95. YILDA ‘CUMHURİYET YENİDEN’

    Cumhuriyet Yeniden

 

Londra’da Cumhuriyet’in 95. Yıldönümü kutlamaları yeni umutlar yeşertiyor toplumda. İTDF tarafından geleneksel olarak yapılan Cumhuriyet Balolarından bir yenisi dün akşam gerçekleştirildi. Geçtiğimiz yıllara göre daha coşkulu ve çok daha gençleşmiş bir katılımla gerçekleşen Cumhuriyet Balosu, bizde, Cumhuriyet ve Onun kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün düşüncesi üzerinde artan gerici baskısına tepkinin hızla yükseldiğini gösterdi.

Londra’da Cumhuriyet toplumunun ana gövdesini oluşturan İngiltere Türk Dernekleri Federasyonu ve İngiltere Atatürkçü Düşünce Derneği balolar ve Anma Günleri ile bu gerçeği gösteren bir toplumsal ayna olma görevini şık bir biçimde üstleniyor.

2018 Yılı Cumhuriyet Balosu, İTDF Başkanı Jale Özer ve Asbaşkan Dr. Ali Tekin Atalar tarafından hazırlanan bir ‘Cumhuriyet Yeniden’ toplantısı biçiminde yaşandı. ADD Genel Başkan yardımcısı Nasuh Mahruki’nin ana konuşmacı olarak katıldığı Balo’da ünlü Piyano sanatçımız Gülsin Onay, çok sayıda eğitimci, sanatçı ve araştırmacı- yazar yer aldılar. 95 yıllık Cumhuriyet ‘Eliti’nin izinde giden, ‘Cumhuriyet Yeniden Eliti’ dün akşam karşımızdaydı.

95.Yıl balosunda ilk konuşmayı yapan İTDF Başkanı Jale Özer, tam olarak bu atmosferi yansıtan açış konuşmasında ‘Cumhuriyeti Yeniden Yaşatmak’ başlığı altında özetle şunları söyledi.   

‘Yanmış, yıkılmış , yoksul,  her tarafı  ateşler içinde olan bir imparatorluktan  modern,  parlamenter demokrasi, emekçi  hakları, Latin alfabesi , kılık kıyafet ,bilime ve ilime dayalı , hiçbir ülkenin sistemine benzemeyen ,tamamen ülkenin şartlarından doğan bu ulusal ve çağdaş yeni Türkiye Cumhuriyeti Anadolu’nun tüm halklarını  din,dil,ırk ve mezhep farkı gözetmeden laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin çatısı altında eşit vatandaş statüsünde birleştirmiştir. Ve bu Türkiye Cumhuriyeti’ni de 1923’de kuran  büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’tür. Bu Cumhuriyet laiklik, kuvvetler ayrılığı ve demokrasiye dayanan halkın kendi kendini idaresi olan parlamenter rejimdi. Ve en önemli özelliklerinden biri hukuk devleti olmasıydı.

Bugün ise durum tamamıyla farklıdır. Önce 15 Temmuz 2016’da yaşadığımız demokrasi karşıtı kalkışma, arkasından Kanun hükmündeki kararnameler, neticeleri hala şaibeli olarak tanımlanan 17 Nisan referandumu ve en son olarak da öne çekilen 24 Haziran seçimleri sonucu göstermiştir ki artık halkın kendi kendisini idaresi olan parlamento rejimi tamamen ortadan kaldırılmış, onun yerine ülkemizi ortaçağ karanlığına götürecek tek adam rejimi olan başkanlık sistemine geçilmiştir. 

