‘ABD çıkarları ve Kürt kartı tam olarak çakışıyor’

      
 
             ‘ABD çıkarları ve Kürt kartı tam olarak çakışıyor’          
                  Kürt Silahlı Kuvvetleri (KSK)
Kuzey Irak kaynaklı olarak Batı ülkelerinde son günlerde yürütülen kampanya okların sivri ucunu  4 ülke de yaşayan Kürtleri kapsamına alan Kürt Ordusu kuruluşu üzerinde yoğunlaştırıyor. ABD Başkanı Obama’nın start düdüğü ile başlayan IŞID savaşı Batı ülkelerinin Kürtleri bütün siyasal kategorileri ile birlikte silahlandırma konusunda ‘çekingenliği’ bir kenara bırakmalarına neden oldu. Türkiye’de BDP adına Selahaddin Demirtaş’ın yaptığı biraz ‘nahoş’ kaçan ‘TSK Kürtleri silahlandırsın’ açıklaması şimdi bu çerçevede  ‘Birleşik Kürt Ordusu’ silahlandırılsın biçiminde kendi mecrasını çiziyor. Geçtiğimiz hafta BDP-HDP yöneticilerinin gerçekleştirdikleri Kandil, Erbil gezileri ve Talabani hareketi ile yaptıkları görüşmelerden sonra ortaya çıkan karar; ‘Türkiye, Suriye, Irak ve İran Kürtlerinin içinde yer alacağı ‘Joint Kurdish Armed Forces’ (Birleşik Kürt Silahlı kuvvetleri) adıyla kurulacak ordunun gerçekleştirilmesi. Selahaddin Demirtaş ise Erbil’de yaptığı açaıklamada  Türkiye silahlandırsın talebini ‘Türkiye dışındaki Kürt silahlı güçleri’ için yaptığını belirtti. Erbil kaynaklı ‘Kürt Silahlı Kuvvetleri’ projesi Erbil gezisi sonrası ABD ye uçan Selahaddin Demirtaş’ın  temel dayanağı.. PKK yı halen Terörist Örgütler listesinde tutan ve bu nedenle doğrudan silahlandırmaya karşı çıkan ABD yöneticilerine ‘Silahları PKK ya değil, onun da içinde bulunduğu Kürt Silahlı Kuvvetlerine verin’ mesajı,hemen kendini belli edecek, önemli sonuçlar verebilir.
                             

Kürt Ordusunun finans kaynağı

IŞID ile savaş programı içinde en az iki yıla yayılacağı belirtilen ‘yarım savaş’ şartları içinde Kürt Ordusu projesi ciddi bir gerçekleşme şansı taşıyor. ABD nin bölgede bir türlü dengeyi sağlamayamadığı Sünni ve Şii devletler ve savaş ağalıkları ile mukayese edildiğinde ‘Koordine edilmiş Kürt bölgeleri ve güçlü bir Kürt Ordusu’ Şark meselesinde yakın geleceği belirleyecek girişim olma özelliği taşıyor. Üstelik Kürt Ordusunun finans kaynağı da hazır ; Kerkük Petrolleri. ABD nin bölgedeki hava gücü ile desteklenen modern silahlara ve eğitim kaynaklarına sahip olacak bir Kürt Ordusu, arkasına Kerkük Petrolleri gibi bir finans kaynağını koyarsa Batı’nın Orta-Doğu’da ki en güvenilir silahlı gücünü yaratmakta olduğu fazlaca tartışma götürmez. Zira Batı için bölgedeki sürtüşmeli alternatifler ıskartaya çıkmış durumda. Gardı düşmüş Türk ve Irak Orduları, sabıkalı Sünni Salafi örgütleri ve ambargo kıskacı ile ‘zorunlu bir reformizm’ dönemine sokulan İran ordusunun muhalefeti gerçekte ‘ihmal edilebilir’ bir önem taşıyor. Siyasal anlamda ise Orta-Doğu’nun bize yakın kesimlerinde hayata geçmek üzere olan bir gerçek var ; Kürt kartı hiç bir zaman ABD çıkarları ile bu kadar çakışmamıştı.
                Türkiye’den hiç tepki gelmemesi şaşırttı
Orta-Doğu’nun yakın tarihi incelendiğinde onun geleceğini belirleyen güçlerin ABD-İngiltere-Fransa gibi ülkeler olduğu yanında bölgesel güçlerden Türkiye’nin büyük bir önem taşıdığı görülür. Orta-Doğu haritasının son çizildiği 1. Dünya savaşı sonrasında, savaşta yenilmesine karşın genç Türkiye Cumhuriyeti milli sınırlarını çizmeyi ve kırmızı çizgilerini ortaya koymayı başarmıştı. En zayıf durumunda bile ‘edilgen’ bir çizgi izlemeyen Türkiye’nin bu günkü tutumu aslında Batı’nın  stratejik denge hesapları yapan uzmanlarını şaşırtıyor. 80 yıllık ‘Şahin’ ordunun bugünkü seyirci tutumuna,Türkiye değerlendirmeleri yapan uzman kuruluşlar biraz da ‘ihtiyatlı’ yaklaşmayı tercih ediyorlar; Kimse, ‘bir dip dalgası’ihtimalini yabana atmıyor. ‘Türkiye  PKK ile görüşüyor. Siz neden onu Terörist listesinde tutuyorsunuz ?’ sorusuna muhatap olan Batı’lı liderler ve düşünce kuruluşları özellikle Türkiye’de süregiden ‘açılım tartışmalarının sonucunu’ bekliyorlar. Hiç kimse bu denli kolay gelecek bir ‘zafere’ inanmıyor. İngilizler için ‘İt’s to good to be true’..
Mahir Tan       LondraPosta- Londra