Abdullah Nihat Yılmaz; GİDEON İLE GABİ SİBONİ

GİDEON SA’AR İLE GABİ SİBONİ…

Kim mi bunlar?

Sizleri bilemem ama “bunlar” benim yeni duyduğum isimler. Daha doğrusu bilim adamı Mehmet Ali GÜLLER’in, yeni çıkan, “Suriye’nin Sevr’i, AMERİKAN KORİDORU” adlı kitabını okumaya başlamasaydım belki de bir süre daha duyamayacaktım.

Evet, Gideon SA’AR ile DR. Gabi SİBONİ. Bunlarla, “Amerikan Koridoru” adlı bu kitabın 67’nci sayfasındaki “İNSS Analizi: Dört Parçalı Suriye” ara başlığından itibaren tanışıyorsunuz. Gideon SA’AR İsrail’in eski içişleri bakanı ve Dr. Gabi SİBONİ de emekli bir asker. Ve bu iki muhterem zevat , aynı zamanda, İsrail’in Önemli Düşünce Kuruluşlarından Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü (The İnstitute of National Security Studies, İNSS)’in danışmanları ve “İyi, Kötü ve Çirkin: Suriye Devletini Bölmek” başlıklı ANALİZ’in de hazırlayıcıları…oluyorlar!

Ki, “ANALİZ”lerinin hedefi de açık: Suriye’yi dört parçaya bölmek!

Eh, artık siz bu iki kafadara, Tayyip Bey’in baba bir ana ayrı öz kardeşleri ve Deniz Baykal’ın has kuzenleri de diyebilirsiniz.

Neyse…

Ama biz, yine de, kitabın 68’nci sayfasındaki daha aydınlatıcı şu bölüme de bir bakalım:

“Sa’ar ve Siboni, Suriye’nin bütünlüğünün ortadan kalktığını, yeniden birleşmesinin de

artık mümkün olmadığını savunuyor.

Suriye’nin topraklarını kontrol edebilecek tek bir hükümetin artık kurulamayacağını

Belirten Sa’ar ve Siboni, bu nedenle yeni bir hükümet eliyle Suriye’yi istikrara

Kavuşturma fikrinin temelsiz olduğunu iddia ediyor.

(…) Beş yıldır süren “içsavaş” boyunca Suriye, demografik temelli kontrol alanlarına

ayrıldı ve göç dalgaları ile oldukça homojen demografik bölgeler oluştu.

Yani Sa’ar ve Siboni’ye göre beş yılın sonunda Suriye’de SÜNNİLER, NUSAYRİLER,

KÜRTLER ve DÜRZİLER belirli bölgelerde gittikçe homojenleştiler…”

Buraya, isterseniz, bir “Yani” de biz ekleyelim ve daha aşağıdaki hedeflerinin muhayyel haritasını da görmeğe çalışalım ki, şöyledir o harita:

“ – Akdeniz kıyısında NUSAYRİ devleti,

– Güneyde Ürdün sınırında DÜRZİ devleti,

– Kuzeyde Türkiye sınırında KÜRT devleti,

– Ve geri kalan bölgelerde de SÜNNİ devleti…”

Tamam mı?

Elbet ki, hayır! Çünkü Suriye Ortadoğu’nun sadece bir parçasıdır. Oysa Amerikan emperyaliminin temel amacı, daha önce “Arap Baharı” da dediği, Kuzey Afrika’dan, Ortadoğu da içinde olmak üzere, Arap yarımadasına kadar uzanan ve 22 devletin haritasını değiştirmeyi hedefleyen ve de Recep Tayyip’i bu görevle “EŞ BAŞKAN” eyleyen Büyük Ortadoğu Projesi, (BOP) tur.

Yazarımız Mehmet Ali Güller’in elimizdeki “Suriye’nin Sevr’i AMERİKAN KORİDORU” adlı kitabı daha çok kendi isimiyle sınırlı…Yani kitap Büyük Kürdistan’ı, Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e ulaştıracak bir koridoru detaylandırmaktadır. Böyle olmasına karşın yine de BOP’a şöyle bir değiniyor:

“ …dönemin senato üyesi Sadi KOÇAŞ, anılarında ( kitabın 26’ncı sayfası)

“ABD’nin AP’yi ve Demirel’i 1965’te iktidara getirdiğinde ‘Irak-İran ve Türkiye

KÜRTLER’ini federe bir Cumhuriyet haline getirelim, bunu Türkiye’ye bağlayalım

isteğinde buluduğunu” belirtiyordu.

Biz bu alıntıyı biraz daha genişletebiliriz. Elbet yine Sadi KOÇAŞ’ın (4 ciltlik Atatürk’ten 12 Mart’a) adlı kitabından şu aşağıdaki bilgileri ödünç alıp ekleyerek:

“Demirel 1965’e kendisine sunulan bu “Kürt Dosyası’nı”, düşeş gibi görüyor önce,

seviniyor ama yine de askerlerin fikrini bir alayım diye düşünüyor. Ancak askerler

dosyayı beğenseler bile şu çekinceyi koymaktan da geri durmuyorlar: “İyi de,

bizim Lozanla çizilen misaki millimiz delinebilir!”.

Diyorlar,yani kuşkuyla yaklaşıyorlar… Ve Demirel duraklıyor, ancak bu Amerikan marka meseleyi gündemden de kaldırmıyor, üstelik hiçbir zaman…

Ve işte o “Kürt Dosyası” şimdilerde “BÜYÜK KÜRDİSTAN” olarak sıcak gündeme yerleştirilmek isteniyor. Yani Irak, İran, Türkiye ve Suriye bölünecektir! Daha doğrusu emperyalizm denen “tek dişi kalmış canavar” ile baş müttefiki İsrail böyle geviş getiriyor.

Ammaaa…Kazın ayağı öyle mi?

Biz şeytanın ünlü avukatı Graham FULLER’e “selam” ederiz!

Bir de bu yeni konuklarımız,

“GİDEON SA’AR İLE

  1. GABİ SİBONİ” ye…

 

Abdullah Nihat Yılmaz

4 Mart,2016, LONDRA