Bugün, Cumhuriyetin neredeyse  tüm kazanımlarının içinin boşaltıldığı satıldığı, ana akım medyasının  % 95’nin ele geçirildiği, muhalefet partilerinin susturulmaya çalışıldığı, en masum protesto hakkını bile kullanan öğrencilerin  hapse atıldığı, yüzlerce yıl Anadolu’da birlikte yaşayan halklar Cumhuriyet tarihinin  hiçbir döneminde görülmeyecek şekilde kutuplaştırılmaya ve adeta bir ayrışma içine sokulmaya çalışılmakta , ekonomik ve politik  açıdan dışa bağımlı bir politikanın izlenmesi neticesinde ülkemiz dolu dizgin bir şeriat devleti olma yolunda hızla koşuyor.
Ancak bu şartlar altında dahi ,Büyük Önder Atatürk’ün  ‘ Umutsuz durum yoktur, umutsuz insanlar vardır’ sözünü unutmayarak umutsuzluğa kapılmadan, Atatürk’ün kurduğu çağdaş, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti’mizi   sonsuza kadar yaşatmak her Türk vatandaşının görevi olmalıdır.’

 

‘Mustafa Kemal Gibi Düşün’

 

ADD  Genel Başkan Yardımcısı Nasuh Mahruki ise yaptığı uzun ve siyasi içeriği çok güçlü mesajlarla dolu olarak sürdürdüğü konuşmasında Gençlik,Eğitim,Özgürlük ve Cesaret kavramlarına ağırlık verdi. Türkiye’de spor, dağcılık, denizcilik, toplumsal örgütlenme-yardım  alanlarında büyük başarılara imza atan Nasuh Mahruki’nin yaptığı siyasi vurgulamalar, Cumhuriyet toplumunun çok önemli bir siyasi önder kazandığını ortaya koydu.

Mahruki, 95.yıl Balosunda birçok mesajı ön plana çıkardı. Bu mesajların büyük bölümü şu sıralarda Cumhuriyet ve Cumhuriyet karşıtları arasında sürmekte olan savaşın ateş hattında tartışılan konular ile ilgiliydi. Siyasi literatüre Norveç dilinde var olan ‘Mustafa Kemal Gibi Düşün’ sözü ile bir katkı yapan Mahruki, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 Yılında ilk Başbakan olarak atadığı İsmet İnönü’ye yazdığı mektubu gerekçeleriyle birlikte okuyarak, gerçekten ‘Mustafa Kemal gibi düşünmenin’ mümkün olduğunu kanıtladı.

Cumhuriyete saldırıların, Atatürk ile birlikte onun silah arkadaşlarına saldırılar ile yoğunlaştığı bir dönemde Nasuh Mahruki’nin gündeme taşıdığı ‘Atatürk’ün İnönü’ye mektubu, bir yanda Cumhuriyet kadrolaşmasının temellerini bir yanda da Kurtuluş savaşı ile bağımsızlığını kazanan ülkenin içinde bulunduğu yıkım ve felaket ortamını anlatıyordu.

İnönü, Mustafa Kemal Atatürk tarafından ‘sıfırdan başlamak’ için Başbakan olarak atanmıştı. ‘Mustafa Kemal gibi düşünmek’ işte bu olmalı. Zira, Kurtuluş Savaşı da ‘sıfırdan’ başlamıştı. Eğitim,devrimler,yeni ve çağdaş toplum, ümmet den vatandaş , sultanlıktan parlamenter  devlet yaratmak Mustafa Kemal olarak düşünmenin göstergeleri oldu.

Cumhuriyet, yoktan var etme sanatı. Bunun ne demek olduğunu kavramak için, Mahruki’nin sözünü ettiği Tükidides’in ‘Mutluluğun sırrı özgürlüktür .Özgürlüğün sırrı ise cesarettir.’ Sözlerine bakmak gerekiyor.

‘Mustafa Kemal gibi düşünmek’ istiyor Cumhuriyet insanı.

İstenen; ‘Cumhuriyet’i yoktan var etmek gibi çok zor bir iş değil 2o18 Türkiye’sinden.

Sadece var olan temellerden onu ‘yeniden kurmak’ gerekiyor.

‘Mutluluk için Özgürlük,Özgürlük için Cesaret’ isteniyor. Kısaca ‘Mustafa Kemal gibi düşünmek’..

 

Mahir Tan              LondraPosta-Londra