FARKLAR VE BENZERLİKLER

        Farklar ve Benzerlikler

 

Sarı Yelekliler, Fransa’da uzun yıllar dillerden düşmeyecek güçlü bir protesto fırtınası estirdiler.

İçinde çok farklı siysi guruplaşmaların yer aldığı, bir parti yada sendikanın önderliği altında yürütülmeyen protestoların bundan sonra kısmi tavizler sonrası yatışması bekleniyor.

Avrupa’da iktidarı ele geçiren sağ ve muhafazakar partilerin birbirinden küçük farklılıkar gösterdiği temel ekonomi politikaları esas olarak kamu harcamalarından kesintiler, adaletsiz vergi sistemi, artan issizlilk oranı gibi kapitalist sistemin, şimdilerde neoliberal olarak adlandırılan daha ‘vahşi’ yorumu nun uygulanması.

Bu yoruma karşı çıkan politikalar ise Avrupa’nın Neoliberalizm öncesi, sosyal demokrat iktidarlarına ait yaygın kamu harcamaları, sosyal adaletçi bir vergi ve ücret politikası, üretime dönük ekonomi paketlerinden oluşan kapitalizmin Sol-Sosyal demokrat yorumu.

Kamu Harcamalarından kesintiler ve vergi adaletsizliği uzun bir süredir İngiltere’de de kitleleri yaygın protesto hareketlerine çekiyor. İngilterede Avrupa genelinden farklı olarak hareketlere, net görüntülerle olmasa bile, ana muhalefet partisi İşçi Partisi ve bu partiye güçlü bağlarla bağlı olan İşçi Sendikaları önderlik ediyor. Güçlü Muhalefet Partisi nin taraf olması, Avrupa’da kitlesel protestolarla, İngiltere’dekiler arasındaki temel farklardan birisi. Çünkü yaşamından hoşnut olmayan düşük gelir guruplarının destekledikleri ve iktidar alternatifi olarak gösterilebilecek düzeyde bir Siyasi parti mevcut.  Üstelik bu olasılık, Muhafazakar Parti’nin  Brexit çıkmazı nedeniyle içine düştüğü zaafiyet nedeniyle giderek güçleniyor. Protestoların iktidar değişikliği hedefiyle yönlendirilmesi, özellikle önümüzdeki hafta Salı günü yapılacak parlamento daki Brexit oylaması sırasında Londra’da ciddi sonuçlara yol açabilir.

Fransa ve kısmen Belçika’da yaşanan sarı yelekliler protestoları, sokak ve polisle sürtüşme-çatışma yönü yüksek ancak parlamento da temsil açısından zayıf kalan gösteriler olarak kaldılar. Düşük gelirli halk kitlelerinin partisiz desteğini büyük ölçüde almayı başaran Sarı Yelekliler, Cumhurbaşkanı Macron’dan bazı tavizler elde ederek geri çekilirlerse, ileriye dönük olarak kurumsallaşma çabalarına girişebileceklerdir.

Kitlesel Protesto geleneği, Avrupa dışında Türkiye’yi de içine alacak bir biçimde irdelendiğinde farkların çok daha büyüdüğü ve nitelikse bir karakter kazandığı görülüyor.

Herşeyden önce  Macron ekibi, Sarı yelekliler hareketini şeytanlaştırma ve yasadışı hale getirmeye çalışmıyor. Türkiye’de farklı talepler içermekle birlikte biçimsel olarak salt bir protesto hareketi olarak kalan ‘Gezi’, hala sürdürülen davalarla dış güçlere bağlı bir terör hareketi olarak yasadışı hale getirildi.  Gezi’de ölümle yada ağır yaralanmalarla sonuçlanan tüm hareketler ise polis güçlerinin saldırılarıyla ortaya çıkmıştı. Kısacası her türlü protesto hareketine karşı Avrupa’daki sağ hükümetlerin tutumu, Türkiye ile kökten farklı bir rota izliyor.

Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasında Protestoların içeriği ve niteliği arasındaki en önemli fark ise, Türkiye’de görülecek muhalefet hareketlerinin, salt ekonomik sisteme değil, bir bütün olarak Siyasi-ekonomik rejime yönelmek zorunda oluşu.  Türkiye’de muhalefet bloklarını oluşturan halk kitlelerinin talepleri sadece ekonomik olmakla kalmıyor. Türkiye’de son 15 yıl içinde ortaya çıkan değişiklikler sonucu Ülkede doğan ortam,  halk kitleleri için eğitim, laiklik, adalet, hukuk devleti, kadın ve insan hakları gibi hayatın tüm alanlarında mutlak bir değişimi zorunlu kılıyor. Bu nedenle Türkiye’de Avrupa benzeri salt ekonomik taleplerle yaşanan bir protesto eylemi beklenmemelidir.

Türkiye’nin Sarı Yeleklileri, yola çıkarlarsa, mücadelelerinin çok daha sancılı ve uzun vadeli olduğunu bilerek hareket etmek zorundadırlar. Zira talepler, bir protesto eylemi ile karşılanmanın çok ötesinde devlet yapısının yeniden organize edilmesi, Cumhuriyet ve Demokrasi ilkelerinin uygulanması hakkında olacaktır. Kadınların,çocukların yaşam haklarının garanti edilmesi, laik sisteme dönülmesi, parlamento nun yeniden egemen hale getirilmesi Avrupa’da değil, Türkiye’de arkasında seferber olunacak İnsanın Doğal hakları olarak gündemin birinci sırasında …

Mahir Tan             LondraPosta-Londra