Ahmet Kılıçaslan Aytar; BUENOS AİRES G20 ZİRVESİ VE R.T.E

BUENOS AIRES G20 ZİRVESİ VE R.T.E
Arjantin/ Buenos Aires’te düzenlenen G20 Liderler Zirvesi, uluslararası ilişkilerin çok zorlu olduğu bir dönemde yapıldı.   
ABD Başkanı Trump, Küresel Liberal Sistemi;
Tekellerin ve mali sermayenin egemenliğinin kurulması için sermaye ihracının bolca yapıldığı,
Dünyanın uluslararası tröstler arasında paylaşıldığı, tüm toprakların en büyük kapitalist güçler arasında bölüşümünün tamamlandığı bir durumdan,
Yeni bir emperyalist çağa geçirmenin kararlılığındaydı…
 
*
Amerikalıların çıkarlarına hizmet etmeyen ama çıkarlarını azami düzeyde tutmak için ABD’nin imkanlarını araçsallaştıran,
Gelişmiş ve istikrarlı ülkeler ile emperyal küreselleşmeyle henüz bütünleşmemiş istikrarsız devletlerin, 
ABD ekonomisine yeniden yatırım yapmasını sağlamak üzere,
ABD’yi uluslararası ticaret anlaşmalarından geri çekiyor, eski düzeni belirleyen hükümetlerarası yapıları tasfiye ediyordu.         
 
*
Başta Çin ekonomik büyümesi ve askeri gelişimiyle uluslararası politikanın güçlü bir oyuncusu olmuştu.
Ya da Çin yükselirken ABD’nin düşüşte olduğu bir süreçten geçiliyordu…
İki ülke de birbirleriyle çatışan stratejik zorunluluklara sahiptiler.
Bir başka perspektifte ABD  Çin’e, Güney Çin Denizi’nde bir askeri saldırıya geçmek yerine  Ticaret Savaşı açmış,
Ticaret savaşını giderek küresel boyutta genişletirken dünyaya yeni bir ayar çekiyordu… 
 
*
Başkan Trump, üstelik kollektif eylemlere karşı muhalefetiyle, iklim tehdidine karşı koymak için giderek artan acil uyarılara karşı çıkıyor,
Ama iklim değişikliği konusundaki muğlak duruş  çeşitli ihtilaflara neden oluyordu.
 
*
Aynı zamanda Rusya- Ukrayna krizi ve Suudi Arabistan ile ilişkileri kuşatan gerginlikler,
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Trump’a karşı bir Avrupa cephesi oluşturma girişimleri,
Ortadoğu ve Doğu Akdeniz sorunları ve daha nicesi uluslararası ilişkileri zorluyordu…
 
*
Buenos Aires G20 Zirvesi, bu çerçevede Başkan Trump’ın , “Önce Amerika” ilkesi doğrultusunda bir zaferiyle başladı. 
Trump Kanada Başbakanı J. Trudeau ve Meksika Devlet Başkanı E. Pena Nieto ile birlikte,
Kuzey Amerika serbest ticaret anlaşması NAFTA yerine geçecek, yaklaşık 1.2 dolarlık ticareti ilgilendiren ABD-Meksika-Kanada Anlaşmasının (USMCA) imzaladı.
Yine de G20′ de yapılacak zorlu görüşmeler daha başka  yol gösterici temel ilkelere ihtiyaç gösteriyordu…
 
*
Trump, zirveden önce ithal otomobillere  daha fazla gümrük vergisi uygulayabileceğini ima etti.
Bu Çin ile  ticaret savaşının genişlemesi, çok taraflılık ve serbest ticaret için daha büyük zorlukların oluşması anlamındaydı.
Küresel farklılıkların kısıtlanıp kısıtlanamayacağı ve bunun G20 zirvesinin sonunda ortak bildiride yer alıp almayacağı endişesi oluştu.
Gözler Trump’ın Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping ile yapacağı görüşmeye çevrildi.
 
*
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping  zirve konuşmasında,
Küresel ekonomide çeşitli risklerin hızla geliştiğini,
Teknolojik devrim ve yeni sanayi dönüşümünün köklü değişimleri tetiklediğine, zenginlik uçurumunun sosyal çelişkileri derinleştirdiğine işaret etti.
Dünya ekonomisinin bir başka tarihsel tercihle karşı karşıya olduğunu vurguladı…
 
*
Açıklık ve işbirliğine bağlı kalınması ve çok taraflı ticaret sisteminin desteklenmesi,
Güçlü bir ortaklık kurularak makro politika koordinasyonunun geliştirilmesi, 
Yeniliğe bağlı kalmanın ve büyüme için yeni bir ivmenin oluşturulması,
Kapsayıcı küresel gelişmenin teşvik edilmesi için kazan-kazan işbirliği yapılması ilkelerine bağlılığın esas alınmasını istedi…   
  
