30 Mart seçimini kazanamazsınız. Onunla ‘kazanmaya başlarsınız’

30 Mart Belediye seçimlerine girerken yönetimin en zayıf, muhalefetin en güçlü olduğu bir dönemdeyiz. 30 Mart ile kazanmaya başlamak için Türk toplumu en uygun zeminde bulunuyor.  Ankara ve İstanbul belediyelerini kazanmak, halkın mücadeleye cesaret edip etmediğini gösterecektir.

                           

3 seçimli yılın sonunda; 
Normale dönüş  
                                               


Yerel ya da Genel seçimlerin tümü, diken üstünde geçecek bir gün demektir. Seçim, gerçek ile hayal dünyasını ayıran ince çizgi üzerinde cereyan eder. Her seçim sonrasında Siyasi partiler ya da bireysel adayların ‘Seçmen kararına saygılıyız. Seçmen (sanki böyle bir kişi varmış gibi) bize muhalefet görevi verdi’ yollu açıklamaları ile biter.  Bu normal işleyiş. Türkiye’de olanlar, böyle bir sonuca dönmenin bile, 30 Mart gününden başlayarak 1 yıllık bir mücadele gerektirdiğini gösterdi. 

Yerel Yönetimleri, Cumhurbaşkanlığı ve Genel seçimler ile, 2015 yılı baharında Türkiye, 2002 yılı öncesindeki ‘normal’ ortamına dönebilecek mi? Pazar günü yapılacak Belediye seçimleri, işte bu sonuç hakkında ilk ipuçlarını verecek. Türkiye ‘Normalleri’ 12 Yıllık AKP iktidarı öncesinde, iyisi ve kötüsü ile var olan iktidar, muhalefet, devlet, ordu, bürokrasi ve seçmenlerden oluşan Türkiye siyasi ortamı idi. 

Yanlışları ve eksikleri ile birlikte bir hukuk sisteminin mevcut olduğu, tek parça halindeki bir ülke toprağı, darbelerle kesilip durmasına karşın işleyen bir parlamenter sistem, net ve belirli ülke sınırları olan bir Türkiye… Olabileceklerin en iyisi budur: 30 Mart seçimini kazanamazsınız. Onunla ‘kazanmaya başlarsınız’.

İki büyük belediye yeter


Dünya’da Türkiye ve orada hükum süren iktidar hakkında artık yerleşmiş bir kanı var. Bu kanı, iktidar gizli ortaklarından birinin, ‘intihar saldırıları’ sonunda net olarak ortaya çıktı. Gırtlağına kadar yolsuzluk ve rüşvet bataklığındaki, gitmemek için sınır tanımaz bir biçimde baskı uygulamaya hazır, ‘Türkiye normalleri’ dışındaki bir yönetim. Bu yönetim, Türkiye Cumhuriyet tarihinde görülmüş en büyük ve en uzun süreli ‘mürteci hareketi’ oldu. Toplum içinde yarattığı bölünme, Devlet sistemine verdiği zarar da bu karakteri ile orantılı olarak büyük oldu. Son 12 yıla damgasını vuran irtica ve bölücülük, şanslı bir biçimde, son üç ay içinde kazanımlarını yavaş yavaş kaybetmeye başladı. 

30 Mart Belediye seçimlerine girerken yönetimin en zayıf, muhalefetin en güçlü olduğu bir dönemdeyiz. 30 Mart ile kazanmaya başlamak için Türk toplumu en uygun zeminde bulunuyor. Ankarave İstanbul belediyelerini kazanmak, halkın mücadeleye cesaret edip etmediğini gösterecektir. Tüm Çağdaş Dünya’nın beklediği sonuç bu olacaktır Pazar akşamı… Pazar günü sandık başına giden yurttaşlardan, sadece ve sadece büyük kentlerde iktidar partisi adayları dışında, kazanma şansı olan Muhalefet Adaylarına oy verenlerin, çorbada tuzu bulunacaktır. Herşey yarın yeniden başlayabilir… 

Mahir Tan / LondraPosta / Londra

Telif hakkı saklıdır 2014! Kaynak gösterilmeden yazı, fotograf ve video kullanılamaz!