çevrede ve içte birbirine düşman fikirler, ideolojiler, kavramların arasında kalmasına neden olan,

Lâik bir ülkede “İslamcı Ümmet-Osmanlıcı” hastalığına tutkun R.Tayyip Erdoğan ve şürekâsı tarafından ele geçirilmiştir.

Rusya, bizzat Erdoğan’ı Suriye’de ve Irak’ta savaş çıkarmak ve savaşı aile boyu ahlâksız bir ticarete dönüştürmekle itham ediyor.

Erdoğan ise hayali siyasi düşüncesini hayata geçirmek ve üzerine atılı suçlamaların belasından kurtulmak adına, ABD emperyalizminin tartışmasız emirberliğini yürütüyor.

Gerekirse dünyayı liderlik ettiği  uluslararası İslamcı terör örgütlerinin bela çıkarma gücünü harekete geçirmekle tehdit ediyor.

Müslümanların yaşadığı her coğrafyada İslamcı Ümmet-Osmanlıcı felsefeyi yaymak üzere siyasetçiler,kanaat önderleri,akademisyenler,sivil toplum örgütleri ve medyaya güçlü etkide bulunuyor…

Rusya’yı İslamcı Cihad hareketleriyle tehdit ediyor.

*

6-Bu tablo, ABD ve NATO’nun Rusya’yı nasıl kıskaca alıcağı, nasıl en fazla zarar verecek yerinden vuracağı, nasıl istikrarsızlaştırılacağı, nasıl fiziki ve moral olarak etkisizleştirilerek yıkılacağı senaryosudur.

*

7-Sonuçta ABD ve Rusya gibi iki büyük nükleer güç arasında savaş ile siyasetin, asker ile sivilin, barış ile çatışmanın, cephe ile emniyetli bölgenin, dost ile düşman kavramlarının arasındaki hatların belirsizleşmesine yol açan bir yüksek gerilim yaşanıyor.

*

Gürcistan 8 Ekim’de parlamento seçimine giderken “Vekalet Savaşı Kurt’u” Tayyip Erdoğan’ın işte yukarıdaki senaryolar gereğince harekete geçtiği anlaşılıyor.

Türkiye ile tarihi, dini ve kültürel yakınlığı bulunan Acaristan, Gürcistan’ın güneybatı kesiminde yer alan yönetim merkezi Batum olan özerk cumhuriyettir.

Türkiye’nin Kuzeydoğusunda Artvin ve Ardahan illeri sınırında yer alıyor.

Artvin’in Hopa ilçesindeki Sarp Sınır Kapısı Batum’a açılıyor.

2007’de serbest ticaret anlaşması ve açılan Batum Havaalanı’nın Hopa ile ortak kapı olma özelliği ile yatırımlar canlanmıştır

2011’de pasaportsuz kimlikle geçişlerin başlaması ise turizmin hareketlenmesini sağlamıştır.

*

Ama aslen Gürcü olan Sovyet diktatörü Stalin’in homojen bir Gürcistan hayali için aslında Gürcistan’a ait olmayan Abhazya, Osetya, Acara ve Ahıska gibi yerleri zorla buraya dahil etmesi,

Bugün Gürcistan’ın hem kendisini sıkıntıda hissetmesine hem de mağdur ettiği insanların acı çekmesinin nedenidir.

Ülke bayrağı Ortaçağda Haçlıların taşıdığı bayrakla değiştirilmiş, Acara semalarında dalgalanmaya başlamasıyla müslüman bir ülkede sorunların kaşınmasına yol açmıştır.

Nitekim çok geçmeden Türkiye’nin ivmelemesiyle din milliyetçiliği parlamıştır…

*

M.Saakaşvili’nin Cumhurbaşkanlığı döneminde Avrupa Yatırım Bankası, Dünya Kalkınma Bankası ve Avrupa fonlarıyla başlattığı yatırım atağından en fazla Türk şirketleri yararlandı.

Birbiri ardına açılan Türk otelleri ve tekstilden gıdaya çeşitli yatırımlarla Türklerin bu ülkedeki yatırımları 3 milyar dolara ulaşmıştı.

250’ye yakın Türk şirketi 10 bin kişiye istihdam sağlıyor.

*

Bu yatırımların büyük bölümü turizme yönelik otellerden oluşuyor.

Sheraton, Radisson, Holiday Inn, Hilton, Kempinski, Sudi Özkan Princess, Rixos otelleri ve birçok butik otelin sahibi Türk işadamları olup yatırım miktarı 500 milyon dolardır.

Otel yatırımlarını cazip hale getiren bu kumarhanelerdir ki;sahiplerinin Erdoğan korkusundan sıyrılmaları mümkün görülmüyor.

*

Kumarhaneler Gürcü vatandaşları için değil bölgedeki ülkeleri çekebilmek için açılmıştır.

Kapanması durumunda bu yatırımların hemen duracağı, açık olan otellerin de batacağı biliniyor.

Ama Batum; “Las Vegas” olmanın hedefindeyken Karadenizlilerin yoğun ilgisiyle “Laz Vegas” olmuş,

Bu durum bugün Erdoğan’a bahane oluşturmuştur…

*

Şimdi Gürcistan, bir yandan Almanya’nın geleneksel “Lebensraum” (Hayat Sahası) ülküsü ve “Drang nach Osten” (Doğu’ya Genişleme) tutkusuyla,

Bir yandan Prometheus Hareketi’yle kuşatılmışken,

Diğer bir yandan da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İslamcı Ümmet-Osmanlıcılık” ülküsüyle sarılıyor.

*

Gürcistan’da herşey Rusya’nın fiziki ve moral olarak etkisizleştirilmesi ve yıkılmak için müttefiklere bir  fırsat çıkması için yapılıyor.

Gürcistan,Erdoğan eliyle Acaristan üzerinden İslamcı Cihadın Rusya’daki dindaşa genişlemesinin kalesi haline geliyor…

2.10.2016

AHMET KILIÇASLAN AYTAR