ADD; DİL DEVRİMİNİN 85.YILI

 

DİL DEVRİMİNİN 85. YILI

 

Türk Devriminin ve aydınlanma savaşının vazgeçilmez araçlarından birisi de 85. Yılını kutladığımız dil devrimidir. Dil Devrimi, ulusunu çok iyi tanıyan, büyük bir önder olan Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türkçe üzerindeki boyunduruğu kaldıran görkemli bir devrimidir. Tam bağımsızlık ilkesini benimseyen Atatürk, bağımsızlığın yalnız askeri ve siyasal alanda değil, ekonomi ve kültür alanında da sağlanması için Türkçenin ulusal nitelik kazanması gerektiğine inanıyordu. Ulusal bağımsızlık ancak böyle sağlanabilirdi. Bu nedenle Ulu Önder diyordu ki “Ulusal duygu ile dil arasında bağ çok kuvvetlidir. Dilin ulusal ve zengin olması, ulusal duyguların gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki bu dil bilinçle işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk Ulusu, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”

Cumhuriyet’in ilanından sonra kurulan kurumların en önemlilerinden biri olan TDK’nin (Türk Dil Kurumu) kuruluş tarihi 12 Temmuz 1932’dir. Bu tarihte önce, Atatürk’ün dile verdiği önem doğrultusunda, daha sonra adı Türk Dil Kurumu olarak değiştirilen, Türk Dili Tetkik Cemiyeti kurulmuştur.

TDK’nin kurulmasıyla başlayan çalışmalar sürerken, ilk Türk Dil Kurultayı 26 Eylül 1932’de Dolmabahçe Sarayında toplanmış; Kurultaya çok sayıda bilim adamı, gazeteci, yazar, devlet adamı ve sanatçı katılmıştır. Bu Kurultayda 26 Eylül, Dil Bayramı olarak kabul edilmiştir. Türk dilinin gelişmesi, özleşmesi, zenginleşmesinde Türk Dil Kurultaylarının çok önemli katkıları olmuştur.

Özellikle bilim dilinin Türkçeleşmesi, öğretimde Türkçe terimler kullanılması amacıyla bir Geometri kitabı yazarak Türkçeye büyük katkıda bulunan Atatürk, dilin siyasete araç yapılmamasına büyük özen göstermiştir. Dil, her inanç ve kökenden tüm cumhuriyet yurttaşlarının ortak iletişim aracı olduğundan Dil Devriminin yasayla başlatılmasını istememiş; Türkçenin bilim ve sanat dili olması için çalışmaları üstlenecek olan TDK’yi bir devlet kurumu olarak değil dernek yapısıyla kurmuştur.

 

Dil Devriminin kazanımları kısaca şöyle özetlenebilir:

  • Bağımsızlığın, laikliğin, ulusal birliğin, çağdaş eğitimin temel koşullarından birisi gerçekleştirilmiştir.
  • Yöneten, yönetilen arasında oluşan dil uçurumu giderilmiş, konuşma ve yazı dili arasındaki ayrımın kalkması, uzun dönemde demokrasinin gelişmesine katkıda bulunmuştur.
  • Dilin öğretim ve anlatım kolaylığı kazanması, eğitim ve öğretimin yaygınlaşarak halka kolaylıkla ulaşmasını sağlamıştır.
  • Türk dili, bilim ve sanat dili olarak kullanılabilecek düzeye ulaşmıştır.
  • Dilin özleşmesiyle düşüncede açıklık, anlamda, anlatımda, bilgiyi iletmede, bilgiye ulaşmada kolaylık sağlanmış böylece yurttaşların özgür düşünebilmesinin önü açılmıştır.
  • Dil Devrimiyle kazanılan ulusal dil ile bilime ve akla dayanan çağdaş eğitim sağlanmıştır.

Ancak, Atatürk’ün dernek olarak kurduğu TDK, 12 Eylül darbesiyle 1983 yılında malvarlığına ve yapıtlarına el konarak Başbakanlığa bağlı bir devlet kurumu yapılmıştır. Artık Atatürk’ün kurduğu TDK yoktur. Atatürk kurumuna yalnız adı benzeyen, 34 yıldır siyasetin güdümünde olan, Türkçeye saygısızlığa, hukuksuzluğa ses çıkaramayan bir kurum haline gelmiştir.

Bu koşullar altında, Atatürk ilkelerine ve Dil Devrimine gönülden bağlı yurtseverlerin Türk dilinin özleşmesine, gelişmesine, Dil Devriminin güçlenmesine katkıda bulunmak, bu konularda uğraş verenler arasında dayanışma sağlayarak uygar ve barışçı çabalarla bilimsel, yazınsal, kültürel ve sanatsal etkinliklere ağırlık vererek öncülük yapmak ve Atatürk’ün başlattığı Dil Devrimini sürdürmek amacıyla 22 Nisan 1987’de kurulan Dil Derneği 30 yıldır çalışmalarını başarıyla sürdürmektedir.

Dil Devriminin 85. yılını kutladığımız bu gün, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, olağanüstü devrimci, ilkeleri bugüne kadar olduğu gibi geleceği de aydınlatan Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyoruz.

 

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ

GENEL MERKEZ