Ukrayna’nın dört atom santralı

 Kırım’ın da Halva sı var.


Ukrayna’da göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşen olaylar sonrasında, dikkatler uzun yıllardır uluslararası gündemin ilk maddesi olan Orta-Doğu’dan Avrupa’ya kaydı. Yanukovitch iktidarını deviren darbeciler, daha yönetim binalarını bile ele geçirmeden Avrupa Birliği’nden 45 milyar Avro istediler. Böylece ‘Boyalı devrimler, Arap Baharı ve özgürlük savaşları’ arasına yeni bir ‘devrim’ tipi daha eklendi: Ismarlama devrimler. ABD ve AB istihbarat kuruluşlarının ve sivil toplum örgütlerinin başrolde bulunduğu bu komediler, her defasında ‘trajik’ sonuçlara yol açtı. Libya, Mısır, Suriye gibi ülkelerde korkunç sonuçlar veren iç savaşlar ve bir sürekli kaos ortamı yaratan Batı müdahaleleri, Ukrayna’da daha birkaç gün içinde bir yerine iki devlet sonucu yarattı. 

ABD ve AB’nin eline, hatta avucunun içine gelen Ukrayna, ‘biraz pahalı ancak stratejik olarak çok değerli’ bir kazanç oldu. Ukrayna’da kurulan korsan devlet, ne ideolojik anlamda, ne de ekonomik tabanı açısından AB’ye yar olabilecek bir tip değil. İktidara –belki de kontrol dışında- sahip çıkan yarı-faşist ırkçı güçlerin, bugüne dek ne demokrasi, ne de serbest pazar ekonomisi talepleri olmamış guruplardan oluşması, ancak Kaddafi sonrası Libya ve Suriye’nin devlet kontrolü dışındaki yarısında görülen kaos tipinde bir ortam ile mukayese edilecek bir ‘Yeni Ukrayna’ yaratacak. ABD-AB ve NATO çıkarları doğrultusunda yürütülen Ukrayna operasyonu sadece ve sadece jeostratejik amaçlarla ve Rusya’nın tam kapısının önüne NATO füzeleri yerleştirme amacıyla yürütüldü. Faşist darbecilere, AB tarafından ödenecek ‘ekonomiyi kurtarma’ parası, kurulacak yeni NATO üslerinin, teslim alınacak Rus yapımı nükleer silahların ve kurulu 4 adet nükleer santralin zamana yayılacak ödemesi olarak görülmelidir.
                             

ABD, Kırım’da hazırlıksız yakalandı


Ukrayna’daki ‘ısmarlama devrim’in mimarlarının yarattıkları kaos ortamında, Kırım’daki gelişmeleri kontrol edemedikleri ve Rusya’nın ani çıkışlarına karşı hazırlıksız yakalandıkları hemen ortaya çıktı. Büyük ölçüde Rus kökenli insanlardan oluşan Kırım nüfusu, hemen Rusya vatandaşlığına geçerek (böyle bir hakları var) kendilerinin ve ülkelerinin  güvenliğini sağlamak için ayağa kalktı. Tarihi olarak Sivastopol’da yerleşik bulunan Rus donanması ise Kırım’a doğal bir güvenlik ortamı sağlıyor. Ukrayna’da kurulan düzmece hükümetin alelacele Kırım’ı da temsil edebileceği hayaliyle Batı tarafından kurulan planlar, böylece daha ilk aşamada suya düştü ve Obama yönetimin altından kalkamayacağı bir uluslararası krize dönüştü. Askeri bütçesinde geniş ölçekli indirimlere giden, Suriye’de bir müdahaleye yanaşamayan, İran ile anlaşma zorunda kalan ve Afganistan’dan bu yıl sonunda çekilecek olan ABD’nin başını dertten derde sokacak yeni bir kriz başlamak üzere.

 Rusya Kırım’a 5 milyar ayırdı


Ukrayna olaylarını fazla geç olmadan değerlendiren ve ayaklanmacı güçleri çok yakından tanıyan Rusya, Kırım meselesini kökünden çözecek tedbirleri hemen devreye soktu. Orta-Doğu krizleri ve İran meselesinde aktif bir rol oynayan Rusya dışpolitikası, bu kez müzakere ve konferanslar yolunu değil, ‘kırmızı çizgi’ yolunu seçti. Rusya, düşmanın bu denli yakına sokulduğu bir savaşımda, ABD ve AB’nin beklediği ‘uzun süreli diplomatik girişimler’ tuzağına düşmedi. Kısa süre içinde, Kırım’da ayrı bir siyasi ve ekonomik yapı kuruluşu için harekete geçen Rusya, Kırım’da 5 milyar dolarlık yatırımlara girişiyor. Turizm, otelcilik, inşaat sektörü yanında, Kırım’da favori yatırımlar arasında ‘halva’da var. Kolayca ekonomik güvenliği ve refahı sağlanabilecek bir nüfusa sahip olan Kırım’a karşılık, yaşamını İMF ve Dünya Bankası desteğine, yani ‘çok sıkı bir kemer politikasına’ bağlamak zorunda kalacak Ukrayna var yarışmacı olarak. Turizm ve Halva cenneti olacak bir Kırım’ı tercih edecek olanlar şanslı…

Mahir Tan / LondraPosta / Londra


Telif hakkı saklıdır 2014! Kaynak gösterilmeden yazı, fotograf ve video kullanılamaz! 
                                  
      



Follow @LondraPosta