İki Şehrin Hikayesi; Hidalgo-Khan

       Londra şehir devletine doğru

                   İki şehrin hikayesi

Brexit referandum sonuçları artçı dalgaları ile en fazla Londra kentinde hissediliyor. Dünya’nın en büyük kültür,eğitim ve finans merkezi olarak kabul edilen Başkent Londra, bugünlerde Avrupa Birliğinden değil, İngiltere’den ‘bağımsızlık’ elde etme çabasında. Bunun iki büyük nedeninden birincisi Londra’nın 23 Haziran referandumunda, İngiltere sonuçlarının tersine, AB de kalma oyu vermesi. Londra’da yaşayan halkın %61 i AB de kalma oyu verdi. Londra’da ‘şehir devleti’ tadı veren taleplerin yükselmesinin ikinci büyük nedeni ise kentin İngiltere’de toplanan vergilerin % 33 ünü sağlaması, buna karşılık bu vergilerden kente harcanan payın % 7 de kalması. Dünya’nın dev başkentinin Brexit ile çelişen bir başka yönü ise kentteki işyerlerinin büyük çoğunluğunun ‘yabancı işçi talebi’. Dünyanın iletişim,eğitim,sanat,moda ve eğlence endüstrilerin toplandığı Londra vasıflı işçi ihtiyacını büyük ölçüde Avrupa kökenli yabancı işçilerden ve göçmenlerden sağlıyor. Londra’nın küçük-orta boy işyerleri ,bankacılık ve finans merkezleri giderek daha yüksek sesle ‘yabancı işçi talebini’ gündeme taşıyor.

Şehir Meclisine daha fazla yetki, Londra Vizesi

İngiltere’de popülaritesi en hızlı yükselen politik kişilik sanıldığı gibi Brexit galibi Boris Johnson yada Nigel Farage değil. Referandum sonrasında yıldızı yükselen lider Londra Belediye Başkanı Sadık Khan. Londra’nın 12 milyonluk nüfusu Brexit oylamasının yarattığı kaostan çıkmak için Parti liderlerinden değil, yoksul bir bir göçmen ailesinden gelen Sadık Khan’dan çok şeyler bekliyor. Brexit öncesinde ‘Londra için eğitim alanında ‘özel Londra vizesi’ uygulaması isteyen Sadık Khan bir yandan da Londra’da üretilen vergilerden daha büyük bir payın bu kente harcanması için güçlü bir kampanya yürütüyor. London People’s Assembly gibi yerel iktidar organlarının vize ve yabancı işçi yanında,housing, ulaşım,sağlık, eğitim alanlarında devlet tarafından kullanılan bazı yetkileri devralması talebi giderek yükseliyor.

İngiltere’yi kolay kolay bitmeyecek bir kaos ortamına sürükleyen Brexit referandumunun uygulanmasında en büyük mücadelenin ‘biz de Birleşik Krallık’tan ayrılırız’ diyen İskoçya yanında,Londra için ikinci bir referandum isteyen Londra halkı ile Merkezi Hükümet arasında yaşanacağının öngörmek zor bir iş değil.

Sırada Paris var

Charles Dickens’in ünlü romanı ‘İki şehrin Hikayesi’nde anlattığı İki şehir Londra ve Paris yine Dünya gündeminde. Zira ülkelerinin vergilerinin çok önemli bölümlerini üreten Avrupa’nın 1. Ve 2. Sanat,kültür ve finans merkezi Londra ve Paris’in benzer yönleri giderek ön plana çıkıyor. Londra’nın Sadık Khan’ı gibi Paris’in Anne Hidalgo su var. Bir İspanyol işçi ailesinden gelen Hidalgo, Sadık Khan’ı ilk ziyaret eden Belediye başkanı oldu. İki dev Avrupa kentinin başkanları da yabancı göçmenlere karşı benzer bir tutum alıyorlar. Hidalgo, Kuzey Paris’te yabancı sığınmacılar için bir merkez ve yaşam alanı yaratmak için faaliyete geçti. Merkezi yönetimden yetki istiyor. Avrupa, siyasi iktidarların Orta-Doğu ve Kuzey Afrika da saldırı savaşları ile yarattıkları ‘göçmen krizine’ iktidarlar yoluyla değil, büyük kentlerin göçmen kökenli Belediye Başkanları ile çözüm arıyor.

Mahir Tan       LondraPosta-Londra