*
Nihayet  ABD ve Çin, mali piyasaları sarsan, dünya ekonomik büyümesini tehdit eden  ticaret anlaşmazlıklarında 90 günlük bir ateşkese ulaştı….
Her iki taraf,  mevcut tarifeleri daha da yükseltmeden ve diğer ürünlere yeni tarifeler getirmeden  ticaret kısıtlayıcı önlemlerin artmasını engellemeye karar verdi.
Karşılıklı saygı, eşitlik ve yarar temelinde  meseleleri ele almak için derhal çaba göstermeyi kabul ettiler…
Beyaz Saray Çin’in Amerika’nın büyük ticaret açığını azaltmaya yönelik çok önemli miktarda tarım, enerji, sanayi ve diğer ürünleri satın almayı kabul ettiğini açıkladı.
Şimdi  iki ülkenin Pekin’in teknoloji politikaları üzerindeki farklılıklarını çözmek için 90 günü bulunuyor.
Aksi taktirde ABD’deki gümrük vergisi artışı Çin’de 200 milyar dolarlık ithalatta etkili olacaktır…
 
*
Böylece Başkan Trump, USMCA anlaşmasından sonra müzakere taktiklerinde ikinci bir zafer daha kazandı.
Çin’e verdiği  önemli ekonomik imtiyazlar karşılığında, ABD’ nin önemli önceliklerine dair Çin taahhüdünü güvence altına aldı…
O sırada Çin’in  bölgesel hegemonyasıyla mücadelede ortak bir amaç geliştirmek için Japon Başbakanı S.Abe ve Hindistan Başbakanı N.Modi’le de görüştü…
 
*
Trump, Zirve’de Rusya-Ukrayna krizi bahanesiyle Devlet Başkanı V.Putin ile  yapacağı görüşmeyi iptal etti. 
Aslında Moskova’da bir gökdelen inşa etmek üzere Trump adına müzakere ettiğini kabul eden eski avukatı Michael Cohen’in,
Trump’ın Rusya ile kapsamlı, belgeli  ilişkilere sahip olduğu ve Amerikan halkına yalan söylediği ithamından dolayı,
Bir çok sorunu  birlikte çözmesi gereken Putin ile görüşmeden kaçındı, barış için bir fırsatı yok saydı. 
 
*
Buenos Aires G20 Zirvesi, çok taraflılığı yüzyılın yaşam çizgisi olarak savunur gibi bir intiba yarattı.
Ama esasen ABD’ nin bir çok konuda ve küresel boyutta dünyaya yeni bir ayar verme ısrarını sürdürdüğünü gösterdi.
 
*
Nitekim 31 maddeden oluşan ve ağırlıklı olarak uluslararası ekonomik düzene vurgu yapılan Zirve Sonuç Bildirge’sinde;
Kurallara bağlı bir uluslararası düzene, 
ABD’nin itirazlarına rağmen Paris İklim Anlaşması’nın aynen uygulanmasına,
Dünya Ticaret Örgütü’nün reforme edilmesine vurgu yapıldı… 
 
*
Suriye ve Doğu Akdeniz  bölgesinin jeopolitiği birlikte anıldığı şu sırada Erdoğan’da, G20 Zirvesi’nde  binbir  yoldan ABD Başkanı Trump ile görüşmeyi başardı.
Erdoğan Suriye’deki askeri varlığını;
Suudi Arabistan ve BAE gibi Sünni Arap bloğu ile yakınlaşmak: 
İŞİD ve İran milisleri ve güçlerine karşı  terörle mücadele etmek :
Fransa ve İngiltere ile birlikte Kuzey Suriye’ye oluşturulan  koridorda hidrokarbon kaynaklarını uluslararası firmaları üzerinden, Suriye’de merkez hükümete bağlı Kürt tabanı üzerinden uluslararası hukuk garantisinde bir şirketler devleti oluşturmak:
Suriye’nin yeniden inşasından  pay almak çabasını sürdürmek:
İsrail hava kuvvetlerini engelleyen Rus füzelerine karşı savunmacı bir duruş sergilemek:
Gerektiğinde  Suriye ile ilgili kararlarda Rusya’nın önderliğini reddetmek,  
Doğu Akdeniz hidrokarbonları bölgesine nezaret görevinde olmak nedenleriyle tutan Başkan Trump’tan;
 
Türkiye’nin Mümbiç’i terörden temizlemesi icazetini istedi ve Halbank konusunda Türkiye lehine bir karar ile Fethullah Gülen’in Türkiye’ye verilmesini talep etti.
Başkan Trump, bu konularda Erdoğan’a asla meşruiyet tanımayan havasındaydı ve  sadece bir kez daha dinledi.
Çünkü, Erdoğan görüşmeden sonra “Ümidimi kaybetmek istemiyorum” dedi… 
Uçan Sarayı’na bindi ve Paraguay’a uçtu sonra ver elini Venezuella!…
 
3.12. 2018
AHMET KILIÇASLAN AYTAR