siyasi partiler ve PR kuruluşları

Partiler ve PR kuruluşları

Siyasi Parti, öncelikle bir siyasi platformun iktidar mücadelesi verecek bir biçimde örgütlenmesidir. Var olan yada kuruluş çalışmaları sırasında katılımcılar tarafından bir araya getirilerek ,bir bütün halinde, partiyi destekleyecek militan ve taraftarlara sunulacak bir siyasi yazımdan söz ediyoruz ‘platform’ derken. Siyasi Parti’nin ikinci bir özelliği de var olduğu kabul edilen siyasi platformun ‘siyasi mücadele’ yoluyla toplumda kabulü ve yaygınlaştırılması amacıyla örgütlenmiş bir siyasi kadronun bir araya getirilmesidir. Bu kadrolar aynı zamanda partinin üst kademe yöneticilerini oluştururlar. Siyasi Partiler Kanunu kalıplarına uyarak kurumlaşmış her örgütlenme ‘etik anlamda’ siyasi parti olmayabilir. Günümüz Türkiye pratiğinde siyasi parti ile karıştırılabilecek en yakın örgütlenme örneği ‘PR Guruplarıdır’ (Halkla İlişkiler Örgütleri). Kamuoyunda bir biçimde başarılı bulunmuş ve sempati toplamış, lider olarak tanımlanabilecek kişiliklerin etrafında toplanan ve onu bir seçim çalışması yoluyla halka sunarak ‘partileşme’ amacına yönelmiş sosyal guruplaşmalardan söz etmekteyiz burada.

Başkan Etrafında ‘kuşatma’

Böyle bir guruplaşmanın en çok dikkati çeken yönü; Genel Başkan olarak seçilen politik kişiliğin etrafında kurucular tarafından oluşturulan ‘izolasyon çemberidir’. Genel Merkez çevresinde oluşturulan bu çember,‘seçim süreci içersinde’ kurucu ve merkez yöneticileri olarak isimlerini yazdırmayı başarmış kişilerin değişmeden kalmasını sağlar. Gerçekte, profesyonel bir çalışma içinde olan Genel Merkez erkanı, her zaman çok ‘meşguldürler’, telefonları açmaz, mesajlara cevap vermezler. Kuşkuya yer yok ki ‘Genel Başkan çok yoğun gündemi dolayısıyla randevü veremez.’

Bu guruplaşmanın-isterseniz partileşme deyin- bir tek amacı vardır; Kazasız belasız seçim günlerine ulaşmak. Zira Kurucular ve Genel Merkez erkanının siyasi değilse de, mesleki bir öngörüleri vardır ; Genel Başkan,bir PR figürü olarak, seçimlerde halktan büyük bir ilgi görecektir. Kuruluşun nedeni de budur.

Siyasetçiler dışında kurulmuş yönetim

Bu kuruluşun yönetim kademeleri de, deneyim sahibi gözlemcilerin ‘hemen dikkatini çekecek’ kadar ilginçtir. Büyük sözler etmeye düşkün bu siyasi partinin,Genel Başkanı dışında,hiç bir profesyonel siyasetçisi yoktur. Yönetim kademeleri- seçimsiz ve otomatik- ikinci kademeden eski devlet memurları, serbest meslek sahipleri, küçük çaplı iş adamları, başka partilerden gelme gençlik kolları üyeleri ve bir gurup ‘eski’ yerel yönetim sorumlularından oluşur. Parti Genel Merkezi’ni ziyaret edebilme şansınız olduğunda kapılacağınız duygu aşağı yukarı şöyle olacaktır ;’Bu insanların aklına parti kurmak nereden gelmiştir ? Ne hakla Türkiye’nin kaderini tayin edecek bir seçimde kurtarıcı rolüne kendilerini uygun buluyorlar’. Bu partinin yöneticilerinin hemen tümü ‘hayatında Yeşilay derneği bile yönetmeden’,partide başkan yardımcısı,yardımcının yardımcısı, genel sekreter gibi ünvanlarla ziyarete gelen taraftarları karşılarlar,daha doğrusu onları baştan savarlar.

 

Bir tek gazeteci yada yazar bile olmadan

 

Bu partinin kurucu ve yönetim kadroları arasında bir tek profesyonel gazeteci,medya mensubu yada yazar bulunmaması da en çok dikkat çeken yönlerden biri olur. Bu parti nasıl siyasi mücadele verecektir ? Yönetim kademelerindeki ‘uzmanlar’, siyasi mücadele için etrafında toplanılan Genel Başkan’ın doğal ‘haber niteliğine’ güvenirler. Medya, Genel Başkan’ın peşinde koşacaktır. Sonrasında ise, ‘facebook’ üzerinden organize edilen ‘guruplar’ yoluyla mesaj aktarımı yeterli olacaktır. Gerçekte kurucuların büyük bölümü Türk siyaset sahnesinin ‘gerçek kişilikleri’ değil Facebook sayfalarının ‘sanal kahramanlarıdır’.

Böyle bir siyasi parti kurmuş iseniz, önümüzdeki  Türkiye’nin kader seçimine ‘sanal’ bir güç olarak gireceksiniz demektir. Yine,böyle bir parti kurmuş olmanıza rağmen kendinizi ‘faydalı’ bir hale getirmek isterseniz, ilk yapacağınız iş Genel Başkan’ etrafında kurduğunuz ‘kuşatmayı’ kaldırmak ve onu gerçek siyasetçilerle buluşturmak olmalıdır. Zira o bizim belki de tek şansımız..

 

Mahir Tan             LondraPosta- Londra