ADD VE YEŞEREN UMUTLAR

                    ADD ve Yeşeren Umutlar

 

Türkiye’nin en büyük kitle örgütlerinden biri olan Atatürkçü Düşünce Derneği’nde gelecek için umut veren gelişmeler yaşanıyor. Son kongrede yaşanan yönetim değişikliği ile Başkanlığa seçilen Prof. Süheyl Batum ve ekibinin örgütü hareketlendirdiği ve günlük politika içinde daha aktif olarak yer aldığı görülüyor. Geçtiğimiz 1-2 Aralık tarihlerinde gerçekleştirdiği Tüzük değişikliği ile örgütün bilinen en önemli eksiği olan ‘gençleştirme’ kampanyasının hız kazandığı Başkan Batum’un yaptığı açıklamalarla medyaya yansıdı. Batum’un açıklamalarında,yeni tüzükte  ‘gençleştirme’ nin fiili sonuçlar yaratacak ve hayata geçirilecek biçimler içinde bir dizi değişikliğin yer aldığı vurgulandı. Bu değişikliklerin içinde genç üyelerin, yönetimin her kademesinde en az üç temsilci ile Yönetim kurullarında bulunması, üç gençlik temsilcisinin başkan,genel sekreter ve sayman yardımcılığı gibi etkili görevlerde yer almaları, geçmişteki gibi gençlerin atama yoluyla değil,seçimlerle belirlenmesi gibi esaslar yer alıyor.

                Rüzgarı ardına almak

Türkiye’de son iki yıldan beri kitleleri ayağa kaldıran bir Atatürkçülük rüzgarı estiği bilinen bir gerçek. İktidarını Anayasa Değişiklikleri ve Başkanlık sistemi ile pekiştiren ‘Siyasi İslam’ın son yıllarda gizli ve açık program ve sistematiğini daha net olarak ortaya koyduğu Atatürk ve Laik Cumhuriyet düşmanı eylemlerinin artması sonucu halk kitlelerindeki arayışların yükseldiği günlük medyada bile belli ediliyor.

Bu alanda en hızlı gelişmeler ve en canlı protesto hareketleri özellikle büyük kentlerde yaşayan kadın ve gençlik kitleleri saflarından yükseliyor. Bu umut verici gelişmeyi medyadan takip etmek münkün olduğu gibi, ADD nin faaliyet gösterdiği bölgelerde canlı olarak tesbit etmek olanaklarıda var.

Bunu biz, gazeteci olarak sürekli izlediğimiz İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği’nin etkinliklerinde kendi gözlerimizle gördük. ADD’ye özellikle eğitimli kadın ve gençlik kesimlerinden akın var.

Bunun en önemli nedenlerinden biri Cumhuriyet’in kaybedilmesi tehlikesinin hızla yükselişi, kitlelerin elinde bu gidişi önleyecek bir parlamenter mekanizmanın kalmayışı ve bu bilincin halk kitlelerinde yerleşmesi. 

Halk kitlelerinin yönelişini belirleyen bir başka faktör ise; ideolojik ve kültürel alanda Atatürk düşüncesinin ‘Siyasi İslam’ karşısında tek alternatif olarak egemen oluşu.

Türk siyaseti Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren, Atatürkçülük dışında, halk tarafından kabul edilmiş ve denenmiş bir çağdaş politik sistem yaratamamıştır. Türkiye’de giderek ön plana çıkan Geri-İleri çatışmasında, ileri ve çağdaş yapının tek temsilcisinin Atatürk düşüncesi olduğu gün gibi aşikar hale gelmiştir.    

ADD Başkanı Süheyl Batum’un dün medyaya yaptığı yeni tüzük ve gençleştirme açıklamaları, gerçekte ‘tam zamanı- tam zamanı şimdi’ dedirtecek bir zamanlama ile gündeme oturdu. 

Önümüzdeki 2019 Mart ayında yapılacak olan yerel yönetim seçimleri sonrasında Türkiye’de tam dört yıl başka bir seçim yok.

ADD ve gençleştirimiş yönetim kadrolarının bu dönemde kitlelere önderlik etme gibi hayati bir görevi var.  Başkan Batum, Tüzük ve Gençleştirme haberini verirken örgütünü bu tarihi görev için aday gösteriyor.

 

Mahir Tan            LondraPosta-Londra